|
- I never go to church.
- Ben hiç kiliseye gitmedim.
- We went to church every Sunday when we were in America.
- Amerika'dayken her Pazar kiliseye gittik.
- Tom said he'd go to church.
- Tom, kiliseye gideceğini söyledi.
- Whomever goes to church believes in God.
- Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanır.
- She doesn't want to go to church.
- O, kiliseye gitmek istemez.
- Are you going to church tomorrow?
- Yarın kiliseye gidecek misin?
- I think I'll go to church with Tom next Sunday.
- Sanırım gelecek pazar günü Tom ile kiliseye gideceğim.
- Go to church with your parents and pray for her.
- Ailenle birlikte kiliseye git ve onun için dua et.
- I went to church with Tom.
- Ben Tom'la kiliseye gittim.
- This evening we will go to church.
- Biz bu akşam kiliseye gideceğiz.
- Tom and Mary went to church together.
- Tom ve Mary birlikte kiliseye gitti.
- Roosevelt went to church in the morning.
- Roosevelt sabah kiliseye gitti.
- I used to go to church on Sunday.
- Pazar günleri kiliseye giderdim.
- Go to church with your parents and pray for her.
- Ailenle kiliseye git ve onun için dua et.
- They go to church every Sunday.
- Her pazar kiliseye gidiyorlar.
- I seldom go to church.
- Nadiren kiliseye giderim.
- I've got to go to church tomorrow.
- Yarın kiliseye gitmek zorundayım.
- They go to church on Sunday morning.
- Onlar Pazar sabahı kiliseye giderler.
- Did you go to church last Sunday?
- Geçen pazar günü kiliseye gittin mi?
- Did you go to church today?
- Bugün kiliseye gittin mi?
- This evening we will go to church.
- Bu akşam kiliseye gideceğiz.
- I think I'll go to church with Tom next Sunday.
- Sanırım önümüzdeki Pazar Tom'la kiliseye gideceğim.
- I never go to church.
- Ben asla kiliseye gitmem.
- Do you go to church?
- Kiliseye gidiyor musun?
- Would you like to go to church with me?
- Benimle kiliseye gitmek ister misin?
- We're going to church.
- Kiliseye gideceğiz.
- They went to church on Christmas Eve.
- Noel arefesinde kiliseye gittiler.
- Tom talked me into going to church with him.
- Tom beni onunla kiliseye gitmeye konuşarak ikna etti.
- Every Sunday they go to church.
- Her pazar kiliseye giderler.
- Whoever goes to church believes in God.
- Kiliseye gidenler Tanrı'ya inanır.
- Tom is going to church.
- Tom kiliseye gidiyor.
- I go to church.
- Kiliseye giderim.
- Tom said that he'd go to church.
- Tom kiliseye gideceğini söyledi.
- She makes a point of going to church on Sundays.
- O, pazar günleri kiliseye gitmeyi ihmal etmez.
- Does Tom go to church?
- Tom kiliseye gidiyor mu?
- His parents go to church every Sunday.
- Anne ve babası her Pazar kiliseye giderler.
- I'm going to church tonight.
- Bu gece kiliseye gidiyorum.
- My parents went to church, but I did not go.
- Ailem kiliseye gitti ama ben gitmedim.
- I went to church this morning.
- Bu sabah kiliseye gittim.
- They go to church on Sundays.
- Pazar günleri kiliseye gidiyorlar.
- She doesn't want to go to church.
- Kiliseye gitmek istemiyor.
- Are you going to church tomorrow?
- Yarın kiliseye gidiyor musun?
- Every afternoon, the woman went to church to pray.
- Kadın her öğleden sonra dua etmek için kiliseye giderdi.
- They go to church on Sunday.
- Pazar günü kiliseye gidiyorlar.
- Tom talked me into going to church with him.
- Tom beni onunla kiliseye gitmeye ikna etti.
- I hardly ever go to church.
- Neredeyse hiç kiliseye gitmem.
- Do you want to go to church with me?
- Benimle kiliseye gitmek ister misin?
- I've got to go to church tomorrow.
- Yarın kiliseye gitmeliyim.
- They go to church on Sunday.
- Onlar pazar günü kiliseye giderler.
- Tom never goes to church.
- Tom asla kiliseye gitmez.
- Did you go to church last Sunday?
- Geçen pazar kiliseye gittin mi?
- He is not in the habit of going to church.
- Kiliseye gitme alışkanlığı yok.
- Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom, Mary'yi kendisiyle kiliseye gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
- I don't often go to church.
- Ben sık sık kiliseye gitmem.
- They went to church.
- Onlar kiliseye gittiler.
- I go to church once in a blue moon.
- Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.
- Tom said he'd go to church.
- Tom kiliseye gideceğini söyledi.
- I seldom go to church.
- Ben nadiren kiliseye giderim.
- Whomever goes to church believes in God.
- Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanıyor.
- I used to go to church on Sunday.
- Pazar günü kiliseye giderdim.
- Tom went to church with Mary.
- Tom, Mary ile kiliseye gitti.
- We never go to church.
- Biz asla kiliseye gitmeyiz.
- They go to church on Sundays.
- Onlar pazar günleri kiliseye giderler.
- Tom goes to church.
- Tom kiliseye gidiyor.
- We never go to church.
- Asla kiliseye gitmiyoruz.
- Sunday is the day when people go to church.
- Pazar, insanların kiliseye gittiği gündür.
