| 1 |
eyesight |
görme yeteneği |
n. |
|
- My eyesight is not good.
- Görme yeteneğim iyi değil.
- My eyesight isn't as good as it used to be.
- Görme yeteneğim eskisi kadar iyi değil.
- My eyesight is getting worse.
- Görme yeteneğim daha da kötüye gidiyor.
- Tom has good eyesight.
- Tom'un iyi görme yeteneği var.
- I have good eyesight.
- Benim iyi görme yeteneğim var.
- I lost the eyesight in my right eye two years ago.
- İki yıl önce sağ gözümdeki görme yeteneğimi kaybettim.
- My eyesight isn't very good.
- Görme yeteneğim çok iyi değil.
- Carrots are good for your eyesight.
- Havuçlar görme yeteneğinize iyi gelir.
- His eyesight is bad.
- Onun görme yeteneği kötü.
- Tom has good eyesight.
- Tom'un iyi bir görme yeteneği var.
- I have normal eyesight.
- Görme yeteneğim normaldir.
- Tom lost his eyesight.
- Tom görme yeteneğini kaybetti.
- Some people say that eating carrots will improve your eyesight.
- Bazı insanlar havuç yemenin görme yeteneğinizi geliştireceğini söyler.
- He was a weak child with poor eyesight.
- O kötü görme yeteneği olan zayıf bir çocuktu.
- He lost his eyesight when he was still a child.
- Hâlâ bir çocukken görme yeteneğini kaybetti.
- I have poor eyesight.
- Görme yeteneğim zayıf.
- I have good eyesight.
- Görme yeteneğim iyidir.
- Tom's eyesight is deteriorating.
- Tom'un görme yeteneği kötüleşiyor.
Show More (15)
|
| 2 |
eyesight |
görüş |
n. |
|
- Some people say that eating carrots will improve your eyesight.
- Bazı insanlar havuç yemenin görüş yeteneğinizi geliştireceğini söylüyor.
- Your eyesight needs testing.
- Görüşünüzün test edilmesi gerekiyor.
- My eyesight is getting worse.
- Görüşüm kötüleşiyor.
- My eyesight is getting worse.
- Benim görüşüm kötüleşiyor.
- I can't read paper books because I have bad eyesight.
- Görüşüm bozuk olduğu için kağıt kitap okuyamıyorum.
- Because of my bad eyesight, I can only read digital books with very large font sizes.
- Görüşümün kötü olması yüzünden yalnızca çok büyük fontlu dijital kitapları okuyabilirim.
- I have a normal eyesight.
- Normal bir görüşüm var.
- Tom's eyesight is deteriorating.
- Tom'un görüşü bozuluyor.
- My eyesight is beginning to fail.
- Görüş yeteneğim bozulmaya başlıyor.
- I have normal eyesight.
- Ben normal görüşe sahibim.
Show More (7)
|
| 3 |
eyesight |
görme duyusu |
n. |
|
- He lost his eyesight in an accident.
- O, görme duyusunu bir kazada kaybetti.
- Tom has poor eyesight.
- Tom'un görme duyusu iyi değil.
- Tom lost his eyesight.
- Tom görme duyusunu kaybetti.
- He has poor eyesight.
- O kötü görme duyusuna sahip.
- He has good eyesight.
- O iyi görme duyusuna sahip.
- He lost his eyesight in the accident.
- Kazada görme duyusunu kaybetti.
- He lost his eyesight.
- O, görme duyusunu kaybetti.
Show More (4)
|
