Tureng - do with - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	do with	yapmak	v.
	This is where we could have done with something more intelligent. İşte bu noktada daha akıllıca bir şey yapabilirdik. Secondly, I believe we must decide what to do with the wreck. İkinci olarak, enkazla ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğine inanıyorum. What will be done with the oil which has been withdrawn? Çekilen petrol ile ne yapılacaktır? What was done with the mustard gas grenades? Hardal gazı bombalarıyla ne yapıldı? What do they want to do with Iraq, what can they do with Iraq? Irak ile ne yapmak istiyorlar, Irak ile ne yapabilirler? We want to know exactly what to do with these substances. Bu maddelerle ne yapacağımızı tam olarak bilmek istiyoruz. What do we do with people who publicly rejoice in the images of 11 September? Alenen 11 Eylül görüntülerinden sevinç duyan insanlara ne yapacağız? We cannot operate on the same budget with 25 Member States as we did with 15. Daha önce 15 Üye Devlet ile yaptığımız gibi 25 Üye Devlet ile aynı bütçeyle çalışamayız. How does waste legislation relate to what we do with our cattle feed? Büyükbaş hayvan yemlerimizle ne yaptığımızın atık mevzuatıyla nasıl bir ilişkisi var? That is the best we can do with the science we have. Elimizdeki bilimle yapabileceğimizin en iyisi budur. What are we going to do with all these objectives set out on paper? Kağıt üzerinde belirlenen tüm bu hedeflerle ne yapacağız? This is where we could have done with something more intelligent. İşte bu noktada daha akıllıca bir şeyler yapabilirdik. What do we do with Islamic preachers who preach hatred and violence? Nefret ve şiddet vaaz eden İslami vaizleri ne yapacağız? The first has to do with the approach, which favours monopolies, as did GATT. Birincisi, GATT'ın yaptığı gibi tekelleri destekleyen yaklaşımla ilgilidir. We want to know, though, what is done with the money that is granted to them, which is only right and proper. Yine de onlara verilen parayla ne yapıldığını bilmek istiyoruz, ki bu doğru ve yerinde bir harekettir. What are we to do with a directive that starts by setting targets and then makes them more lenient? Hedefler koyarak başlayan ve daha sonra bunları daha yumuşak hale getiren bir yönerge ile ne yapacağız? We want to know exactly what to do with these substances. Bu maddelerle tam olarak ne yapacağımızı bilmek istiyoruz. What will be done with the oil which has been withdrawn? Çekilen petrol ile ne yapılacak? For example, what are we to do with the animal meal? Örneğin, hayvan yemini ne yapacağız? There is always something that can be done with it, and why should it not be included in a list of measures? Bu konuda her zaman yapılabilecek bir şeyler vardır ve bu neden bir tedbirler listesine dahil edilmesin? Secondly, I believe we must decide what to do with the wreck. İkinci olarak enkazla ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğine inanıyorum. The first has to do with the approach, which favours monopolies, as did GATT. Birincisi, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması'nın yaptığı gibi tekelleri destekleyen yaklaşımla ilgilidir. Needless to say, it is up to those countries what they do with this information. Bu bilgilerle ne yapacaklarının o ülkelere bağlı olduğunu söylemeye gerek yok. A cost, by the way, which your colleague responsible for the budget wants nothing to do with. Bu arada, bütçeden sorumlu meslektaşınızın hiçbir şey yapmak istemediği bir maliyet. What do we do with people who publicly rejoice in the images of 11 September? Alenen 11 Eylül görüntülerine sevinen insanlara ne yapacağız? We manufacture products, but what do we do with a product when its life cycle comes to an end? Ürünleri üretiyoruz, ancak yaşam döngüsü sona erdiğinde bir ürünle ne yapıyoruz? This is what we invited the Commission to do with its communication, which we welcome. Komisyonu, memnuniyetle karşıladığımız bildirisi ile yapmaya davet ettiğimiz şey budur. What do we do with Islamic preachers who preach hatred and violence? Nefret ve şiddet vaaz eden İslami vaizlere ne yapacağız? So what should we do with the public funds available to us? Elimizdeki kamu fonlarıyla ne yapmalıyız? That is the best we can do with the science we have. Elimizdeki bilimle yapabileceğimizin en iyisi bu. What, then, are we doing with Turkey? Peki o zaman Türkiye ile ne yapıyoruz? This indicates that all is being done with calm deliberation. Bu, her şeyin sakin bir düşünceyle yapıldığını gösterir. It is a social and regional measure that we could do with. Bu, yapabileceğimiz sosyal ve bölgesel bir önlemdir. Yet truly, the