- Tom and I go to church together.
- Tom ve ben birlikte kiliseye gideriz.
- Tom didn't go to church.
- Tom kiliseye gitmedi.
- I used to go to church on Sundays.
- Pazar günleri kiliseye giderdim.
- Do you go to church every Sunday?
- Her pazar kiliseye gidiyor musun?
- I go to church every day.
- Her gün kiliseye giderim.
- I don't go to church anymore.
- Artık kiliseye gitmiyorum.
- Do you still go to church?
- Sen hala kiliseye gidiyor musun?
- She makes a point of going to church on Sundays.
- Pazar günleri kiliseye gitmeye özen gösterir.
- Sami doesn't go to church because he's Muslim.
- Sami kiliseye gitmiyor çünkü Müslüman.
- Let's go to church.
- Hadi kiliseye gidelim.
- My parents went to church, but I did not go.
- Ebeveynlerim kiliseye gitti ama ben gitmedim.
- I go to church on Sundays.
- Pazar günleri kiliseye giderim.
- People who go to church apparently believe in existence of god.
- Kiliseye giden insanlar görünüşe göre Tanrı'nın varlığına inanıyor.
- All the people who go to church believe in God.
- Kiliseye giden bütün insanlar Tanrıya inanır.
- I go to church every Sunday.
- Her pazar kiliseye giderim.
- We'll go to church this evening.
- Bu akşam kiliseye gideceğiz.
- Tom hardly ever goes to church.
- Tom neredeyse hiç kiliseye gitmez.
- Tom went to church with Mary.
- Tom Mary ile birlikte kiliseye gitti.
- Tom went to church.
- Tom kiliseye gitti.
- I went to church with Tom.
- Tom'la kiliseye gittim.
- Tom didn't go to church.
- Tom kiliseye gitmezdi.
- Tom and I went to church together.
- Tom ve ben birlikte kiliseye gittik.
- We never go to church anymore.
- Artık asla kiliseye gitmiyoruz.
- They went to church on Christmas Eve.
- Noel arifesinde kiliseye gittiler.
- Tom wants us to go to church.
- Tom, kiliseye gitmemizi istiyor.
- Does Tom still go to church?
- Tom hala kiliseye gidiyor mu?
- Tom doesn't go to church anymore.
- Tom artık kiliseye gitmiyor.
- Tom stopped going to church about the time he graduated from college.
- Tom üniversiteden mezun olduktan sonra kiliseye gitmeyi bıraktı.
- Do you still go to church every Sunday?
- Hala her pazar kiliseye gidiyor musun?
- All the people who go to church believe in God.
- Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanır.
- I've got to go to church tomorrow.
- Yarın kiliseye gitmem gerekiyor.
- I'm going to church.
- Kiliseye gidiyorum.
- I'm going to church.
- Kiliseye gideceğim.
- Tom goes to church with Mary every Sunday.
- Tom her pazar Mary ile kiliseye gidiyor.
- I go to church.
- Kiliseye gidiyorum.
- Tom wants us to go to church.
- Tom kiliseye gitmemizi istiyor.
- That woman goes to church every evening.
- O kadın her akşam kiliseye gidiyor.
- They went to church.
- Kiliseye gitmişler.
- Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
- Tom attempted to persuade Mary to go to church with him.
- Tom Mary'yi kendisiyle kiliseye gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
- We went to church every Sunday.
- Her Pazar kiliseye giderdik.
- Tom has stopped going to church.
- Tom kiliseye gitmeyi bıraktı.
- Does Tom still go to church?
- Tom hâlâ kiliseye gidiyor mu?
- I don't go to church.
- Kiliseye gitmem.
- Whoever goes to church believes in God.
- Kiliseye giden kimse Tanrı'ya inanır.
- Does Tom still go to church every Sunday?
- Tom hâlâ her pazar kiliseye gidiyor mu?
- Tom went to church with Mary.
- Tom Mary ile kiliseye gitti.
- Tom doesn't go to church.
- Tom kiliseye gitmez.
- We went to church every Sunday when we were in America.
- Biz Amerika'dayken her pazar kiliseye giderdik.
- Tom's parents don't go to church, but he does.
- Tom'un ailesi kiliseye gitmiyor ama o gidiyor.
- Tom and Mary go to church together.
- Tom ve Mary birlikte kiliseye gidiyorlar.
- I don't want to go to church.
- Kiliseye gitmek istemiyorum.
- We went to church.
- Kiliseye gittik.
- I don't want to go to church today.
- Bugün kiliseye gitmek istemiyorum.
- Do you still go to church?
- Hala kiliseye gidiyor musun?
- Tom said that he'd go to church.
- Tom, kiliseye gideceğini söyledi.
- They go to church on Sunday morning.
- Pazar sabahı kiliseye gidiyorlar.
- They go to church every Sunday.
- Onlar her Pazar kiliseye giderler.
- We went to church every Sunday.
- Biz her pazar kiliseye gittik.
- Sami doesn't go to church because he's Muslim.
- Sami Müslüman olduğu için kiliseye gitmiyor.
- I go to church once in a blue moon.
- Kırk yılda bir kiliseye giderim.
- I am going to church now.
- Şimdi kiliseye gidiyorum.
- We're going to church.
- Kiliseye gidiyoruz.
- Do you still go to church every Sunday?
- Hâlâ her pazar kiliseye gidiyor musun?
Show More (127)
|
