|
- The new mayor resolved to increase the efficiency of the public services.
- Yeni belediye başkanı kamu hizmetlerinin verimliliğini arttırmaya karar verdi.
- The limited increases in efficiency in the sector are too small to compensate for the new levies.
- Sektördeki sınırlı verimlilik artışları, yeni vergileri telafi etmek için çok küçüktür.
- This represents a severe handicap for pensioners, for savers in general and for the efficiency of the economy.
- Bu durum emekliler, genel olarak tasarruf sahipleri ve ekonominin verimliliği için ciddi bir handikap teşkil etmektedir.
- Excessive in comparison with what iron rule, what criteria of efficiency?
- Hangi demir kurala, hangi verimlilik kriterine kıyasla aşırı?
- Increased efficiency and handling rates should reduce delays, environmental pollution and avoidable costs to a minimum.
- Artan verimlilik ve taşıma oranları gecikmeleri, çevre kirliliğini ve önlenebilir maliyetleri en aza indirmelidir.
- We are hoping to see a real reform of the Commission and a corresponding increase in efficiency.
- Komisyonda gerçek bir reform ve buna bağlı olarak verimlilikte bir artış görmeyi umuyoruz.
- My group's efforts have been to continue to improve effectiveness, efficiency and transparency.
- Grubumuzun çabaları etkinlik, verimlilik ve şeffaflığı geliştirmeye devam etmek olmuştur.
- There has therefore been a considerable lack of efficiency.
- Bu nedenle önemli bir verimlilik eksikliği söz konusudur.
- In our opinion it is a question of the efficiency of this Parliament.
- Bize göre bu Parlamentonun verimliliği ile ilgili bir sorundur.
- A second element relating to efficiency is if there will be financing of the application of the procedure.
- Verimlilikle ilgili ikinci bir unsur da prosedürün uygulanmasının finanse edilip edilmeyeceğidir.
- The second issue is efficiency.
- İkinci konu ise verimliliktir.
- Competition is essential for the viability and efficiency of the internal market.
- Rekabet, iç pazarın yaşayabilirliği ve verimliliği için elzemdir.
- But optimum efficiency does not necessarily come about of its own accord.
- Ancak optimum verimliliğin kendiliğinden ortaya çıkması gerekmez.
- The 'Community method' has served to promote efficiency and democratic legitimacy.
- Topluluk yöntemi' verimliliği ve demokratik meşruiyeti teşvik etmeye hizmet etmiştir.
- Every shipowner wants to increase efficiency.
- Her armatör verimliliği artırmak ister.
- The model advocated by the Central Bank does help to ensure efficiency.
- Merkez Bankası tarafından savunulan model verimliliğin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.
- The judicial system's excessive workload tends to undermine efficiency.
- Adli sistemin aşırı iş yükü, verimliliği zayıflatma eğilimindedir.
- In important ways, therefore, efficiency is the enemy of democracy.
- Bu nedenle, verimlilik önemli açılardan demokrasinin düşmanıdır.
- You said that openness, efficiency and bringing the EU closer to the people were to be important issues at Laeken.
- Laeken'de açıklık, verimlilik ve AB'yi halka yakınlaştırmanın önemli konular olacağını söylediniz.
- I believe we have to do this for two reasons, namely to increase efficiency and for the sake of greater transparency.
- Bunu iki nedenden dolayı yapmamız gerektiğine inanıyorum; verimliliği artırmak ve daha fazla şeffaflık için.
- That requires greater efficiency which, in turn, is dependent on competition.
- Bu da daha fazla verimlilik gerektirir ki bu da rekabete bağlıdır.
- The Presidency will demonstrate efficiency and flexibility and looks forward to fruitful cooperation.
- Başkanlık, verimlilik ve esneklik gösterecek ve verimli bir işbirliğini dört gözle bekleyecektir.
- In this way it is possible to make a substantial increase in the efficiency of the defence effort.
- Bu şekilde savunma çabalarının verimliliğinde önemli bir artış sağlamak mümkündür.
- We believe that the change here will actually improve the efficiency of our activity in this area.
- Buradaki değişikliğin aslında bu alandaki faaliyetlerimizin verimliliğini artıracağına inanıyoruz.
- This constitutionalisation is going to increase efficiency and is going to produce a Union of results.