fat he shall burn upon it, just as is usually done with the victims of peace offerings. Ancak gerçekte, esenlik kurbanlarının kurbanlarına genellikle yapıldığı gibi, yağını onun üzerinde yakacaktır. Yet truly, the fat he shall burn upon it, just as is usually done with the victims of peace offerings. Ama gerçekten de, esenlik sunularının kurbanlarına genellikle yapıldığı gibi, üzerine yağ yakacaktır. Yet truly, the fat he shall burn upon it, just as is usually done with the victims of peace offerings. Oysa gerçekten, esenlik kurbanlarına genelde yapıldığı gibi, onun üzerinde yağı yakacaktır. My older boy wants nothing to do with his younger brothers. Benim büyük oğlum küçük kardeşi ile hiçbir şey yapmak istemiyor. My older boy wants nothing to do with his younger brothers. Büyük oğlum küçük kardeşleriyle hiçbir şey yapmak istemiyor. What did you do with my keys? Sen benim anahtarlarımla ne yaptın? I wonder what I should do with all the money I'm about to make. Kazanacağım onca parayla ne yapacağımı merak ediyorum. We haven't yet decided what to do with it. Bununla ne yapacağımıza henüz karar vermedik. What did Tom do with his old car? Tom eski arabasını ne yaptı? Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon. Yağmurlu bir Pazar öğleden sonrasında ne yapacağını bilmeyen milyonlar ölümsüzlüğü arzuluyor. What're we going to do with it? Biz onunla ne yapacağız? I wonder what Tom will do with all that money. Tom'un o kadar parayla ne yapacağını merak ediyorum. I had nothing to do with what happened. Olanla ilgili yapacak bir şeyim yoktu. What are you going to do with your first pay? İlk maaşın ile ne yapacaksın? What did you do with our money? Paramızla ne yaptın? What're you going to do with Tom? Tom'la ne yapacaksın? He didn't know what to do with the extra food. Fazladan yiyeceklerle ne yapacağını bilmiyordu. They talked about what they should do with the money. Onlar para ile ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular. What did I do with that brochure? O broşürle ne yaptım? What did you do with that camera? O kamera ile ne yaptın? Tom has no idea what to do with all the junk in his garage. Tom'un garajındaki onca ıvır zıvırla ne yapacağına dair hiçbir fikri yok. No one has the right to tell me what I can and can't do with my body. Kimsenin bana bedenimle ne yapıp ne yapamayacağımı söylemeye hakkı yok. What do they do with all their leisure time? Onlar tüm boş vakitlerinde ne yapıyorlar? What shall I do with it? Onunla ne yapacağım? Just think what we could do with that much money. O kadar parayla neler yapabileceğimizi bir düşün. What should we do with these holey socks? Bu delik çorapları ne yapalım? What did you do with the Native Americans? Amerikan yerlileriyle ne yaptınız? We have no idea what Tom did with it. Tom'un onunla ne yaptığı hakkında hiçbir fikrimiz yok. What would you like me to do with this stuff? Bu şeylerle ne yapmamı istersin? What did you do with Tom? Tom'la ne yaptınız? What did he do with it? Onunla ne yaptı? What will you do with your first salary? İlk maaşınızla ne yapacaksınız? What did you do with all the money you stole? Çaldığınız tüm parayı ne yaptınız? What're you doing with that? Onunla ne yapıyorsun? Tom and Mary talked about what they should do with the money. Tom ve Mary parayla ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular. What do you want to do with this old chair? Bu eski sandalyeyle ne yapmak istiyorsun? What are we going to do with Tom? Tom'la ne yapacağız? What did you do with those books? Şu kitaplarla ne yaptın? What kinds of things do you like to do with Tom? Tom ile ne tür şeyler yapmayı seversiniz? He didn't know what to do with the scraps of food. Yemek artıklarını ne yapacağını bilmiyordu. What should we do with all this? Bütün bunlarla ne yapmalıyız? What are you doing with your life? Hayatınla ne yapıyorsun? I don't know what Tom did with it. Tom'un onunla ne yaptığını bilmiyorum. What did I do with my umbrella? Şemsiyemi ne yaptım? See what you can do with it. Onunla neler yapabileceğini anla. What're we going to do with it? Bununla ne yapacağız? Tom wants to know what to do with all the stuff you left with him. Tom ona bıraktığın eşyalarla ne yapacağını bilmek istiyor. What do you intend to do with that? Bununla ne yapmayı planlıyorsun? What does Tom want us to do with his stuff? Tom onun eşyalarıyla ne yapmamızı istiyor? What did you do with your camera? Kameranla ne yaptın? I'm almost done with my homework. Neredeyse ödevimi yaptım. What do you want me to do with Tom? Tom ile ne yapmamı istiyorsun? Have you ever thought about what you want to do with your life? Hayatında ne