|
- All interested parties are invited to submit their comments by 15 September.
- İlgili tüm taraflar 15 Eylül'e kadar yorumlarını sunmaya davet edilmektedir.
- They are essential to provide a dialogue with all interested sectors.
- İlgili tüm sektörlerle bir diyalog sağlamak için gereklidirler.
- My audience was, and this is striking in this day and age, attentive, interested, and also unperturbed.
- Dinleyicilerim, bugün ve bu çağda dikkat çekici bir şekilde, dikkatli, ilgili ve aynı zamanda tedirgin değildi.
- Today's experts are interested volunteers who have been taken away from other medical and biological research.
- Günümüzün uzmanları, diğer tıbbi ve biyolojik araştırmalardan uzaklaştırılan ilgili gönüllülerdir.
- These issues were fully explored at an important conference last autumn, attended by the principal interested partners.
- Bu konular geçtiğimiz sonbaharda ilgili başlıca ortakların katıldığı önemli bir konferansta etraflıca ele alındı.
- Otherwise, neither contracting entities nor interested suppliers would be sure of their legal position.
- Aksi takdirde ne ihale kuruluşları ne de ilgili tedarikçiler yasal konumlarından emin olamazlar.
- Otherwise, neither contracting entities nor interested suppliers would be sure of their legal position.
- Aksi takdirde, ne ihale kuruluşları ne de ilgili tedarikçiler yasal konumlarından emin olamazlar.
- Not surprisingly, the Commission's FMD proposal has prompted vigorous debate amongst all interested parties.
- Komisyon'un şap hastalığı önerisinin ilgili tüm taraflar arasında hararetli tartışmalara yol açması şaşırtıcı değildir.
- This call for reconciliation and coexistence must be welcomed by all interested parties.
- Uzlaşma ve bir arada yaşamaya yönelik bu çağrı ilgili tüm taraflarca memnuniyetle karşılanmalıdır.
- All interested organisations must be represented in the register.
- İlgili tüm kuruluşlar kayıtta temsil edilmelidir.
- This process is to ensure input and participation by all interested and involved parties.
- Bu süreç, ilgili ve ilişkili tüm tarafların girdi ve katılımını sağlayacaktır.
- Not surprisingly, the Commission's FMD proposal has prompted vigorous debate amongst all interested parties.
- Komisyonun şap hastalığı önerisinin ilgili tüm taraflar arasında hararetli tartışmalara yol açması şaşırtıcı değildir.
- So if we want to move forward, we have to make that clear to all the interested parties.
- Eğer ilerlemek istiyorsak, bunu ilgili tüm taraflara açıkça ifade etmeliyiz.
- They are essential to provide a dialogue with all interested sectors.
- İlgili tüm sektörlerle diyalog kurulabilmesi için bu değişiklikler elzemdir.
- Naturally, the political beliefs of all interested parties should be respected.
- Doğal olarak ilgili tüm tarafların siyasi inançlarına saygı gösterilmelidir.
- My audience was, and this is striking in this day and age, attentive, interested, and also unperturbed.
- Dinleyicilerim dikkatli, ilgili ve aynı zamanda sakindiler, ve bu durum günümüzde ve çağımızda çok çarpıcı.
- In addition, a level playing field is needed for all interested parties.
- Buna ek olarak, ilgili tüm taraflar için eşit bir oyun alanı gereklidir.
- He's very interested in Japanese.
- Japonca ile çok ilgilidir.
- Tom said I looked interested.
- Tom ilgili göründüğümü söyledi.
- Sami wasn't interested in any girl.
- Sami bir kızla ilgili değildi.
- She seemed genuinely interested.
- O gerçekten ilgili görünüyordu.
- Tom was interested.
- Tom ilgiliydi.
- Sami is not interested at all.
- Sami hiç ilgili değil.
- Tom didn't seem interested.
- Tom ilgili görünmüyordu.
- I'm interested in learning how to play the banjo.
- Banjonun nasıl çalınacağını öğrenmekle ilgiliyim.
- Tom was not just interested in Mary's musical abilities.
- Tom sadece Mary'nin müzikal yetenekleriyle ilgili değildi.
- Tom said Mary was interested.
- Tom Mary'nin ilgili olduğunu söyledi.
- It's obvious that Tom is not interested in girls.
- Tom'un kızlara ilgili olmadığı çok açık.
- Why are you interested in me?
- Neden benimle ilgilisin?
- Tom doesn't seem very interested.
- Tom çok ilgili görünmüyor.
- Tom is interested.
- Tom ilgilidir.
- Tom seemed to be very interested.
- Tom çok ilgili görünüyordu.
- I'm pretty sure Tom wasn't interested.
- Tom'un ilgili olmadığından oldukça eminim.
- Tom is always interested.
- Tom her zaman ilgilidir.
- Why are you so interested?
- Neden bu kadar ilgilisin?
- Tom seems mildly interested.
- Tom biraz ilgili görünüyor.
- Tom seemed interested.
- Tom ilgili görünüyordu.
- They're interested.
- Onlar ilgili.
- I hope you're more interested than you seem.
- Göründüğünden daha ilgili olduğunu umuyorum.
- Tom and Mary are very interested.
- Tom ve Mary çok ilgililer.
- Tom didn't seem interested at all.
- Tom hiç ilgili görünmüyordu.
- We ought to be more interested in environmental issues.
- Çevresel sorunlarla daha ilgili olmak zorundayız.
- Tom was momentarily interested.
- Tom bir anlığına ilgiliydi.
- She didn't seem interested.
- O, ilgili görünmüyordu.
- I hope you're more interested than you seem.
