Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
dissuade
vazgeçirmek
v.
I tried to
dissuade
him from participating in the project.
Onu projeye katılmaktan
vazgeçirmeye
çalıştım.
Tom won't be easily
dissuaded.
Tom kolay kolay
vazgeçmeyecektir.
She tried to
dissuade
him from participating in the project.
Onu projeye katılmaktan
vazgeçirmeye
çalıştı.
I tried to
dissuade
a friend of mine from getting married.
Bir arkadaşımı evlenmekten
vazgeçirmeye
çalıştım.
Show More (1)
2
dissuade
caydırmak
v.
Tom won't be easily
dissuaded.
Tom kolayca
caydırılmayacak.
Show More (-2)