yapmak istediğini hiç düşündün mü? I wonder what Tom will do with that. Tom'un bununla ne yapacağını merak ediyorum. What business is it of yours what I do with my money? Paramla ne yaptığım seni neden ilgilendiriyor? What did I do with that pamphlet? O broşürle ne yaptım ben? What did you do with it? Onunla ne yaptın? What were you doing with her, anyway? Onunla ne yapıyordun ki? What are you going to do with all that money? Bütün o parayla ne yapacaksın? What did you want us to do with all your stuff? Bütün eşyalarını ne yapmamızı istiyorsun? What do stores do with unsold merchandise? Mağazalar satılmayan malları ne yapar? What have you done with my pen? Kalemime ne yaptın? What're you going to do with Tom? Tom'la birlikte ne yapacaksın? Dan was not sure what he wanted to do with his life. Dan hayatında ne yapmak istediğinden emin değildi. She didn't know what to do with the problem. Sorunla ilgili ne yapacağını bilmiyordu. We have no idea what Tom did with it. Tom'un onunla ne yaptığına dair hiç bir fikrimiz yok. Tom isn't sure what he wants to do with his life. Tom hayatında ne yapmak istediğinden emin değil. The only problem we have is what to do with all this garbage. Sahip olduğumuz tek sorun tüm bu çöplerle ne yapacağımızdır. What's Tom going to do with that? Tom bununla ne yapacak? She doesn't seem to know what to do with her leisure time. Boş zamanlarında ne yapacağını bilmiyormuş gibi. What should we do with Tom? Tom'la ne yapmalıyız? What should we do with people who are very sick or hurt and can't get better? Çok hasta ya da yaralı olan ve iyileşemeyen insanlara ne yapmalıyız? If you were to be given a million yen, what would you do with it? Size bir milyon yen verilse, onunla ne yapardınız? What do you do with all these goats? Bütün bu keçileri ne yapacaksın? What have you done with the watch I bought for you? Senin için aldığım saati ne yaptın? What should we do with all this stuff? Bütün bunları ne yapacağız? Tom wants to know what to do with all the stuff you left in his garage. Tom garajında bıraktığın tüm eşyalarla ne yapacağını bilmek istiyor. What did you do with that? Bununla ne yaptın? Tom should ask himself what he's doing with his life. Tom hayatında ne yaptığını kendine sormalı. What do you think Tom did with it? Sence Tom o parayla ne yaptı? She agreed with him on what to do with the old car. Eski araba ile ne yapılacağı konusunda onunla hemfikirdi. He did not know what to do with the extra food. Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu. A quarrel arose about what to do with the land. Arazinin ne yapılacağı konusunda bir tartışma çıktı. What did she do with all the money? O kadar parayı ne yaptı? What are we going to do with it? Onunla ne yapacağız? What are you going to do with that? Bununla ne yapacaksın? What did Tom do with the gun? Tom silahla ne yaptı? What did you do with my baggage? Bagajıma ne yaptınız? What's Tom going to do with it? Tom bununla ne yapacak? Supposing you had one million yen, what would you do with it? Diyelim ki bir milyon yeniniz var, onunla ne yapardınız? What's Tom going to do with it? Tom onunla ne yapacak? What'll you do with it? Onunla ne yapacaksın? I don't know what Tom did with it. Tom onunla ne yaptı bilmiyorum. What're you going to do with all that money? O kadar parayla ne yapacaksın? What should I do with Tom? Tom'la ne yapmalıyım? What should we do with people who are very sick or hurt and can't get better? Çok hasta olan ya da yaralanmış ve iyileşemeyen insanlarla ilgili ne yapmalıyız? What're you doing with Tom's stuff? Tom'un eşyalarıyla ne yapıyorsun? What should I do with her? Onunla ne yapmalıyım? What did I do with that pamphlet? O broşürle ne yaptım? What are we going to do with the people who do not play by the rules? Kurallara göre oynamayan insanlara ne yapacağız? Suppose you had a thousand dollars, what would you do with it? Diyelim ki bin dolarınız var, onunla ne yapardınız? What have you done with the books? Kitaplara ne yaptın? What are you going to do with that? Onunla ne yapacaksın? What do you want to do with that? Bununla ne yapmak istiyorsun? What do you want to do with it? Onunla ne yapmak istiyorsun? What did you do with my book? Kitabımı ne yaptın? She laughed the way schoolgirls do, with her hand over her mouth. Eliyle ağzını kapatarak kız öğrencilerin yaptığı gibi güldü. What've you done with Tom? Sen Tom ile ne yaptın? We haven't yet decided what to do with it. Onunla ne yapacağımıza henüz karar vermedik. Tom had something to do with what happened. Tom'un olanlarla ilgili yapacağı bir şey vardı. What're you doing with my car? Arabamla ne yapıyorsun? What do