| 1 |
go over |
geçmek |
v. |
|
- We have heard a great deal of praise for the Socrates programme and I have no wish to go over it all again.
- Socrates programı için çok fazla övgü duyduk ve bunların üzerinden tekrar geçmek istemiyorum.
- We must go over to a policy of appointments based on the criteria of qualifications, merit and ability.
- Nitelik, liyakat ve yetenek kriterlerine dayalı bir atama politikasına geçmeliyiz.
- Why, then, do we constantly have to go over this discussion again and again?
- O halde neden sürekli olarak bu tartışmanın üzerinden tekrar tekrar geçmek zorunda kalıyoruz?
- I do not propose to go over them again.
- Bunların üzerinden tekrar geçmeyi önermiyorum.
- Given these extensive antecedents, I do not propose to go over the general background to this case.
- Bu kapsamlı öncüller göz önünde bulundurulduğunda, bu davanın genel arka planının üzerinden geçmeyi önermiyorum.
- I will not go over them again; instead I shall focus a little longer on the question of the social crisis.
- Bunların üzerinden tekrar geçmeyeceğim; bunun yerine sosyal kriz konusuna biraz daha odaklanacağım.
- I would like to again go over the three points that I see as being the most important.
- Ben en önemli gördüğüm üç noktanın üzerinden tekrar geçmek istiyorum.
- I would like to again go over the three points that I see as being the most important.
- En önemli gördüğüm üç noktanın üzerinden tekrar geçmek istiyorum.
- I will not go over them again as we already know what they are.
- Ne olduklarını zaten bildiğimiz için tekrar üzerinden geçmeyeceğim.
- We are not doing much more than going over old ground.
- Eski konuların üzerinden geçmekten başka bir şey yapmıyoruz.
- I just want to go over this one more time.
- Bunun üzerinden bir kez daha geçmek istiyorum.
- A storm turns into a hurricane when the wind speed goes over a hundred nineteen kilometers an hour.
- Rüzgar hızı saatte yüz on dokuz kilometreyi geçtiğinde fırtına kasırgaya dönüşür.
- Let's go over it one more time.
- Bir kez daha üzerinden geçelim.
- Go over it again.
- Tekrar üzerinden geç.
- Tom's speech was full of double entendres, most of which went over his audience's head.
- Tom'un konuşması çift anlamlı sözlerle doluydu ve çoğu dinleyicilerin kafasından geçti.
- We've gone over this before.
- Bunun üzerinden daha önce geçtik.
- I've been going over the inventory.
- Envanterin üzerinden geçtim.
- I'd like to go over the information you've collected.
- Topladığınız bilgilerin üzerinden geçmek istiyorum.
- I went over the report.
- Raporun üzerinden geçtim.
- He went over to the other side.
- O, diğer tarafa geçti.
- Will you go over my plan?
- Planımın üzerinden geçer misin?
- She has gone over to the other side.
- O diğer tarafa geçti.
- We'll go over everything again.
- Her şeyin üzerinden tekrar geçeceğiz.
- I need to go over my notes.
- Notlarımın üzerinden geçmeliyim.
- Let's go over what we already know.
- Bildiklerimizin üzerinden geçelim.
- I want to go over a few things with you.
- Seninle birkaç şeyin üzerinden geçmek istiyorum.
- He went over to the other side.
- Diğer tarafa geçti.
- Let's go over the plan one more time.
- Planın üzerinden bir kez daha geçelim.
- She has gone over to the other side.
- Öbür tarafa geçti.
- He attentively went over her exam paper.
- Sınav kağıdının üzerinden dikkatle geçti.
- Tom wanted to go over a few things with Mary.
- Tom, Mary ile birkaç şeyin üzerinden geçmek istedi.
- Let's go over this plan again.
- Bu planın üzerinden tekrar geçelim.
- Let's go over it again.
- Tekrar üzerinden geçelim.
- We'll go over it again.
- Tekrar üzerinden geçeceğiz.
- Would you mind going over that again?
- Bunun üzerinden tekrar geçebilir misiniz?
- Go over there.
- Şuraya geç.
- I want to go over these numbers with you.
- Bu rakamların üzerinden seninle birlikte geçmek istiyorum.
- I've been going over your books.
- Kitaplarının üzerinden geçiyordum.
Show More (35)
|
| 2 |
go over |
(birinin) evine gitmek |
v. |
|
- Tom went over to your house.
- Tom senin evine gitti.
- Go over to Tom's.
- Tom'un evine git.
- Let's go over to Tom's place and see what he's doing.
- Hadi Tom'un evine gidip ne yaptığına bakalım.
- I'm going over to Tom's house now to tell him about what happened.
- Olanları ona anlatmak için şimdi Tom'un evine gidiyorum.
