| 1 |
go up |
artmak |
v. |
|
- The fact is that journeys undertaken by HGVs travelling through Austrian territory have gone up by 50%.
- Gerçek şu ki Avusturya topraklarında seyahat eden ağır vasıtaların yaptığı yolculuklar %50 arttı.
- Fishing capacity is going up, not down.
- Balıkçılık kapasitesi düşmüyor, artıyor.
- Land prices seem to just keep going up.
- Arsa fiyatları sürekli artıyor gibi görünüyor.
- The cost of living has gone up.
- Hayat pahalılığı arttı.
- Property prices are going up.
- Emlak fiyatları artmaktadır.
- The prices go up after six o'clock.
- Saat altıdan sonra fiyatlar artar.
- Our rent is going up next month.
- Kiramız gelecek ay artacak.
- Why have coffee prices been going up?
- Kahve fiyatları neden artıyor?
- The price of food has gone up.
- Gıda fiyatı arttı.
- The price of rice went up three percent.
- Pirinç fiyatı yüzde üç arttı.
- Hamburgers have gone up this week.
- Bu hafta hamburgerlerin fiyatı arttı.
- The cost of living is going up continuously.
- Yaşam maliyetleri sürekli artıyor.
- Prices have gone up a lot in the last year.
- Fiyatlar geçen yıl çok arttı.
- Prices are going up every day.
- Fiyatlar her geçen gün artıyor.
- The price of rice went up three percent.
- Pirincin fiyatı yüzde 3 arttı.
- Property prices are going up.
- Emlak fiyatları artıyor.
- The cost of gasoline keeps on going up.
- Benzin fiyatları artmaya devam ediyor.
- The price of oil is going up.
- Petrolün fiyatı artıyor.
- Prices will certainly go up.
- Fiyatlar kesinlikle artacak.
- My rent has gone up.
- Kiram arttı.
- Our rent is going up next month.
- Önümüzdeki ay kiramız artacak.
- The price is going up.
- Fiyat artıyor.
- The value of the dollar is going up.
- Doların değeri artıyor.
- Prices have already started going up.
- Fiyatlar çoktan artmaya başladı.
- Our rent has gone up.
- Kiramız arttı.
- Interest rates are going up.
- Faiz oranları artıyor.
- Their wages went up.
- Maaşları arttı.
- Rents will go up next month.
- Kiralar gelecek ay artacak.
- Prices have gone up a lot in the last year.
- Fiyatlar son bir yılda çok arttı.
- The price of coffee has gone up.
- Kahvenin fiyatı arttı.
- The price of food's gone up.
- Yiyecek fiyatları arttı.
- Fees are about to go up.
- Ücretler artmak üzeredir.
- As it is, prices are going up every week.
- Zaten fiyatlar her hafta artıyor.
- Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden arttı?
- The cost of advertising has gone up.
- Reklam maliyeti arttı.
- Prices have gone up these three months.
- Fiyatlar bu üç ay içinde arttı.
- The cost of advertising has gone up.
- Reklamın maliyeti arttı.
- Will my premiums go up?
- Primlerim artacak mı?
- The price of food has gone up.
- Yiyecek fiyatları arttı.
- Your pulse has gone up.
- Nabız atışın arttı.
- The price of coffee has gone up.
- Kahve fiyatı artmış.
Show More (38)
|
| 2 |
go up |
yükselmek |
v. |
|
- Rents will go up next month.
- Kiralar gelecek ay yükselecek.
- As you go up higher, the air becomes thinner.
- Siz yükseldikçe, havanın yoğunluğu azalır.
- The prices go up after six o'clock.
- Fiyatlar saat altıdan sonra yükseliyor.
- If her temperature goes up, send for the doctor.
- Ateşi yükselirse, doktor çağırın.
- Sometimes the stock market goes up, and sometimes it goes down.
- Bazen borsa yükselir, bazen de düşer.
- Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
- Prices went up.
- Fiyatlar yükseldi.
- The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
- The average temperature has gone up.
- Ortalama sıcaklık yükseldi.
- Your blood pressure may go up in the winter.
- Kan basıncın kışın yükselebilir.
- The bird went up higher and higher into the sky.
