extend to (someone or something) - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
extend to (someone or something) (birini/bir şeyi) kapsamak v.
  • I would hope that you could ensure that guarantee extends to everybody.
  • Bu garantinin herkesi kapsamasını sağlayabileceğinizi umuyorum.
  • In my view, it does not, however, extend to include, for example, hazardous substances produced in mining.
  • Ancak bana göre bu oran, örneğin madencilikte üretilen tehlikeli maddeleri kapsayacak kadar geniş değildir.
  • In my view, it does not, however, extend to include, for example, hazardous substances produced in mining.
  • Ancak benim görüşüme göre, örneğin madencilikte üretilen tehlikeli maddeleri kapsayacak şekilde genişletilmemiştir.
Show More (32)
extend to (someone or something) (birine/bir şeye) kadar uzanmak v.
  • This involvement should extend to the freezing of debt service payments.
  • Bu katılım borç servisi ödemelerinin dondurulmasına kadar uzanmalıdır.
  • Our responsibility extends to the models of cars.
  • Sorumluluğumuz araba modellerine kadar uzanıyor.
  • This road extends to the coast.
  • Bu yol sahile kadar uzanmaktadır.
Show More (1)
extend to (someone or something) (birine/bir şeye) uzanmak v.
  • They will be the new neighbours of the enlarged Union, which will one day extend to the Balkans region too.
  • Bir gün Balkanlar bölgesine de uzanacak olan genişlemiş Birliğin yeni komşuları olacaklar.
  • Free trade must also extend to the world of ideas.
  • Serbest alışveriş aynı zamanda fikir dünyasına da uzanmalıdır.
Show More (-1)