- Bu anayasallaşma verimliliği arttıracak ve bir Birlik sonuçları üretecektir.
- The efficiency of revenue collection procedures has been improved.
- Gelir tahsilat usullerinin verimliliği arttırılmıştır.
- In our opinion it is a question of the efficiency of this Parliament.
- Bize göre bu Parlamento'nun verimliliği ile ilgili bir sorundur.
- All this is being done in the name of efficiency.
- Tüm bunlar verimlilik adına yapılıyor.
- The Commission is doing everything it can to improve the efficiency of the internal market for insurance.
- Komisyon, sigorta iç pazarının verimliliğini arttırmak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
- It is a pity, therefore, that the Council did not put sufficient emphasis on securing greater efficiencies.
- Dolayısıyla Konsey'in daha fazla verimlilik sağlanması konusuna yeterince önem vermemiş olması üzücüdür.
- For the sake of efficiency, I then endorsed the idea of a temporary committee.
- Daha sonra, verimlilik adına, geçici bir komite kurulması fikrini destekledim.
- It is therefore a question of finding a balance between efficiency and democracy.
- Dolayısıyla bu, verimlilik ve demokrasi arasında bir denge bulma meselesidir.
- This efficiency requires the involvement of employees, naturally.
- Bu verimlilik, doğal olarak çalışanların katılımını gerektirir.
- State enterprises need to be restructured and all enterprises need to invest to improve their efficiency.
- Devlet işletmeleri yeniden yapılandırılmalı ve tüm işletmeler daha yüksek verimlilik için yatırım yapmalıdırlar.
- That is what security, efficiency and thrift dictate.
- Güvenlik, verimlilik ve tutumluluk bunu gerektirmektedir.
- To date, some information on the programme's efficiency has been published.
- Bugüne kadar programın verimliliğine ilişkin bazı bilgiler yayınlanmıştır.
- Strategic reflection is now needed for the future, if we are to continue to have the same levels of efficiency.
- Aynı verimlilik düzeyine sahip olmaya devam etmek istiyorsak, gelecek için stratejik düşünmeye ihtiyacımız var.
- Moderation, stable objectives and efficiency are the common ground for joint action in such cases.
- Ilımlılık, istikrarlı hedefler ve verimlilik bu tür durumlarda ortak hareket etmenin ortak zeminidir.
- Is the Commission satisfied with the quality and efficiency of the work being carried out on the Berlaymont Building?
- Komisyon Berlaymont Binası'nda yürütülen çalışmaların kalitesi ve verimliliğinden memnun mu?
- Moderation, stable objectives and efficiency are the common ground for joint action in such cases.
- Ilımlılık, istikrarlı hedefler ve verimlilik, bu tür durumlarda ortak eylem için ortak zemindir.
- His aim is to improve how Parliament works, to couple efficiency with democracy.
- Amacı Parlamento'nun çalışma şeklini iyileştirmek, verimliliği demokrasiyle birleştirmektir.
- The drive towards efficiency is especially vital in the context of enlargement.
- Verimliliğe yönelik çaba özellikle genişleme bağlamında hayati önem taşımaktadır.
- What this means is that we have the responsibility of ensuring safety and efficiency.
- Bunun anlamı, güvenlik ve verimliliği sağlama sorumluluğuna sahip olduğumuzdur.
- Their efficiency has been truly remarkable.
- Verimlilikleri gerçekten dikkate değerdir.
- Secondly, the budget must be implemented with greater rigour, efficiency and transparency.
- İkinci olarak, bütçe daha büyük bir titizlik, verimlilik ve şeffaflıkla uygulanmalıdır.
- This means that it is of vital importance for cooperation and efficiency to be improved.
- Bu da işbirliği ve verimliliğin artırılmasının hayati önem taşıdığı anlamına gelmektedir.
- We need to achieve efficiency and legitimacy, that is very important.
- Verimlilik ve meşruiyet sağlamamız gerekiyor, bu çok önemli.
- The Court of Auditors also commented on the high levels of efficiency, which is very good.
- Sayıştay da yüksek verimlilik düzeyinin çok iyi olduğunu belirtmiştir.
- A new Statute for Members must aim at fairness, transparency and efficiency.
- Üyeler için yeni bir Tüzük, adaleti, şeffaflığı ve verimliliği hedeflemelidir.