they do with all their leisure time? Boş zamanlarında ne yapıyorlar? What kinds of things do you like to do with Tom? Tom'la ne tür şeyler yapmaktan hoşlanırsın? What are we going to do with that? Bununla ne yapacağız? What should we do with all this? Bütün bunlarla ne yapmamız gerekir? Like most eighteen-year-olds, Tom isn't sure what he wants to do with his life. On sekiz yaşındaki çoğu genç gibi Tom da hayatında ne yapmak istediğinden emin değil. What should we do with these holey socks? Bu delikli çoraplarla ne yapmalıyız? I don't care what Tom does with his own money. Tom'un kendi parasıyla ne yapacağı umurumda değil. If you were to be given a million yen, what would you do with it? Sana bir milyon yen verilecek olsa, onunla ne yaparsın? What do you think they're planning to do with all that money? Sence o kadar parayla ne yapmayı planlıyorlar? Tom had a lot to do with it. Tom'un onunla yapılacak çok işi vardı. Tom didn't know what to do with all the money he'd found. Tom bulduğu onca parayla ne yapacağını bilmiyordu. What did you do with all that stuff you had in the garage? Garajdaki onca eşyayı ne yaptın? What should I do with him if I find him? Onu bulursam ne yapmalıyım? What did I do with my umbrella? Şemsiyemi ne yaptım ben? What do you want to do with that? Onunla ne yapmak istiyorsun? No one has the right to tell me what I can and can't do with my body. Hiç kimsenin bana vücudumla ne yapabileceğimi ve ne yapamayacağımı söylemeye hakkı yok. I don't know what to do with it. Bununla ne yapacağımı bilmiyorum. What are you going to do with all those sentences? Bütün bu cümlelerle ne yapacaksın? I wonder what Tom did with it. Tom'un onunla ne yaptığını merak ediyorum. What are we going to do with that? Onunla ne yapacağız? What did she do with all the money? O, bütün parayla ne yaptı? I don't know what I'm going to do with her. Ona ne yapacağımı bilmiyorum. What did you do with my book? Kitabıma ne yaptın? What're you going to do with all this? Tüm bunlarla ne yapacaksın? What are you going to do with those? Onlarla ne yapacaksın? What kind of things do you like doing with your friends? Arkadaşlarınla ne tür şeyler yapmaktan hoşlanırsın? What will they do with Tom? Tom'la ne yapacaklar? What will you do with your first paycheck? İlk maaşınla ne yapacaksın? He did not know what to do with the extra food. Fazladan yiyeceklerle ne yapacağını bilmiyordu. Tom wondered what to do with the wallet he found. Tom bulduğu cüzdanla ne yapacağını merak ediyordu. Sami had nothing to do with it. Sami'nin onunla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu. I don't know what I'm going to do with Tom. Tom'la ne yapacağımı bilmiyorum. What are you planning to do with Tom? Tom'la ne yapmayı planlıyorsun? What are we going to do with it? Bununla ne yapacağız? What would I do with a family? Bir aile ile ne yapardım? What do you think Tom did with it? Tom'un bununla ne yaptığını düşünüyorsun? What'll Tom do with it? Tom bununla ne yapacak? What have you done with my pen? Dolma kalemimi ne yaptın? What's Tom doing with those? Tom bunlarla ne yapıyor? What did you do with all the money you stole? Çaldığın tüm para ile ne yaptın? What is he doing with her? Onunla ne yapıyor? What did you do with all your shoes? Bütün ayakkabılarını ne yaptın? What do you think they're planning to do with all that money? Bütün o parayla ne yapmayı planladıklarını düşünüyorsun? What have you done with Tom? Tom'a ne yaptınız? What'll you do with Tom? Tom'la birlikte ne yapacaksın? What did you do with my pants? Pantolonuma ne yaptın? What should we do with her? Onunla ne yapmalıyız? What's Tom going to do with Mary? Tom Mary ile ne yapacak? I wonder what I'm going to do with all this stuff. Bütün bu eşyalarla ne yapacağımı merak ediyorum. What are you going to do with this money? Bu parayla ne yapacaksın? What do you intend to do with her? Onunla ne yapmayı planlıyorsun? What are you going to do with the money? Parayla ne yapacaksın? No one wanted anything to do with Tom. Kimse Tom'la bir şey yapmak istemedi. What have you done with her? Onunla birlikte ne yaptın? What should I do with the books on the table? Ben masanın üstündeki kitaplarla ne yapmalıyım? What do you intend to do with that girl? O kızla ne yapmayı amaçlıyorsun? What can you do with those? Onlarla ne yapabilirsin? What did you do with that book? O kitapla ne yaptın? What you do with it is up to you. Onunla ne yapacağınıza siz karar verin. What did you do with my purse? Çantama ne yaptın? Tom and Mary talked about what they should do with the money. Tom ve Mary para ile ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular. When