|
- What is even more serious is that the bureaucratic obstacles are endangering their lives and their safety.
- Daha da vahim olan şey ise bürokratik engellerin hayatlarını ve güvenliklerini tehlikeye atmasıdır.
- If there is even a whisper of doubt, you are assuming responsibility for endangering human lives.
- Eğer en ufak bir şüphe varsa, insan hayatını tehlikeye atmanın sorumluluğunu üstlenmiş olursunuz.
- It is hard to understand how these people are endangering Iranian democracy.
- Bu insanların İran demokrasisini nasıl tehlikeye attığını anlamak zor.
- The EU must not provide subsidies for the production of crops that endanger our lives as human beings.
- AB, insan olarak yaşamımızı tehlikeye atan ürünlerin üretimi için sübvansiyon sağlamamalıdır.
- What is even more serious is that the bureaucratic obstacles are endangering their lives and their safety.
- Daha da vahim olanı, bürokratik engellerin bu kişilerin hayatlarını ve güvenliklerini tehlikeye atıyor olmasıdır.
- It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
- Yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği bizim için de açık olmalıdır.
- It must be clear to us as well, though, that new technologies can endanger food safety.
- Bununla birlikte, yeni teknolojilerin gıda güvenliğini tehlikeye atabileceği de bizim için açık olmalıdır.
- These climate events endanger children's health in a number of ways.
- Bu iklim olayları, çocukların sağlığını çeşitli yollarla tehlikeye atmaktadır.
- These climate events endanger children's health in a number of ways.
- Bu iklim olayları çocukların sağlığını çeşitli şekillerde tehlikeye atıyor.
- You're under arrest for endangering the welfare of a minor.
- Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye atmaktan tutuklusunuz.
- Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
- Kurşun zehirlenmesi dünya genelinde milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atar.
- Fadil endangered Layla's life.
- Fadıl, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Lead poisoning endangers the health of millions of children around the world.
- Kurşun zehirlenmesi dünya çapında milyonlarca çocuğun sağlığını tehlikeye atıyor.
- Sami endangered Layla's life.
- Sami, Layla'nın hayatını tehlikeye attı.
- Sami endangered Layla's life.
- Sami, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.
Show More (12)
|