|
- Do you know of the existence of any agreements of this kind?
- Bu türden herhangi bir anlaşmanın varlığından haberdar mısınız?
- Tom doesn't even know I exist.
- Tom benim varlığımdan bile haberdar değil.
- Tom probably didn't know about the meeting.
- Tom muhtemelen toplantıdan haberdar değildi.
- Most people don't know that the language Lojban exists.
- Çoğu insan Lojban dilinin varlığından haberdar değil.
- Tom will let you know.
- Tom sizi haberdar edecek.
- If there's anything I can do for you, please let me know.
- Sizin için yapabileceğim bir şey varsa, lütfen beni haberdar et.
- Few people know of its existence.
- Çok az insan varlığından haberdar.
- Did you let him know about our little get-together this evening?
- Bu akşamki küçük buluşmamızdan onu haberdar ettin mi?
- Tom will let you know.
- Tom sizi haberdar eder.
- Sami didn't even know that that graveyard existed.
- Sami o mezarlığın varlığından bile haberdar değildi.
- All the villagers know of the accident.
- Bütün köylüler kazadan haberdar.
- Do Tom and Mary know about each other?
- Tom ve Mary birbirlerinden haberdar mı?
- Tom doesn't know about Mary's death yet.
- Tom henüz Mary'nin ölümünden haberdar değil.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
- Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Let me know when you're done.
- İşin bitince beni haberdar et.
- I already know about that.
- Bundan haberdarım zaten.
- Tom certainly knew about the problem.
- Tom kesinlikle sorundan haberdardı.
Show More (14)
|