she starts to cry, what shall I do with her? Ağlamaya başladığında, onunla ne yapacağım? She agreed with him on what to do with the old car. Eski arabayı ne yapacakları hususunda onunla anlaştı. Let's talk about what to do with the stranger. Yabancıyla ne yapacağımız hakkında konuşalım. What do we do with it? Onunla ne yapacağız? What have you done with my bag? Çantamı ne yaptın? I don't care what Tom does with his own money. Tom'un kendi parasıyla ne yaptığı umurumda değil. If you won ten million dollars in a lottery, what would you do with that money? Piyangodan on milyon dolar kazansanız, o parayla ne yapardınız? What am I gonna do with his letter? Ben bu mektupla ne yapacağım? What do you want me to do with Tom? Tom'la ne yapmamı istiyorsun? What are you still doing with her picture? Hâlâ onun resmi ile ne yapıyorsun? Tom didn't know what to do with it. Tom bununla ne yapacağını bilemedi. I don't want anything to do with Tom. Tom'la hiçbir şey yapmak istemiyorum. Recently, I've been thinking about what I want to do with my life. Son zamanlarda, hayatımda ne yapmak istediğimi düşünüyordum. I was hoping you'd know what to do with Tom. Tom'la ne yapacağını biliyorsundur diye umuyordum. What're you doing with Tom's computer? Tom'un bilgisayarıyla ne yapıyorsun? What shall we do with this delinquent girl? Bu suçlu kızla ne yapacağız? What did you do with my luggage? Valizimi ne yaptın? What did you do with those books? O kitaplarla ne yaptın? Tom didn't know what to do with the leftover food. Tom kalan yemekle ne yapacağını bilmiyordu. What are you going to do with your share of the treasure? Hazineden sana düşen payla ne yapacaksın? What would I do with one of those? Bunlardan biriyle ne yapabilirim ki? What am I doing with my life? Hayatımla ne yapıyorum ben? What would you like me to do with it? Onunla ne yapmamı istersin? What did you do with my glasses? Gözlüğümü ne yaptın? What'll Tom do with it? Tom onunla ne yapacak. If you won ten million dollars in a lottery, what would you do with that money? Piyangoda on milyon dolar kazansan, o parayla ne yaparsın? What would you like me to do with it? Bununla ne yapmamı istersin? What do you intend to do with that? Bununla ilgili ne yapmayı düşünüyorsun? What are you still doing with her picture? Onun resmiyle hala ne yapıyorsun? I don't know what I'm going to do with Tom. Tom'la ne yapacağım bilmiyorum. Tom doesn't know what to do with all his money. Tom bütün parasıyla ne yapacağını bilmiyor. I don't want you to have anything to do with Tom. Tom'la hiçbir şey yapmanı istemiyorum. What do you want me to do with this little girl? Bu küçük kızla ne yapmamı istiyorsun? What are you doing with these dolls? Bu bebeklerle ne yapıyorsun? Tom didn't know what to do with the leftover food. Tom artık yemeği ne yapacağını bilmiyordu. What are you going to do with this camera? Bu kamerayla ne yapacaksın? What do you intend to do with it? Onunla ne yapmayı düşünüyorsun? What were you doing with her, anyway? Her neyse, onunla ne yapıyordun? What should I do with the books on the table? Masanın üzerindeki kitapları ne yapmalıyım? What am I going to do with a football club exactly? Bir futbol kulübünde tam olarak ne yapacağım? What will you do with this camera? Bu kamerayla ne yapacaksın? What do you do with these? Bunlarla ne yapıyorsun? Tom didn't know what to do with it. Tom onunla ne yapacağını bilmiyordu. I wonder what Tom is going to do with his old motorcycle. Tom'un eski motosikletiyle ne yapacağını merak ediyorum. What do people do with old gold? İnsanlar eski altınları ne yapıyor? What are you going to do with it? Onunla ne yapacaksın? What'll you do with Tom? Tom'la ne yapacaksın? What do people do with old gold? İnsanlar eski altınla ne yaparlar? I want nothing to do with Tom. Tom'la hiçbir şey yapmak istemiyorum. What you do with it is up to you. Onunla ne yapacağınız size kalmış. What are you going to do with all that money? O kadar parayla ne yapacaksın? What do you want me to do with these? Bunlarla ne yapmamı istiyorsun? What have you done with her? Onunla ne yaptın? Do you want me to tell you what I think you should do with it? Bununla ne yapman gerektiğini düşündüğümü söylememi ister misin? What've you done with my mobile phone? Cep telefonumla ne yaptın? What did Tom do with the money? Tom parayı ne yaptı? Have you ever thought about what you want to do with your life? Sen hiç hayatta ne yapmak istediğini düşündün mü? The mother didn't know what to do with her son. Anne oğluyla ne yapacağını bilemedi. I like what you've done with this place. Buraya yaptıklarını beğendim. What've you done with Tom? Tom'a ne