|
- If you're so smart, then why don't you take over my lesson and I'll just sit here and giggle!
- Madem o kadar zekisin, neden dersimi sen almıyorsun, ben de burada oturup kıkırdayayım!
- Giggles rippled through the audience.
- Kıkırdamalar seyirciler arasında dalgalandı.
- Tom giggled.
- Tom kıkırdadı.
- They both giggled.
- İkisi de kıkırdadı.
- Tom giggled loudly.
- Tom yüksek sesle kıkırdadı.
- They both giggled.
- Onların ikisi de kıkırdadılar.
- Sitting behind people at the movies who constantly chat and giggle doesn't make for an enjoyable evening.
- Sinemada sürekli sohbet eden ve kıkırdayan insanların arkasında oturmak keyifli bir akşam geçirmenizi sağlamaz.
- Tom giggled again.
- Tom yine kıkırdadı.
- Tom giggled girlishly.
- Tom kız gibi kıkırdadı.
- Tom giggled and Mary smiled.
- Tom kıkırdadı ve Mary gülümsedi.
- The girls giggled.
- Kızlar kıkırdadı.
- Tom giggled again.
- Tom tekrar kıkırdadı.
- She has a cute giggle.
- Onun sevimli bir kıkırdaması var.
- Tom giggled like a schoolgirl.
- Tom bir kız öğrenci gibi kıkırdadı.
- Giggles rippled through the audience.
- Seyirciler arasında kıkırdamalar yayıldı.
- Tom laughed and Mary giggled.
- Tom güldü ve Mary kıkırdadı.
- Mary giggled.
- Mary kıkırdadı.
- He always had a giggle.
- Her zaman kıkırdardı.
- Tom is giggling.
- Tom kıkırdıyor.
- They all giggled.
- Hepsi kıkırdadı.
- We couldn't stop giggling.
- Kıkırdamadan duramadık.
- I couldn't stop giggling.
- Kıkırdamadan duramadım.
- Tom started giggling.
- Tom kıkırdamaya başladı.
- Some of the women giggled.
- Bazı kadınlar kıkırdadı.
- Everyone giggled.
- Herkes kıkırdadı.
- She has a cute giggle.
- Çok tatlı bir kıkırdaması var.
Show More (25)
|