| 1 |
leather |
deri |
n., adj. |
|
- That's imitation leather.
- O imitasyon deri.
- Is that leather?
- Bu deri mi?
- Tom is wearing a leather jacket.
- Tom deri bir ceket giyiyor.
- That's imitation leather.
- Bu imitasyon deri.
- She is wearing a leather belt around her waist.
- Belinde deri bir kemer vardı.
- I bought a pair of leather gloves.
- Bir çift deri eldiven aldım.
- That is a leather belt.
- Bu deri bir kemer.
- I'm looking for a leather shoulder bag.
- Deri bir omuz çantası arıyorum.
- I need a leather folder.
- Deri bir klasöre ihtiyacım var.
- I need a leather briefcase.
- Deri bir çantaya ihtiyacım var.
- I need a leather folder.
- Bir deri klasöre ihtiyacım var.
- Tom was wearing a leather jacket.
- Tom deri bir ceket giyiyordu.
- I want to buy a leather belt.
- Deri bir kemer satın almak istiyorum.
- Tom is wearing black leather gloves.
- Tom siyah deri eldiven giyiyor.
- It's a leather valise.
- Bu bir deri valiz.
- It's a leather valise.
- Deri bir valiz.
- The other day he bought a wallet made of kangaroo leather for me.
- Geçen gün benim için kanguru derisinden bir cüzdan aldı.
- Tom was wearing black leather pants and a black leather jacket.
- Tom siyah deri pantolon ve siyah deri ceket giyiyordu.
- Tom wants to buy a leather belt.
- Tom deri bir kemer almak istiyor.
- This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
- Tom bought a leather jacket.
- Tom deri bir ceket aldı.
- This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure deri ve ahşaptan yapılmış.
- I bought a leather frame for the picture.
- Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.
- Tom bought a leather couch.
- Tom deri bir kanepe aldı.
- This steak is as tough as shoe leather.
- Bu biftek ayakkabı derisi kadar sert.
- I'm going to buy a leather belt.
- Deri bir kemer alacağım.
- I bought a leather frame for the picture.
- Resim için deri bir çerçeve aldım.
- Tom bought a pair of leather motorcycle gloves.
- Tom bir çift deri motosiklet eldiveni aldı.
- I am looking for a leather briefcase.
- Deri bir evrak çantası arıyorum.
- Tom bought a leather couch.
- Tom bir deri kanepe satın aldı.
- Tom was carrying a leather briefcase.
- Tom deri bir evrak çantası taşıyordu.
- Tom is wearing leather shorts.
- Tom deri şort giyiyor.
- Mary was dressed in leather.
- Mary deri giymişti.
- That is a leather belt.
- O deri bir kemer.
- Tom wanted to buy a leather belt.
- Tom deri bir kemer almak istedi.
- I want to buy a leather belt.
- Deri bir kemer almak istiyorum.
- Tom keeps his important papers in a brown leather case.
- Tom önemli evraklarını kahverengi bir deri çantada tutar.
- Tom bought a new pair of leather gloves.
- Tom yeni bir çift deri eldiven aldı.
- Tom keeps his important papers in a brown leather case.
- Tom önemli evraklarını kahverengi deri bir çantada saklıyor.
- A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
- Bu makinelerle çalışırken bir çift deri eldiven şarttır.
Show More (37)
|
| 2 |
leather |
deriden yapılmış |
adj. |
|
- My new pair of shoes are made of leather.
- Yeni ayakkabılarım deriden yapılmıştır.
- Tom refuses to buy anything made of leather.
- Tom deriden yapılmış bir şey satın almayı reddediyor.
- This bag is made of leather.
- Bu çanta deriden yapılmış.
- The shoes are made of leather.
- Ayakkabılar deriden yapılmıştır.
- That football is made of genuine leather.
- O futbol topu hakiki deriden yapılmış.
- She gave me a bag made of leather.
- O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
- She gave me a bag made of leather.
- Bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
- Tom refuses to buy anything made of leather.
- Tom deriden yapılmış bir şey almayı reddediyor.
- It's made of leather.
- O deriden yapılmış.
- The shoes are made of leather.
- Ayakkabılar deriden yapılmış.
- This bag is made of leather.
- Bu çanta deriden yapılmıştır.
- The other day he bought a wallet made of kangaroo leather for me.
- Geçen gün o benim için kanguru derisinden yapılmış bir cüzdan aldı.
- It's made of leather.
- Deriden yapılmış.
- They were made of rough brown leather.
- Onlar, sert, kahverengi deriden yapılmıştı.
Show More (11)
|
| 3 |
leather |
deri eşya |
n. |
|
- It is a far-reaching proposal as it covers the marketing and use of a large number of textiles and leather articles.
- Çok sayıda tekstil ve deri eşyanın pazarlanması ve kullanımını kapsadığı için geniş kapsamlı bir tekliftir.
Show More (-2)
|