yaptın? What will you do with this camera? Bu kamera ile ne yapacaksın? If you had a million yen, what would you do with it? Bir milyon yeniniz olsaydı, onunla ne yapardınız? What are you going to do with that knife? O bıçakla ne yapacaksın? What would you do with millions of dollars? Milyonlarca dolarla ne yapardınız? If you had a million yen, what would you do with it? Bir milyon yenin olsaydı onunla ne yapardın? I don't know what we are going to do with that child. Bu çocukla ne yapacağımızı bilmiyorum. What would I do with a family? Bir aileyle ne yapardım? What should we do with her? Onunla birlikte ne yapmalıyız? Tom didn't know what to do with the extra food. Tom ekstra yiyecekle ne yapacağını bilmiyordu. I don't know what we are going to do with that child. O çocukla ne yapacağımızı bilmiyorum. What are you going to do with this car? Bu araba ile ne yapacaksın? What do you plan on doing with the money? Parayla ne yapmayı planlıyorsun? What're you going to do with that? Onunla ne yapacaksın? What did you do with that car? O arabaya ne yaptın? No one wanted anything to do with Tom. Hiç kimse Tom'la bir şey yapmak istemedi. If you buy a new car, what will you do with the old one? Yeni bir araba alırsan, eskisini ne yapacaksın? What did you do with the batteries? Pilleri ne yaptınız? I decided I didn't want anything more to do with Tom. Tom'la daha fazla bir şey yapmak istemediğime karar verdim. We've got more money than we know what to do with. Ne yapacağımızı bilemeyecek kadar çok paramız var. A quarrel arose about what to do with the land. Araziyle ne yapılacağı hakkında bir tartışma çıktı. What have I done with my keys? Ben anahtarlarımla ne yaptım? What did you do with your shoes? Ayakkabılarını ne yaptın? I just don't know what to do with Tom. Tom'la ne yapacağımı bilmiyorum. The only problem we have is what to do with all this garbage. Tek sorunumuz tüm bu çöpleri ne yapacağımız. Tom isn't sure what to do with Mary. Tom, Mary ile ne yapacağından emin değil. Tom made it clear that he didn't want anything to do with Mary. Tom, Mary ile hiçbir şey yapmak istemediğini açıkça belirtti. What did you do with our money? Paramızı ne yaptın? What are you going to be doing with that? Onunla ne yapacaksın? I wonder what Tom will do with that. Tom'un onunla ne yapacağını merak ediyorum. What did you do with Tom's keys? Tom'un anahtarlarını ne yaptın? What do we do with it? Bununla ne yaparız? What did we do with it? Onunla ne yaptık? What will you do with your money? Paranla ne yapacaksın? What do you want to do with it? Bununla ne yapmak istiyorsun? What are you going to do with my picture? Benim resmimle ne yapacaksın? He didn't know what to do with the scraps of food. Yemek artıklarıyla ne yapacağını bilmiyordu. What did you do with your camera? Kameranı ne yaptın? I'm looking forward to seeing what you guys do with it. Bununla ne yapacağınızı görmek için sabırsızlanıyorum. What do you intend to do with her? Onunla ne yapmayı düşünüyorsun? What are you going to do with all those sentences? Bütün bu cümlelerle ne yapacaksınız? What do you want me to do with this thing? Bu şeyle ne yapmamı istiyorsun? I've got to find something to do with my free time. Boş zamanlarımda yapacak bir şeyler bulmalıyım. What've you done with it? Onunla ne yaptın? I don't know what I'm going to do with her. Onunla ne yapacağımı bilmiyorum. I was hoping you'd know what to do with Tom. Senin Tom'la ne yapacağını bildiğini umuyordum. What're you doing with those? Onlarla ne yapıyorsun? What will they do with Tom? Tom'a ne yapacaklar? What did you do with that camera? O kamerayla ne yaptın? What do you plan to do with all that stuff? Bütün bunlarla ne yapmayı planlıyorsun? What are you going to do with my picture? Fotoğrafımla ne yapacaksın? What do you do with your clothes when they are worn out? Giysileriniz eskidiğinde onları ne yaparsınız? What are you going to do with the money? Parayı ne yapacaksın? What did you do with that money? O parayla ne yaptın? Tell me what to do with it. Onunla ne yapacağımı söyle. I wonder what I should do with all the money I'm about to make. Kazanmak üzere olduğum tüm parayla ne yapmam gerektiğini merak ediyorum. Tom didn't know what to do with all the money he'd found. Tom bulduğu tüm parayla ne yapacağını bilmiyordu. What did you do with Tom? Tom'la ne yaptın? What should I do with all this stuff? Bütün bu eşyalarla ne yapmalıyım? If you win the lotto, what will you do with the money? Eğer lotoyu kazanırsan, parayla ne yapacaksın? What do you do with your money? Paranla ne yaparsın? What am I supposed to do with this money? Bu parayla ne yapmalıyım? They