| 1 |
dove |
güvercin |
n. |
|
- Once upon a time there was a white dove (Europe) and a wicked eagle (the United States).
- Bir zamanlar beyaz bir güvercin (Avrupa) ve kötü bir kartal (Amerika Birleşik Devletleri) vardı.
- All of you must make it your concern that Europe is not divided into doves and hawks!
- Hepiniz Avrupa'nın güvercinler ve şahinler olarak bölünmemesi için çaba göstermelisiniz!
- The rose is a flower and the dove is a bird.
- Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
- The dove stands for peace.
- Güvercin, barış anlamına gelir.
- I saw the Spirit come down from heaven as a dove and remain on him.
- Ruh'un cennetten bir güvercin olarak indiğini ve onun üzerinde kaldığını gördüm.
- Eagles and doves are very beautiful animals.
- Kartallar ve güvercinler çok güzel hayvanlardır.
- The dove stands for peace.
- Güvercin, barışı simgeler.
- He's both a hawkish dove and a dovish hawk.
- Hem şahinimsi bir güvercin hem de güvercinimsi bir şahin.
- There's a white dove on the roof.
- Çatıda beyaz bir güvercin var.
- And having waited yet seven other days, he again sent forth the dove out of the ark.
- Yedi gün daha bekledikten sonra, güvercini yine gemiden dışarı gönderdi.
- The dove symbolizes peace.
- Güvercin barışı sembolize eder.
- He sent forth also a dove after him, to see if the waters had now ceased upon the face of the earth.
- Yeryüzünde suların çekilip çekilmediğini anlamak için peşinden bir güvercin de gönderdi.
- The dove symbolizes peace.
- Güvercin barışı simgeler.
- And having waited yet seven other days, he again sent forth the dove out of the ark.
- Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.
- The dove stands for peace.
- Güvercin, barışı temsil eder.
- Roses are a type of flower and doves are a type of bird.
- Güller bir çiçek, güvercinler ise bir kuş türüdür.
Show More (13)
|
| 2 |
dove |
suya dalmak |
v. |
|
- Tom dove into the water.
- Tom suya daldı.
- I dove into the water.
- Suya daldım.
- Tom yelled something in French just before he dove into the water.
- Tom suya dalmadan hemen önce Fransızca bir şeyler bağırdı.
- I dove off into the water.
- Suya daldım.
- I dove off into the water.
- Ben suya daldım.
Show More (2)
|
| 3 |
dove |
barış sembolü |
n. |
|
- The dove is a famous symbol for peace.
- Güvercin, ünlü bir barış sembolüdür.
- A dove is a symbol of peace.
- Güvercin, bir barış sembolüdür.
- A dove is a symbol of peace.
- Güvercin, barışın sembolüdür.
- The dove is a symbol of peace.
- Güvercin, barışın sembolüdür.
- The dove is a symbol of peace.
- Güvercin, bir barış sembolüdür.
Show More (2)
|
| 4 |
dove |
beyaz güvercin |
n. |
|
- White doves are beautiful birds.
- Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.
- White doves are pretty birds.
- Beyaz güvercinler güzel kuşlardır.
Show More (-1)
|