- I went over to Mary's house.
- Mary'nin evine gittim.
- I went over to Tom's house yesterday afternoon.
- Dün öğleden sonra Tom'un evine gittim.
- I think it would be best if you didn't go over to Tom's house.
- Bence Tom'un evine gitmesen daha iyi olur.
- Let's go over to Tom's place and see what he's doing.
- Tom'un evine gidip onun ne yaptığına bakalım.
- Could I go over to Mary's house to play?
- Oynamak için Mary'nin evine gidebilir miyim?
- I'm going over to Tom's house now to tell him about what happened.
- Şimdi Tom'un evine gidip olanları ona anlatacağım.
- I think I may have to go over to Tom's house and help him this afternoon.
- Sanırım bu öğleden sonra Tom'un evine gidip ona yardım etmem gerekebilir.
- I'm going over to Tom's house now to tell him about that.
- Ona bunu anlatmak için şimdi Tom'un evine gidiyorum.
- Tom went over to Mary's house to help.
- Tom yardım etmek için Mary'nin evine gitti.
- I think I may have to go over to Tom's house and help him this afternoon.
- Sanırım bu öğleden sonra Tom'un evine gitmek ve ona yardım etmek zorunda kalabilirim.
- Tom went over to Mary's with a bottle of wine.
- Tom bir şişe şarapla Mary'nin evine gitti.
- Tom went over to Mary's house.
- Tom, Mary'nin evine gitti.
- Tom thought Mary should go over to John's house and help him.
- Tom, Mary'nin John'un evine gidip ona yardım etmesi gerektiğini düşündü.
- I think it would be best if you didn't go over to Tom's house.
- Sanırım Tom'un evine gitmesen iyi olur.
- I'm going over to Tom's house now to tell him about that.
- Şimdi Tom'un evine gidip bunu ona anlatacağım.
- Tom thought Mary should go over to John's house and help him.
- Tom Mary'nin John'un evine gitmesi ve ona yardım etmesi gerektiğini düşünüyordu.
Show More (17)
|
| 3 |
go over |
gözden geçirmek |
v. |
|
- We should, however, go over a number of points of assessment with each other.
- Bununla birlikte, birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz.
- We should, however, go over a number of points of assessment with each other.
- Bununla birlikte birbirimizle bazı değerlendirme noktalarını gözden geçirmeliyiz.
- We'll go over it again tomorrow morning.
- Yarın sabah onu tekrar gözden geçireceğiz.
- Can we go over my options?
- Seçeneklerimi gözden geçirebilir miyiz?
- Go over the choices again.
- Seçimleri tekrar gözden geçir.
- Go over it again.
- Onu tekrar gözden geçirin.
- Let's go over what we already know.
- Zaten bildiklerimizi tekrar gözden geçirelim.
- I want to go over it again.
- Tekrar gözden geçirmek istiyorum.
- We'll go over it again tomorrow morning.
- Yarın sabah tekrar gözden geçiririz.
- Can we go over my options?
- Seçeneklerimi tekrar gözden geçirebilir miyiz?
- I want to go over it again in more detail.
- Daha ayrıntılı olarak tekrar gözden geçirmek istiyorum.
- I'd like to go over the information you've collected.
- Topladığınız bilgileri gözden geçirmek istiyorum.
- I don't want to go over it all again.
- Her şeyi tekrar gözden geçirmek istemiyorum.
- Let's go over this plan again.
- Bu planı tekrar gözden geçirelim.
- I want to go over it again.
- Bunu tekrar gözden geçirmek istiyorum.
Show More (12)
|
| 4 |
go over |
incelemek |
v. |
|
- I was going over Tom's file.
- Tom'un dosyasını inceliyordum.
- Will you go over my plan?
- Planımı inceleyecek misin?
- We went over the house thoroughly before buying it.
- Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- I've been going over your books.
- Kitaplarını inceliyorum.
- We went over all the details.
- Tüm detayları inceledik.
- I've been going over the inventory.
- Sayım dökümlerini inceliyorum.
- I've been going over the budget.
- Bütçeyi inceliyorum.
- I've been going over the inventory.
- Envanteri inceliyorum.
- I've been going over Tom's file.
- Tom'un dosyasını inceliyordum.
- We went over the house before deciding whether to buy it.
- Satın alıp almamaya karar vermeden önce evi inceledik.
- Let's go over it one more time.
- Bunu bir kez daha inceleyelim.
- I've been going over Tom's chart.
- Tom'un çizelgesini inceliyordum.
Show More (9)
|
| 5 |
go over |
bakmak |
v. |
|
- Go over there and see if you can help them out.
- Oraya git ve onlara yardım edebilir misin bir bak.
Show More (-2)
|
