excite - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
excite uyandırmak (bir duygu/tepki) v.
  • Her story excited curiosity in the children.
  • Hikayesi çocuklarda merak uyandırdı.
  • His story excited everyone's curiosity.
  • Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
  • His story excited everyone's curiosity.
  • Hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
Show More (1)
excite heyecanlandırmak v.
  • I have been involved in lots of digs all over Italy but nothing has excited me as much as this.
  • İtalya'nın dört bir yanında pek çok kazıya katıldım ama hiçbiri beni bu kadar heyecanlandırmadı.
  • I have been involved in lots of digs all over Italy but nothing has excited me as much as this.
  • İtalya'nın her yerinde birçok kazıya katıldım fakat hiçbir şey beni bu kadar heyecanlandırmamıştır.
  • I have been involved in lots of digs all over Italy but nothing has excited me as much as this.
  • İtalya'nın dört bir yanında çok sayıda kazıya katıldım, ancak hiçbiri beni bu kadar heyecanlandırmamıştı.
Show More (0)
excite tahrik etmek v.
  • Sami's violent sexual urges were excited by porn websites.
  • Sami'nin şiddet içeren cinsel dürtüleri porno siteleri tarafından tahrik ediliyordu.
Show More (-2)