|
- Massively overexploited, immigrants are the victims of liberal deregulation.
- Aşırı derecede sömürülen göçmenler liberal deregülasyonun kurbanlarıdır.
- This has nothing to do with deregulation, liberalisation or privatisation.
- Bunun deregülasyon, liberalizasyon ya da özelleştirme ile hiçbir ilgisi yoktur.
- Only a handful of shareholders and investors have benefited from deregulation.
- Sadece bir avuç hissedar ve yatırımcı deregülasyondan fayda sağlamıştır.
- What we are doing here is actually regulated deregulation, if I am allowed to say that.
- Burada yaptığımız şey aslında düzenlenmiş bir deregülasyondur, eğer bunu söylememe izin verilirse.
- This is the next logical step in the deregulation policy hitherto.
- Bu, şimdiye kadar izlenen deregülasyon politikasının bir sonraki mantıksal adımıdır.
- Mr Harbour complained that I did not address the issue of deregulation.
- Bay Harbour, deregülasyon konusuna değinmediğimden şikâyet etti.
- It already starts with deregulation; it already starts with the division of companies.
- Bu zaten deregülasyonla başlıyor; bu zaten şirketlerin bölünmesiyle başlıyor.
- Once again, however, we should not act as if the Pandora's box of deregulation had been opened.
- Ancak bir kez daha Pandora'nın deregülasyon kutusu açılmış gibi davranmamalıyız.
- President-in-Office, you mention competitiveness, economic growth and deregulation.
- Sayın Cumhurbaşkanı, rekabetçilik, ekonomik büyüme ve deregülasyondan bahsettiniz.
- The banking industry lobbied for deregulation.
- Bankacılık sektörü deregülasyon için lobi yaptı.
Show More (7)
|
