|
- I'm tired of dancing.
- Dans etmekten yoruldum.
- I think she is good at dancing.
- Bence dans etmekte iyi.
- Betty is crazy about dancing.
- Betty dans etmek için deli oluyor.
- He likes singing and dancing.
- Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi seviyor.
- Tom is just not very good at dancing.
- Tom dans etmekte pek iyi değil.
- I went out dancing.
- Dışarı dans etmeye çıktım.
- Tom says he actually enjoys dancing.
- Tom aslında dans etmekten hoşlandığını söylüyor.
- Tom felt like dancing.
- Tom dans etmek istedi.
- I'm good at dancing.
- Dans etmekte iyiyim.
- Tom certainly isn't shy when it comes to dancing.
- Konu dans etmeye gelince Tom kesinlikle utangaç değil.
- I feel like dancing.
- Dans etmek istiyorum.
- I don't feel like dancing.
- Dans etmek istemiyorum.
- Tom hates dancing.
- Tom dans etmekten nefret ediyor.
- Tom is just not good at dancing.
- Tom dans etmekte iyi değil.
- Tom hates dancing.
- Tom dans etmekten nefret eder.
- Sami went dancing.
- Sami dans etmeye gitti.
- Dancing is my hobby.
- Dans etmek benim hobim.
- Talking about music is like dancing about architecture.
- Müzik hakkında konuşmak mimari hakkında dans etmek gibidir.
- Tom and Mary don't go dancing anymore.
- Tom ve Mary artık dans etmeye gitmiyorlar.
- I have no intention of dancing.
- Dans etmeye hiç niyetim yok.
- Dancing is fun.
- Dans etmek eğlencelidir.
- Why don't you come dancing with me?
- Niçin benimle dans etmeye gelmiyorsun?
- We went dancing.
- Dans etmeye gittik.
- Let's go dancing.
- Dans etmeye gidelim.
- Do you enjoy dancing?
- Dans etmeyi sever misin?
- Did you go dancing last weekend?
- Geçen hafta sonu dans etmeye gittin mi?
- She's just not good at dancing.
- Dans etmekte iyi değil.
- I'm not good at dancing.
- Dans etmekte iyi değilim.
- I don't like dancing very much.
- Dans etmeyi pek sevmem.
- She enjoys dancing and horseback riding.
- O dans etmeyi ve ata binmeyi sever.
- Are there good places to go dancing near here?
- Buralarda dans etmek için iyi yerler var mı?
- I don't feel much like dancing.
- Dans etmek istemiyorum.
- We just don't feel like dancing.
- Canımız dans etmek istemiyor.
- Tom stopped dancing.
- Tom dans etmeyi bıraktı.
- Don't you ever get tired of dancing?
- Hiç dans etmekten bıkmaz mısın?
- I don't feel like dancing right now.
- Şu anda dans etmek istemiyorum.
- You must really like dancing.
- Dans etmekten gerçekten hoşlanıyor olmalısın.
- Tom is afraid of dancing in public.
- Tom toplum içinde dans etmekten korkuyor.
- How often do Tom and Mary go dancing?
- Tom ve Mary ne sıklıkta dans etmeye gider?
- You must really like dancing.
- Dans etmeyi gerçekten seviyor olmalısın.
- Nobody seems interested in dancing with me.
- Kimse benimle dans etmekle ilgilenmiyor.
- I enjoy reading, cuddling by the fireplace and slow dancing.
- Okumaktan, şömine başında sarılmaktan ve yavaş dans etmekten hoşlanırım.
- Tom, the train is no place for dancing!
- Tom, tren dans etmek için uygun bir yer değil!
- We're going dancing today.
- Bugün dans etmeye gidiyoruz.
- Are there good places to go dancing near here?
- Buralara dans etmeye gitmek için iyi yerler var mı?
- When it comes to dancing, nobody can move like Michael Jackson.
- Konu dans etmek olduğunda, kimse Michael Jackson gibi hareket edemez.
- I went dancing on the ice exactly once.
- Tam olarak bir kez buzda dans etmeye gittim.
- Tom felt like dancing.
- Tom'un canı dans etmek istedi.
- Tom went out dancing.
- Tom dans etmek için dışarı çıktı.
- She likes to go dancing with her friends.
- O, arkadaşlarıyla dans etmeye gitmeyi sever.
- I hate dancing.
- Ben dans etmekten nefret ediyorum.
- I'm tired of dancing.
- Dans etmekten usandım.
- I don't feel like dancing.
- Canım dans etmek istemiyor.
- Tom, Mary, John and Alice all enjoy dancing.
- Tom, Mary, John ve Alice dans etmekten hoşlanıyorlar.
- He likes dancing, much more music.
- Dans etmeyi, müziği daha çok seviyor.
- I'm not good at dancing.
- Dans etmede iyi değilim.
- I don't see any way of stopping Tom from dancing.
- Tom'u dans etmekten alıkoymanın bir yolunu göremiyorum.
- Dancing is prohibited.
- Dans etmek yasak.
- I hate dancing.
- Dans etmekten nefret ediyorum.
- Everyone paired off and began dancing.
- Herkes eşleşti ve dans etmeye başladı.
- Tonight, let's all go dancing.
- Bu gece hepimiz dans etmeye gidelim.
- Dancing makes me feel young again.
- Dans etmek bana kendimi yeniden genç hissettiriyor.
