| 1 |
end up |
sonuçlanmak |
v. |
|
- We ended up with 240 amendments, which, of course, we all worked through together.
- Elbette hep birlikte üzerinde çalıştığımız 240 değişiklikle sonuçlandı.
- Often, what they end up with is death in the Mediterranean.
- Çoğu zaman da Akdeniz'de ölümle sonuçlanmaktadır.
- Often, what they end up with is death in the Mediterranean.
- Çoğu zaman da Akdeniz'de ölümle sonuçlanıyor.
- Meaning that we will probably end up with a direct distortion of competition and the internal market.
- Bu da muhtemelen rekabetin ve iç pazarın doğrudan bozulmasıyla sonuçlanacağı anlamına gelmektedir.
- A regulation like that advocated in the report would end up discriminating against married heterosexual couples.
- Raporda savunulduğu gibi bir düzenleme, evli heteroseksüel çiftlere karşı ayrımcılıkla sonuçlanacaktır.
- I am sure that this is perfectly understandable in principle, but it always ends up being about questions of detail.
- Bunun prensipte son derece anlaşılabilir olduğundan eminim, ancak her zaman ayrıntılarla ilgili sorularla sonuçlanır.
- I am sure that this is perfectly understandable in principle, but it always ends up being about questions of detail.
- Bunun prensipte son derece anlaşılabilir olduğundan eminim, ancak her zaman ayrıntılarla ilgili sorularla sonuçlanıyor.
- This Summit was announced as the Summit of liberalisation and ended up addressing longer working hours.
- Bu Zirve liberalleşme Zirvesi olarak ilan edildi ve daha uzun çalışma saatlerinin ele alınmasıyla sonuçlandı.
- Sami didn't think that would end up in murder.
- Sami bunun cinayetle sonuçlanacağını düşünmemişti.
- Sami didn't think that would end up in murder.
- Sami bunun cinayetle sonuçlanacağını düşünmedi.
Show More (7)
|
| 2 |
end up |
bitirmek |
v. |
|
- We have wrangled over minutes and then we end up finishing half an hour early!
- Dakikalar boyunca tartıştık ve sonunda yarım saat erken bitirdik!
- We started out with 65 paragraphs and ended up with 95.
- 65 paragrafla başladık ve 95 paragrafla bitirdik.
- Even though I wasn't planning to do that, I ended up doing it.
- Bunu yapmayı planlamamış olsam da, onu yapmayı bitirdim.
- What did you end up doing?
- Ne yapmayı bitirdin?
- Tom ended up in second place.
- Tom ikinci bitirdi.
- How did you end up living in Tom's basement?
- Tom'un bodrumunda yaşamayı nasıl bitirdin?
Show More (3)
|
| 3 |
end up |
bitmek |
v. |
|
- Tom will end up in jail.
- Tom'un sonu hapiste bitecek.
- Every fable ends up with a moral.
- Her masal, alınacak bir dersle biter.
- This would end up in a tragedy.
- Bu işin sonu trajediyle bitecekti.
- I ended up sleeping all day.
- Uyku gün boyu bitmedi.
Show More (1)
|
| 4 |
end up |
bırakmak |
v. |
|
- Tom ended up stopping smoking.
- Tom sigara içmeyi bıraktı.
- Tom ended up despising Mary.
- Tom Mary'yi küçümsemeyi bıraktı.
Show More (-1)
|
| 5 |
end up |
düşmek |
v. |
|
- Nowadays, when every public directory ends up on the Internet, we have no way of protecting ourselves.
- Günümüzde, herkese açık tüm rehberler internete düştüğünde, kendimizi korumamızın hiçbir yolu kalmıyor.
Show More (-2)
|
