1 |
elaborate |
detaylandırmak |
v. |
|
- I do not wish to elaborate on the previous speeches.
- Daha önceki konuşmaları detaylandırmak istemiyorum.
- Nothing, though, must be left to chance, but there must rather be firm negotiations when the report is elaborated.
- Yine de hiçbir şey şansa bırakılmamalı, aksine rapor detaylandırılırken sıkı müzakereler yapılmalıdır.
- This directive elaborates upon this as a right for all companies in the Union.
- Bu yönerge bunu Birlik içindeki tüm şirketler için bir hak olarak detaylandırmaktadır.
- The details of the mechanisms will need to be further elaborated.
- Mekanizmaların ayrıntılarının daha da detaylandırılması gerekecektir.
- Now we need to elaborate upon these in our working plan.
- Şimdi bunları çalışma planımızda detaylandırmamız gerekiyor.
- Could you elaborate on your new theory?
- Yeni teorinizi detaylandırabilir misiniz?
- Would you elaborate?
- Detaylandırır mısın?
- Could you elaborate on that?
- Bunu detaylandırabilir misiniz?
- Tom elaborated on the point.
- Tom konuyu detaylandırdı.
- We elaborated on our study plan.
- Çalışma planımızı detaylandırdık.
- Please elaborate.
- Lütfen detaylandırın.
- Tom didn't elaborate.
- Tom detaylandırmadı.
- Can you elaborate on that?
- Bunu detaylandırabilir misin?
- Would you like me to elaborate?
- Detaylandırmamı ister misiniz?
- Tom said he couldn't elaborate.
- Tom detaylandıramadığını söyledi.
- Tom refused to elaborate any further.
- Tom daha fazla detaylandırmayı reddetti.
- Could you elaborate?
- Detaylandırabilir misiniz?
- Can you elaborate?
- Detaylandırabilir misin?
- Can you elaborate a bit?
- Biraz daha detaylandırabilir misin?
- Can you elaborate?
- Detaylandırır mısın?
Show More (17)
|
2 |
elaborate |
ayrıntılı |
adj. |
|
- It was a very elaborate answer which took account of reality.
- Gerçekliği dikkate alan çok ayrıntılı bir cevaptı.
- It was a very elaborate answer which took account of reality.
- Bu, gerçekliği dikkate alan çok ayrıntılı bir cevaptı.
- I think these signs are too elaborate not to be meant for us.
- Bu işaretlerin bize yönelik olamayacak kadar ayrıntılı olduğunu düşünüyorum.
- The police prepared an elaborate sting operation.
- Polis ayrıntılı bir operasyon hazırladı.
- His theory is based on elaborate investigation.
- Onun teorisi ayrıntılı soruşturmaya dayanmaktadır.
- His theory is based on elaborate investigation.
- Teorisi ayrıntılı bir araştırmaya dayanıyor.
- The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol menajeri yeni ve ayrıntılı bir taktik denedi ama başarılı olamadı.
- Tom's explanation is very elaborate.
- Tom'un açıklaması çok ayrıntılı.
- The football manager tried an elaborate new tactic but it didn't come off.
- Futbol yöneticisi ayrıntılı bir yeni taktik denedi, ancak başarıya ulaşmadı.
- The police prepared an elaborate sting operation.
- Polis ayrıntılı gizli bir operasyon hazırladı.
- Her explanation is very elaborate.
- Açıklaması çok ayrıntılı.
Show More (8)
|
3 |
elaborate |
özenli |
adj. |
|
- Today's food is quite elaborate.
- Bugünün yemeği oldukça özenli.
- It was pretty elaborate.
- Oldukça özenli bir işti.
- She made elaborate preparations for the party.
- Parti için özenli hazırlıklar yaptı.
- Today's food is quite elaborate.
- Bugünkü yemek oldukça özenli.
Show More (1)
|
4 |
elaborate |
açmak |
v. |
|
- Could you elaborate on that?
- Bu konuyu biraz açar mısınız?
- Could you elaborate on that?
- Biraz daha açabilir misin?
- Could you elaborate on that?
- Biraz açar mısın?
Show More (0)
|
5 |
elaborate |
özenle hazırlanmış |
adj. |
|
- The knights wore elaborate suits of armor.
- Şövalyeler özenle hazırlanmış zırhlar giyerlerdi.
- Tom's explanation is very elaborate.
- Tom'un açıklaması özenle hazırlanmış.
- The magician's use of smoke and mirrors was an elaborate facade.
- Sihirbazın duman ve aynaları kullanması özenle hazırlanmış bir gösteriydi.
Show More (0)
|
6 |
elaborate |
gösterişli |
adj. |
|
- The knights wore elaborate suits of armor.
- Şövalyeler gösterişli zırhlar giymişti.
- Today's food is quite elaborate.
- Bugünün yemeği oldukça gösterişli.
Show More (-1)
|
7 |
elaborate |
üzerinde durmak |
v. |
|
- Experts from all stakeholders should elaborate on specific issues including those raised in the report.
- Tüm paydaşlardan uzmanlar, raporda dile getirilenler de dahil olmak üzere belirli konular üzerinde durmalıdır.
Show More (-2)
|
8 |
elaborate |
detaylı |
adj. |
|
- It was pretty elaborate.
- Oldukça detaylıydı.
Show More (-2)
|
9 |
elaborate |
üretmek |
v. |
|
- Let's take time out to elaborate a strategy.
- Bir strateji üretmek için zaman ayıralım.
Show More (-2)
|
10 |
elaborate |
mükellef |
adj. |
|
- Today's food is quite elaborate.
- Bugünün yemeği oldukça mükellef.
Show More (-2)
|