didn't know what they should have done with him. Ona ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı. What are you doing with Tom's credit card? Tom'un kredi kartıyla ne yapıyorsun? They don't know what they should do with the money. Parayla ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Do you have much to do with your neighbours? Komşularınızla yapacak çok şeyiniz var mı? What are you going to do with it anyway? Onunla ne yapacaksın? What did you do with my luggage? Bagajımı ne yaptın? What do you do with your money? Paranızla ne yapıyorsunuz? What should I do with that? Bu konuda ne yapmalıyım? I don't want anything to do with Tom. Tom ile hiçbir şey yapmak istemiyorum. What did you do with that car? O arabayı ne yaptın? You've got better things to do with your time. Zamanınla daha iyi şeyler yapmak zorundasın. What's Tom doing with my computer? Tom bilgisayarımla ne yapıyor? If you buy a new car, what will you do with the old one? Eğer yeni bir araba alırsan, eskisini ne yapacaksın? What am I gonna do with his letter? Onun mektubunu ne yapacağım? What do you intend to do with that girl? O kızla ne yapmayı düşünüyorsun? What do you intend to do with the money? Parayla ne yapmayı düşünüyorsun? What're you going to do with all this? Bütün bunlarla ne yapacaksın? What kind of things do you like doing with your friends? Arkadaşlarınla ne tarz şeyler yapmayı seversin ? What am I going to do with a football club exactly? Bir futbol kulübüyle tam olarak ne yapacağım? What did she do with it? Onunla ne yaptı? Did Tom tell you what to do with all his stuff? Tom sana tüm o eşyalarını ne yapacağını söyledi mi? What did you do with my keys? Anahtarlarımı ne yaptın? I don't know what to do with my leisure. Boş vaktimde ne yapacağımı bilmiyorum. What are you going to do with it anyway? Bununla ne yapacaksın ki? What you do with it is up to you. Onunla ne yapacağın sana kalmış. What should I do with these empty bags? Bu boş çantalarla ne yapmalıyım? Tom has so much money that he doesn't know what to do with it. Tom'un o kadar çok parası var ki, onunla ne yapacağını bilmiyor. We had nothing to do with it. Bizim o konuda yapacak hiçbir şeyimiz yoktu. What can you do with those? Bunlarla ne yapabilirsin? I wonder what Tom will do with all that money. Tom'un bütün o parayla ne yapacağını merak ediyorum. What do you do with all these goats? Tüm bu keçilerle ne yapıyorsun? He doesn't know what to do with his money. Parasıyla ne yapacağını bilmiyor. What did you do with the money? Parayı ne yaptın? I wonder what Tom is going to do with all that money. Tom'un bütün o parayla ne yapacağını merak ediyorum. What did you do with that? Onunla ne yaptın? What've you done with my mobile phone? Cep telefonuma ne yaptın? What did you do with Tom? Tom ile ne yaptınız? What do you think Tom did with the money he stole? Çaldığı parayla Tom'un ne yaptığını düşünüyorsun? What will you do with your money? Paranızla ne yapacaksınız? What did you do with the money? Parayla ne yaptın? I don't care what you do with your money. Paranla ne yapacağın umurumda değil. What would you do with millions of dollars? Milyonlarca dolarla ne yapacaktın? He didn't know what to do with the extra food. Fazla yiyeceği ne yapacağını bilmiyordu. What can I do with the leftover vegetables? Artan sebzelerle ne yapabilirim? Who are you, and what have you done with my TV? Sen kimsin ve televizyonuma ne yaptın? What are you going to do with your first pay? İlk maaşınla ne yapacaksın? What shall I do with it? Bununla ne yapmalıyım? What would you do with three hundred dollars? Üç yüz dolarla ne yapardın? What did I do with that brochure? O broşürle ne yaptım ben? What do you want to do with all this junk? Bütün bu ıvır zıvırla ne yapmak istiyorsun? What did you do with your old guitar? Eski gitarını ne yaptın? I don't intend to have anything more to do with Tom. Tom'la daha fazla bir şey yapmaya niyetim yok. Tom had a lot to do with that. Tom'un onunla ilgili yapacak çok şeyi vardı. What did Tom do with his old car? Tom eski arabasıyla ne yaptı? If you win the lotto, what will you do with the money? Eğer loto oyununu kazanırsan parayla ne yapacaksın? I don't know what to do with my leisure. Boş zamanlarımda ne yapacağımı bilmiyorum. What should I do with her? Kadına ne yapmalıyım? What did Tom do with the money? Tom parayla ne yaptı? Tom didn't know what to do with the extra food. Tom fazladan yiyecekle ne yapacağını bilmiyordu. What are you doing with the water over there? Oradaki suyla ne yapıyorsun? What did you have to do with it? Onunla ne yapmak zorunda kaldın? Tom didn't want anything to do with Mary. Tom, Mary