- Tom and I don't go dancing anymore.
- Tom ve ben artık dans etmeyeceğiz.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
- Diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha çok seviyor.
- I just don't feel like dancing tonight.
- Bu gece dans etmek istemiyorum.
- I went out dancing.
- Dans etmeye çıktım.
- Tom wasn't very good at dancing.
- Tom dans etmekte pek iyi değildi.
- Dancing makes me feel young again.
- Dans etmek beni tekrar genç hissettiriyor.
- I just don't feel like dancing tonight.
- Bu gece canım dans etmek istemiyor.
- She likes dancing in a disco better than skiing.
- Bir diskoda dans etmeyi kayak yapmaktan daha fazla sever.
- I don't feel like dancing now.
- Canım şimdi dans etmek istemiyor.
- When it comes to dancing, nobody can move like Michael Jackson.
- Dans etmek söz konusu olduğunda hiç kimse Michael Jackson gibi hareketler yapamaz.
- She enjoys dancing and horseback riding.
- Dans etmeyi ve ata binmeyi seviyor.
- Why don't we go dancing?
- Niçin dans etmeye gitmiyoruz?
- Today, we are going dancing.
- Bugün dans etmeye gidiyoruz.
- Do you remember how amazing Tom was at dancing?
- Tom'un dans etmede ne kadar harika olduğunu hatırlıyor musun?
- Tom said he felt like dancing.
- Tom dans etmek istediğini söyledi.
- I don't feel like dancing right now.
- Şu anda canım dans etmek istemiyor.
- I have no intention of dancing.
- Dans etmeye niyetim yok.
- Tom and Mary like to go dancing with their friends.
- Tom ve Mary arkadaşları ile birlikte dans etmeye gitmeyi severler.
- Talking about music is like dancing about architecture.
- Müzik hakkında konuşmak, mimari hakkında dans etmek gibidir.
- I felt like dancing.
- Dans etmek istedim.
- Tom is just not very good at dancing.
- Tom sadece dans etmede çok iyi değil.
- Don't you ever get tired of dancing?
- Dans etmekten hiç yorulmaz mısın?
- I felt like dancing.
- Canım dans etmek istedi.
- I have no interest in dancing.
- Dans etmekle ilgilenmiyorum.
- Do you enjoy dancing?
- Dans etmekten hoşlanıyor musun?
- I enjoy reading, cuddling by the fireplace and slow dancing.
- Okumaktan, şöminenin yanında sarılmaktan ve yavaş dans etmekten zevk alırım.
- We're going dancing.
- Dans etmeye gidiyoruz.
- Aoi's hobby is dancing.
- Aoi'nin hobisi dans etmek.
- Dancing is not a crime.
- Dans etmek suç değildir.
- Keep dancing.
- Dans etmeye devam edin.
- Dancing is not a crime.
- Dans etmek bir suç değil.
- I don't feel like dancing now.
- Şu an dans etmek istemiyorum.
- How did you talk Tom into dancing?
- Tom'u dans etmeye nasıl ikna ettin?
- He likes singing and dancing.
- Şarkı söylemeyi ve dans etmeyi sever.
Show More (93)
|
|
- Allegedly many were not homosexual but just enjoying the western culture of drinking alcohol and dancing.
- İddialara göre birçoğu homoseksüel değildi, sadece alkol ve dans gibi batı kültürünün tadını çıkarıyordu.
- Once we won first prize in a dancing competition.
- Bir keresinde bir dans yarışmasında birincilik ödülü kazanmıştık.
- Once we won first prize in a dancing competition.
- Bir keresinde, dans yarışmasında birincilik ödülü kazanmıştık.
- Once we won first prize in a dancing competition.
- Bir keresinde bir dans yarışmasında birincilik ödülü almıştık.
- Betty is a dancing teacher.
- Betty, bir dans öğretmeni.
- My dancing career isn't over.
- Dans kariyerim bitmedi.
- I take dancing and modeling lessons.
- Dans ve mankenlik dersleri alıyorum.
- She went to Los Angeles for the purpose of studying dancing.
- Dans eğitimi almak için Los Angeles'a gitti.
- Dancing will continue until midnight.
- Dans gece yarısına kadar devam edecek.
- Bring your dancing shoes.
- Dans ayakkabılarını getir.
- Bring your dancing shoes.
- Dans ayakkabılarınızı getirin.
- I take dancing and modeling lessons.
- Dans ve modellik dersleri alıyorum.
- Do you actually go to dancing class?
- Sen gerçekten dans dersine gidiyor musun?
- Do you actually go to dancing class?
- Gerçekten dans kursuna gidiyor musun?
- Betty is a dancing teacher.
- Betty bir dans öğretmenidir.
- Tom is a dancing teacher.
- Tom bir dans öğretmeni.
- She went to Los Angeles for the purpose of studying dancing.
- O, dans eğitimi amacıyla Los Angeles'a gitti.
- Betty is crazy about dancing.
- Betty, dans için deli oluyor.
- She is wearing dancing shoes.
- Dans ayakkabıları giyiyor.
- She is wearing dancing shoes.
- O dans ayakkabıları giyiyor.
- Every week I study piano on Monday and Tuesday, and dancing on Wednesday and Friday.
- Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano, Çarşamba ve Cuma günleri de dans çalışıyorum.
Show More (18)
|