- Umarım göründüğünüzden daha ilgilisinizdir.
- Tom said Mary is interested.
- Tom Mary'nin ilgili olduğunu söyledi.
- You look interested.
- Sen ilgili görünüyorsun.
- Dan wasn't even interested in baseball.
- Dan beyzbolla bile ilgili değildi.
- I'm quite interested in philosophy.
- Felsefeyle oldukça ilgiliyim.
- It seems like girls are becoming more and more interested in science.
- Öyle görünüyor ki kızlar bilimle daha da ilgili hâle geliyorlar.
- I'm very interested in the evolution of the dinosaurs.
- Dinozorların evrimiyle çok ilgiliyim.
- Tom didn't seem interested.
- Tom pek ilgili görünmüyordu.
- You looked interested.
- İlgili görünüyordun.
- Tom's interested.
- Tom ilgili.
- Tom said that he was very interested.
- Tom çok ilgili olduğunu söyledi.
- Sami is not interested.
- Sami ilgili değil.
- We're not interested in such things.
- Biz böyle şeylerle ilgili değiliz.
- Tom didn't seem to be at all interested in Mary's explanation about what had happened.
- Tom, Mary'nin olanlarla ilgili açıklamasıyla hiç ilgilenmiyor gibiydi.
- You still don't look too interested.
- Sen hâlâ çok ilgili görünmüyorsun.
- They said they were interested.
- İlgili olduklarını söylediler.
- Tom seemed genuinely interested.
- Tom gerçekten ilgili görünüyordu.
- Tom seemed very interested.
- Tom çok ilgili görünüyordu.
- We are very interested in the history.
- Tarihle çok ilgiliyiz.
- Tom says Mary was interested.
- Tom Mary'nin ilgili olduğunu söylüyor.
- Tom says Mary is interested.
- Tom Mary'nin ilgili olduğunu söylüyor.
- Tom wasn't interested in baseball.
- Tom beyzbolla ilgili değildi.
- Tom is very interested.
- Tom çok ilgili.
- Boys are more interested in engineering and computing than girls.
- Mühendislik ve bilgisayar alanında erkekler kızlara göre daha ilgili.
- Tom seems interested.
- Tom ilgili görünüyor.
- Why was Marika so interested in Japanese culture?
- Marika Japon kültürüyle neden bu kadar ilgiliydi?
- Sami was interested.
- Sami ilgiliydi.
- I am not interested in sex.
- Seksle ilgili değilim.
- Tom said that Mary was interested.
- Tom, Mary'nin ilgili olduğunu söyledi.
- Tom acted interested.
- Tom ilgili davrandı.
- The students seem interested.
- Öğrenciler ilgili görünüyor.
- Tom only looks mildly interested.
- Tom sadece biraz ilgili görünüyor.
- Tom told me that he thought Mary was interested.
- Tom bana Mary'nin ilgili olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom is very interested in classical music.
- Tom klasik müzikle çok ilgilidir.
- Tom looked quite interested.
- Tom oldukça ilgili görünüyordu.
- You don't seem very interested.
- Pek ilgili görünmüyorsun.
- We're interested.
- Biz ilgiliyiz.
- They are very interested in astronomy.
- Onlar astronomi ile çok ilgili.
- Tom looks interested.
- Tom ilgili görünüyor.
- I am not interested in politics.
- Ben siyasetle ilgili değilim.
- Tom didn't look as interested as Mary.
- Tom, Mary kadar ilgili görünmüyordu.
- I get why you're so interested.
- Neden bu kadar ilgili olduğunuzu anlıyorum.
- They were interested.
- Onlar ilgiliydi.
- Tom looked interested.
- Tom ilgili görünüyordu.
- Are you interested in science?
- Bilimle ilgili misin?
- Tom says Mary didn't seem interested.
- Tom Mary'nin ilgili görünmediğini söylüyor.
- I was interested.
- Ben ilgiliydim.
- I'm very interested in jazz.
- Cazla çok ilgiliyimdir.
- Tom looked genuinely interested.
- Tom gerçekten ilgili görünüyordu.
- I'm interested in helping her.
- Ben ona yardımcı olmakla ilgiliyim.
- Are you interested in Buddhism?
- Budizm'le ilgili misin?
- Tom became interested.
- Tom ilgili oldu.
- I'm very interested in painting.
- Resim yapmakla çok ilgiliyim.
- Emet is very interested in soccer, but simply does not know how to play.
- Emet futbolla çok ilgilidir ama basitçe nasıl oynayacağını bilmiyor.
- Tom doesn't seem interested.
- Tom ilgili görünmüyor.
- I am very interested in soccer.
- Ben futbolla çok ilgiliyim.
- Tom is very interested in history.
- Tom tarihle çok ilgilidir.
- You seemed interested.
- İlgili görünüyordun.
- I'm interested in science.
- Ben bilimle ilgiliyim.
- She's very interested in music.
- O, müzikle çok ilgilidir.
- Mary didn't seem interested in making friends.
- Mary arkadaş edinmekle ilgili görünmüyordu.
- Tom was very interested.
- Tom çok ilgiliydi.
- Walt's sons and grandsons are interested only in themselves.
- Walt'ın oğulları ve torunları sadece kendileriyle ilgililer.
- Tom wasn't a bit interested.
- Tom biraz ilgili değildi.
- I'm pretty interested in it.
- Oldukça ilgiliyim.
- Tom is very interested in American history.
- Tom Amerikan tarihi ile çok ilgili.
- Tom didn't look as interested as Mary.
- Tom Mary kadar ilgili görünmüyordu.
Show More (108)
|