|
- It is not an insurmountable obstacle, however.
- Ancak bu aşılamaz bir engel değildir.
- The extreme nature of the sharia represents an insurmountable obstacle for normal relations.
- Şeriatın aşırı doğası normal ilişkiler için aşılmaz bir engel teşkil etmektedir.
- According to Western standards, this is an insurmountable obstacle for a constitutional state.
- Batı standartlarına göre bu, anayasal bir devlet için aşılamaz bir engeldir.
- Yet it turned out to be possible to eliminate virtually insurmountable obstacles.
- Yine de neredeyse aşılamaz engelleri ortadan kaldırmanın mümkün olduğu ortaya çıktı.
- Six states participating in the Convention were making taxation an insurmountable obstacle.
- Kurultay'a katılan altı devlet vergilendirmeyi aşılamaz bir engel haline getiriyordu.
- Yet it turned out to be possible to eliminate virtually insurmountable obstacles.
- Yine de neredeyse aşılmaz engelleri ortadan kaldırmanın mümkün olduğu ortaya çıktı.
- They will not represent an insurmountable cost for the European car industry.
- Avrupa otomobil endüstrisi için aşılamaz bir maliyeti temsil etmeyecekler.
- It is true that there are difficulties, but they are not insurmountable.
- Zorluklar olduğu doğrudur, ancak bunlar aşılamaz değildir.
- It would allow exceptions to be made in cases where the plasma shortage really is an insurmountable problem.
- Plazma eksikliğinin gerçekten aşılamaz bir sorun olduğu durumlarda istisnalar yapılmasına izin verecektir.
- It is not as if the problems are insurmountable.
- Sorunlar aşılamayacak gibi değil.
- The cost is not insurmountable; nor is the task an impossible one.
- Maliyet aşılamaz değildir; görev de imkansız değildir.
- The type of undertaking that we envisage does not give rise to insurmountable obstacles.
- Öngördüğümüz girişim türü aşılamaz engellere yol açmamaktadır.
- This book sees the protagonist conquer insurmountable odds and save the day.
- Bu kitapta kahramanımız aşılmaz zorlukların üstesinden geliyor ve günü kurtarıyor.
- No problem is insurmountable.
- Hiçbir sorun aşılamaz değildir.
- The problem is not insurmountable.
- Sorun aşılmaz değildir.
- No problem is insurmountable.
- Hiçbir sorun aşılmaz değildir.
- The problem is not insurmountable.
- Sorun aşılamaz değil.
- This might seem insurmountable.
- Bu aşılmaz gibi görünebilir.
- This might seem insurmountable.
- Bu aşılamaz görünebilir.
Show More (16)
|
