|
- They want far more than an economically integrated continent, which we have already largely achieved.
- Ekonomik olarak bütünleşmiş bir kıtadan çok daha fazlasını istiyorlar ki biz bunu zaten büyük ölçüde başardık.
- The European Union can play its own role not only diplomatically, but mainly economically.
- Avrupa Birliği sadece diplomatik olarak değil, esas olarak ekonomik olarak da kendi rolünü oynayabilir.
- When we have economically challenging times, we are more serious.
- Ekonomik olarak zor zamanlar geçirdiğimizde daha ciddi oluyoruz.
- This means that those who are weakest economically are still discriminated against.
- Bu da ekonomik olarak en zayıf olanların hala ayrımcılığa maruz kaldığı anlamına gelmektedir.
- There are some self-employed people who are economically dependent.
- Ekonomik olarak bağımlı olan bazı serbest meslek sahipleri vardır.
- The fleet will also be healthier economically and less dependent on aid.
- Filo ekonomik olarak da daha sağlıklı ve yardıma daha az bağımlı olacaktır.
- The objective was to catch up with the United States economically by 2010.
- Hedef 2010 yılına kadar ekonomik olarak Amerika Birleşik Devletleri'ni yakalamaktı.
- Are the new Member States sufficiently prepared, both politically and economically?
- Yeni Üye Devletler hem siyasi hem de ekonomik olarak yeterince hazır mı?
- We must continue to invest in ensuring that we have an economically viable European agricultural system.
- Ekonomik olarak yaşayabilir bir Avrupa tarım sistemine sahip olmak için yatırım yapmaya devam etmeliyiz.
- Initially, freedom of movement was reserved for people who were economically active.
- Başlangıçta, hareket özgürlüğü ekonomik olarak aktif olan kişiler için ayrılmıştı.
- I would like fisheries to be economically sustainable, environmentally responsible and socially acceptable.
- Balıkçılığın ekonomik olarak sürdürülebilir, çevresel olarak sorumlu ve sosyal olarak kabul edilebilir olmasını isterim.
- The fleet will also be healthier economically and less dependent on aid.
- Filo ayrıca ekonomik olarak daha sağlıklı ve yardıma daha az bağımlı olacaktır.
- It is also an important country economically.
- Ekonomik olarak da önemli bir ülkedir.
- In the saturated marketplace, only products produced economically can be sold.
- Doygun pazarda, sadece ekonomik olarak üretilen ürünler satılabilir.
- They're told that he's made their country the most powerful and economically developed on the planet.
- Onlara adamın ülkelerini yeryüzündeki en güçlü ve ekonomik olarak en gelişmiş ülke haline getirdiği söyleniyor.
- He is economically independent of his parents.
- Ekonomik olarak ailesinden bağımsız.
- She is economically independent of her parents.
- Ekonomik olarak ailesinden bağımsız.
- I am economically independent of my parents.
- Ekonomik olarak ailemden bağımsızım.
- Japan has economically become a powerful nation.
- Japonya ekonomik olarak güçlü bir ulus haline gelmiştir.
- He is not economically independent of his parents.
- Ekonomik olarak ailesinden bağımsız değil.
- She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.
- Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
- Japan has economically become a powerful nation.
- Japonya ekonomi olarak güçlü bir ulus oldu.
- She is economically independent of her parents.
- Ailesinden ekonomik olarak bağımsızdır.
- She thought that she could become economically independent from her parents if she went to college.
- Üniversiteye giderse ailesinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.
- He is not economically independent of his parents.
- Anne babasından ekonomik olarak bağımsız değildir.
Show More (22)
|