hate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
hate nefret etmek v.
  • There can be no compromise with those who hate freedom and democracy.
  • Özgürlük ve demokrasiden nefret edenlerle uzlaşmaya varılamaz.
  • What is absolutely certain is that Europeans will be as hated as Americans by billions of people.
  • Kesin olan bir şey varsa o da Avrupalıların milyarlarca insan tarafından Amerikalılar kadar nefret edileceğidir.
  • For hating you all the time, I've spent one season.
  • Senden her zaman nefret etmek için bir sezonumu harcadım.
Show More (90)
hate nefret n.
  • Various radio stations in the candidate countries are indulging in hate campaigns against Roma and the Jews.
  • Aday ülkelerdeki çeşitli radyo istasyonları Romanlara ve Yahudilere karşı nefret kampanyaları yürütüyor.
  • Indeed, I also regret his receiving hate mail, as he described.
  • Ayrıca, kendisinin de ifade ettiği gibi nefret mailleri almasından da üzüntü duyuyorum.
  • You always seemed like a nice lady behind the crazy and the hate.
  • Çılgınlığının ve nefretinin ardında hep iyi bir kadın gibi görünüyordun.
Show More (2)
hate sevmemek v.
  • I hate her.
  • Onu sevmiyorum.
  • She hates Facebook.
  • O, Facebook'u sevmez.
Show More (-1)