ile hiçbir şey yapmak istemiyordu. What did you do with the camera? Fotoğraf makinesiyle ne yaptın? I wonder what Tom is going to do with all that money. Tom'un o kadar parayla ne yapacağını merak ediyorum. What are you doing with your life? Hayatında ne yapıyorsun? Just what do you propose to do with Tom? Tom'la ne yapmayı öneriyorsun? She doesn't seem to know what to do with her leisure time. O, boş zamanında ne yapacağını biliyor gibi görünmüyor. What do you plan to do with all that stuff? Bütün o şeylerle ne yapmayı planlıyorsun? What have you done with my bag? Çantama ne yaptın? What did you do with Tom? Tom ile ne yaptın? What are you doing with the water there? Suya ne yapıyorsun? I wonder what Tom will do with his old motorcycle. Tom'un eski motosikletiyle ne yapacağını merak ediyorum. See what you can do with it. Onunla ne yapabileceğine bak. Tom should ask himself what he's doing with his life. Tom hayatıyla ne yaptığını kendisine sormalı. What have you done with the watch I bought for you? Sana aldığım saati ne yaptın? We've got more money than we know what to do with. Onunla ne yapacağımızı bildiğimizden daha fazla paramız var. What are you doing with the water there? Oradaki suyla ne yapıyorsun? What have I done with my keys? Anahtarlarımı ne yaptım ben? What did you do with my pants? Sen benim pantolonumu ne yaptın? What are you going to do with this car? Bu arabayla ne yapacaksın? As it is now, many schoolchildren own a dictionary but don't really know what to do with it. Şu anda olduğu gibi, birçok okul çocuğu bir sözlüğe sahip ama onunla ne yapacağını gerçekten bilmiyor. They talked about what they should do with the money. Parayla ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular. What have you done with the books? Kitaplarla ne yaptın? What will you do with your first salary? İlk maaşınla ne yapacaksın? What're you going to do with all that money? Bütün bu parayla ne yapacaksın? I don't care what you do with it. Onunla ne yapacağın umurumda değil. What you do with it is up to you. Bununla ne yapacağın sana bağlı. What do you think Tom did with the money he stole? Sizce Tom çaldığı parayla ne yaptı? What have you done with your car? Arabana ne yaptın? Show More (412)
2	do with	yetinmek	v.
	For foreign and security policy, we could possibly do with fewer. Dış politika ve güvenlik politikasında ise muhtemelen daha azıyla yetinebiliriz. The poor population has to make do with emergency humanitarian aid. Yoksul nüfus acil insani yardımlarla yetinmek zorundadır. The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator. Süpermarketler kapandı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız. You'll have to make do with what you've got. Sahip olduğunla yetinmek zorunda kalacaksın. I'll have to make do with the old car for a while. Ben bir süre eski arabayla yetinmek zorunda kalacağım. We have to make do with what we've got. Sahip olduğumuzla yetinmek zorundayız. We have to make do with what we've got. Elimizdekilerle yetinmek zorundayız. You will just have to do with what you've got. Elinizdekilerle yetinmek zorundasınız. You'll have to make do with what you've got. Elinizdekilerle yetinmeniz gerekecek. Can you make do with sandwiches for lunch? Öğle yemeği için sandviçlerle yetinir misin? We'll have to make do with the old one for a while. Bir süre için eskisiyle yetinmek zorunda kalacağız. Tom had to make do with a glass of water with his food because he had no beer at home. Tom, evde birası olmadığı için yemeğinin yanında bir bardak suyla yetinmek zorunda kaldı. You have to make do with what you've got. Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın. You have to make do with what you've got. Elindekiyle yetinmek zorundasın. Show More (11)
3	do with	istemek	v.
	We want nothing to do with that particular value. Bu özel değerle hiçbir ilgimiz olmasını istemiyoruz. My fourth and final point has to do with intelligent energy. Dördüncü ve son olarak da akıllı enerji konusuna değinmek istiyorum. My second point has to do with discrimination. Değinmek istediğim ikinci husus ayrımcılıkla ilgili. In reality, they, too, want nothing to do with its general disparagement. Gerçekte, onlar da bu genel aşağılamayla hiçbir ilgileri olmasını istemiyorlar. My third point has to do with women. Değinmek istediğim üçüncü husus ise kadınlarla ilgili. One has to do with package flights, where it is not quite clear what he really wants. Bunlardan biri, gerçekten ne istediğinin tam olarak belli olmadığı paket uçuşlarla ilgilidir. If you are done with that book, I'd like to have it. Eğer bu kitapla işiniz bittiyse, onu almak isterim. Show More (4)