- The setting of efficiency levels at Community level is, however, not yet feasible.
- Ancak Topluluk düzeyinde verimlilik seviyelerinin belirlenmesi henüz mümkün değildir.
- It must be possible to guarantee greater efficiency, and the faster and more efficient distribution of resources.
- Daha fazla verimliliği ve kaynakların daha hızlı ve etkin dağıtımını garanti etmek mümkün olmalıdır.
- Furthermore, it will lead to greater efficiency and fewer empty words.
- Ayrıca, daha fazla verimliliğe ve daha az boş konuşmaya vesile olacaktır.
- Come what may, we must ensure that we have efficiency, transparency and controlled costs.
- Ne olursa olsun verimlilik, şeffaflık ve kontrollü maliyetlere sahip olduğumuzdan emin olmalıyız.
- If you would like to know more about the factors influencing motor efficiency, check out the video above.
- Motor verimliliğini etkileyen faktörler hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz yukarıdaki videoya göz atın.
- If you would like to know more about the factors influencing motor efficiency, check out the video above.
- Motorun verimliliğini etkileyen faktörler hakkında daha fazlasını öğrenmek isterseniz, yukarıdaki videoya göz atın.
- Office managers expect accuracy, efficiency, and dedication.
- Ofis yöneticileri doğruluk, verimlilik ve özveri bekler.
- Regulations harm efficiency.
- Düzenlemeler verimliliğe zarar verir.
- Everyone strives for efficiency but few seem to attain it.
- Herkes verimlilik için çabalıyor ama çok azı bunu başarıyormuş gibi görünüyor.
Show More (55)
|
|
- Renewing the Financial Regulation is essential to improving the efficiency of administration.
- Mali Tüzüğün yenilenmesi, idarenin etkinliğinin arttırılması için elzemdir.
- In addition, the efficiency and transparency of the legal system need to be increased further.
- Ayrıca, hukuki sistemin etkinliği ve saydamlığı daha da arttırılmalıdır.
- This mechanism demonstrated its efficiency and there is no need for further legal provisions in this regard.
- Bu mekanizma etkinliğini göstermiştir ve bu konuda başka yasal hükümlere gerek yoktur.
- It has also shown considerable efficiency in approving the relevant measures.
- Ayrıca ilgili tedbirlerin onaylanmasında da kayda değer bir etkinlik göstermiştir.
- The second key point of the proposals presented today by the Commission is improving the efficiency of coordination.
- Bugün Komisyon tarafından sunulan tekliflerin ikinci kilit noktası koordinasyonun etkinliğinin arttırılmasıdır.
- A lack of staff is threatening OLAF's efficiency.
- Personel eksikliği, Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Bürosu etkinliğini tehdit etmektedir.
- This ensures maximum flexibility and efficiency in our shared struggle against crime, which knows no boundaries.
- Bu da sınır tanımayan suça karşı ortak mücadelemizde azami esneklik ve etkinlik sağlamaktadır.
- We need to differentiate between the budgetary efficiency of the Funds and their real effectiveness.
- Fonların bütçe verimliliği ile gerçek etkinliği arasında ayrım yapmamız gerekmektedir.
- Strategic reflection is now needed for the future, if we are to continue to have the same levels of efficiency.
- Eğer aynı etkinlik düzeyine sahip olmaya devam edeceksek, gelecek için stratejik düşünmeye ihtiyaç vardır.
- It is an issue on which the efficiency and essence of European policy is being judged.
- Bu, Avrupa politikasının etkinliğinin ve özünün değerlendirildiği bir konudur.
- The Commission has shown efficiency in its dealings with Paul van Buitenen, Marta Andreasen and Dorte Smidt-Brown.
- Komisyon, Paul van Buitenen, Marta Andreasen ve Dorte Smidt-Brown ile olan ilişkilerinde etkinlik göstermiştir.
- The Presidency will demonstrate efficiency and flexibility and looks forward to fruitful cooperation.
- Başkanlık etkinlik ve esneklik gösterecek ve verimli bir işbirliği için sabırsızlanacaktır.
- The second key point of the proposals presented today by the Commission is improving the efficiency of coordination.
- Bugün Komisyon tarafından sunulan tekliflerin ikinci kilit noktası ise koordinasyonun etkinliğinin arttırılmasıdır.
Show More (10)
|
