| 1 |
free of charge |
ücretsiz |
adj., expr. |
|
- It needs to be very simple and effective and, above all, free of charge to those who have boats at the moment.
- Çok basit ve etkili olmalı ve her şeyden önce şu anda teknesi olanlar için ücretsiz olmalıdır.
- Medications should be made available free of charge or at affordable prices.
- İlaçlar ücretsiz veya uygun fiyatlarla temin edilmelidir.
- The initial allocation must definitely be free of charge.
- İlk tahsis kesinlikle ücretsiz olmalıdır.
- The initial allocation must definitely be free of charge.
- İlk tahsisat kesinlikle ücretsiz olmalıdır.
- We are in favour of positive arrangements for working women, provided they are free of charge.
- Ücretsiz olması koşuluyla çalışan kadınlara yönelik olumlu düzenlemelerden yanayız.
- Medications should be made available free of charge or at affordable prices.
- İlaçlar ücretsiz veya uygun fiyatlarla temin edilebilmelidir.
- Children under three are admitted free of charge.
- Üç yaşından küçük çocuklar ücretsiz kabul edilir.
- I got the ticket free of charge.
- Bileti ücretsiz aldım.
- Would you be willing to send me a sample free of charge?
- Bana ücretsiz bir numune gönderir misiniz?
- Entrance is free of charge.
- Giriş ücretsizdir.
- This pamphlet is free of charge.
- Bu broşür ücretsizdir.
- The tickets are free of charge.
- Biletler ücretsizdir.
- The pamphlet is free of charge.
- Broşür ücretsiz.
- The parking lot is free of charge.
- Otopark ücretsizdir.
- Entry is free of charge.
- Giriş ücretsizdir.
- It is free of charge.
- Ücretsizdir.
- This booklet is free of charge.
- Bu kitapçık ücretsizdir.
- Children under three are admitted free of charge.
- Üç yaşın altındaki çocuklar ücretsiz kabul ediliyor.
- It's free of charge.
- Bu, ücretsiz.
- The call is free of charge.
- Arama ücretsizdir.
- The pamphlet is free of charge.
- Broşür ücretsizdir.
- The record concert is free of charge and is open to everyone.
- Kayıt konseri ücretsizdir ve herkese açıktır.
- In this country, even universities are free of charge.
- Bu ülkede üniversiteler bile ücretsiz.
- The call is free of charge.
- Görüşme ücretsiz.
- The goods will be delivered free of charge.
- Mallar ücretsiz teslim edilecek.
- The parking lot is free of charge.
- Park yeri ücretsizdir.
- The tickets are free of charge.
- Biletler ücretsiz.
- Would you be willing to send me a sample free of charge?
- Bana ücretsiz bir örnek göndermek ister misiniz?
Show More (25)
|
| 2 |
free of charge |
ücretsiz olarak |
adv. |
|
- Of course it is no bad thing, it may even be a good thing, that in many cases it is available to users free of charge.
- Elbette bu kötü bir şey değil, hatta birçok durumda kullanıcılara ücretsiz olarak sunulması iyi bir şey bile olabilir.
- Shopkeepers have already had to carry out, free of charge, the work of the banks during the introduction of the euro.
- Esnaf, Avro'nun piyasaya sürülmesi sırasında bankaların yaptığı işleri ücretsiz olarak yapmak zorunda kalmıştır.
- We have, moreover, made our work available on the Internet free of charge in all the languages.
- Ayrıca çalışmalarımızı internet üzerinden tüm dillerde ücretsiz olarak erişilebilir hale getirdik.
- The Americans allow the GPS to be used free of charge.
- Amerikalılar GPS'in ücretsiz olarak kullanılmasına izin veriyor.
- The goods will be delivered free of charge.
- Mallar ücretsiz olarak teslim edilecek.
- Articles bought here will be delivered free of charge.
- Burada satın alınan ürünler ücretsiz olarak teslim edilecektir.
- Articles bought here will be delivered free of charge.
- Buradan alınan ürünler ücretsiz olarak teslim edilecektir.
Show More (4)
|
| 3 |
free of charge |
bedava |
adj. |
|
- It's free of charge.
- Bedava.
- This pamphlet is free of charge.
- Bu kitapçık bedava.
- They're only $50 with two cans of shoe polish free of charge.
- Onlar, yanında iki kutu bedava ayakkabı cilası ile birlikte sadece 50 dolar.
Show More (0)
|