- Kuş gökyüzüne doğru yükseldikçe yükseldi.
- A cheer went up from the audience.
- Seyirciler arasından bir tezahürat yükseldi.
- The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne yükseldi.
- Fees are about to go up.
- Ücretler yükselmek üzere.
- Land prices seem to just keep going up.
- Arazi fiyatları yükselecek gibi görünüyor.
- Our rent has gone up.
- Kiramız yükseldi.
- There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
- The price has gone up.
- Fiyat yükseldi.
- It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.
- The cost of gasoline keeps on going up.
- Benzinin maliyeti yükselmeye devam ediyor.
- A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
- Prices are going to go up.
- Fiyatlar yükselecek.
- The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- Durgunluk nedeniyle işsizlik oranı %5'e yükseldi.
- Prices will certainly go up.
- Fiyatlar kesinlikle yükselecek.
- The rocket went up.
- Roket yükseldi.
- Prices will go up.
- Fiyatlar yükselecek.
- My grades at school have gone up.
- Okuldaki notlarım yükseldi.
- Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
- If her temperature goes up, send for the doctor.
- Ateşi yükselirse, doktoru çağır.
- The lights went down and the curtain went up.
- Işıklar söndü ve perde yükseldi.
- Will my premiums go up?
- Benim primlerim yükselecek mi?
- Their wages went up.
- Onların ücretleri yükseldi.
- It is certain that prices will go up.
- Fiyatların yükseleceği kesin.
- The temperature of the oil went up to 165 degrees Celsius.
- Yağın sıcaklığı 165 santigrat dereceye yükseldi.
- Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
- Your pulse has gone up.
- Nabzın yükseldi.
- Prices have gone up.
- Fiyatlar yükseldi.
- The temperature of the oil went up to 165 degrees Celsius.
- Yağın sıcaklığı 165 dereceye yükseldi.
- The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
- We went up step by step.
- Adım adım yükseldik.
- There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisselerin yükseleceğinin garantisi yok.
Show More (38)
|
| 3 |
go up |
tırmanmak |
v. |
|
- Most importantly, the borrowing rates are going up.
- En önemlisi, faizler tırmanıyor.
- He went up the steps slowly.
- O, basamakları yavaşça tırmandı.
- She's going up the rock.
- O, kayaya tırmanıyor.
- We went up step by step.
- Biz adım adım tırmandık.
- As we went up, the air grew colder.
- Biz tırmanırken, hava soğudu.
Show More (2)
|
| 4 |
go up |
yukarı gitmek |
v. |
|
- I went up the stairs and went to bed.
- Ben merdivenlerden yukarı gittim ve yatmaya gittim.
- She quickly went up the stairs.
- O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
- Let's go up.
- Yukarı gidelim.
- We went up and down by elevator.
- Biz asansörle aşağı yukarı gittik.
- He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.
- O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.
Show More (2)
|
| 5 |
go up |
havaya uçmak |
v. |
|
- In Europe, several thousand billion euros have also gone up in smoke.
- Avrupa'da birkaç bin milyar Avro da havaya uçtu.
- In Europe, several thousand billion euros have also gone up in smoke.
- Avrupa'da da birkaç bin milyar avro havaya uçtu.
Show More (-1)
|
| 6 |
go up |
alevler içinde kalmak |
v. |
|
- All of a sudden, the barn went up in flames.
- Birdenbire ahır alevler içinde kaldı.
- The ship went up in flames.
- Gemi alevler içinde kaldı.
Show More (-1)
|
| 7 |
go up |
yanmak |
v. |
|
- The ship went up in flames.
- Gemi alev alev yandı.
Show More (-2)
|
| 8 |
go up |
yanıp kül olmak |
v. |
|
- All of a sudden, the barn went up in flames.
- Birdenbire ahır yanıp kül oldu.
Show More (-2)
|
| 9 |
go up |
yukarıya çıkmak |
v. |
|
- The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya çıkarsak hava o kadar soğuk olur.
Show More (-2)
|
| 10 |
go up |
yukarıya gitmek |
v. |
|
- It's time to go up.
- Yukarıya gitme zamanı.
Show More (-2)
|
