|
- I'm on crutches since I broke both my legs.
- Her iki bacağımı kırdığımdan beri koltuk değneği kullanıyorum.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
- I'm on crutches since I broke both my legs.
- Her iki bacağımı da kırdığımdan beri koltuk değneği kullanıyorum.
- But fresh, young legs are catching up fast.
- Ama taze, genç bacaklar hızla yetişiyor.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi duymak rahatsızlığa ve hemen ısınma isteğine neden olur.
- I'm on crutches since I broke both my legs.
- İki bacağımı da kırdığımdan beri koltuk değneği kullanıyorum.
- Feeling cold in the legs causes discomfort and the desire to immediately warm.
- Bacaklarda üşüme hissi rahatsızlığa ve hemen ısınma arzusuna neden olur.
- But fresh, young legs are catching up fast.
- Ancak taze, genç bacaklar hızla yetişiyor.
- During the intermission I got up to stretch my legs.
- Arada bacaklarımı esnetmek için kalktım.
- Let's stop and stretch our legs for a bit.
- Duralım ve biraz bacaklarımızı gerelim.
- My legs aren't as long as yours.
- Benim bacaklarım seninkiler kadar uzun değil.
- They bound the prisoner's arms and legs.
- Onlar tutuklunun kollarını ve bacaklarını bağladılar.
- How did you get those blue spots on your legs?
- Bacaklarındaki o mavi lekeler nasıl oldu?
- Your arms and legs have grown strong enough.
- Kolların ve bacakların yeterince güçlendi.
- Those are my legs!
- Onlar benim bacaklarım!
- Layla showed her legs.
- Layla bacaklarını gösterdi.
- Were you looking at her legs?
- Onun bacaklarına mı bakıyordun?
- She is paralyzed in both legs.
- Onun her iki bacağı da felçli.
- Tom shaved his legs.
- Tom bacaklarını tıraşladı.
- He sat there with his legs crossed.
- Bacak bacak üstüne atarak oturdu.
- When was the last time you massaged your legs?
- En son ne zaman bacaklarına masaj yaptırdın?
- Sami had no injuries to his legs.
- Sami'nin bacaklarında sakatlanma yoktu.
- How often do you shave your legs?
- Bacaklarını ne sıklıkla tıraş ediyorsun?
- Mary hasn't shaved her legs in three years.
- Mary üç yıldır bacaklarını tıraş etmiyor.
- Betty sat in the chair with her legs crossed.
- Betty sandalyede bacak bacak üstüne atıp oturdu..
- Some women don't shave their legs.
- Bazı kadınlar bacaklarını tıraş etmezler.
- Swimming strengthens the legs.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.
- You experienced a pain in your legs, didn't you?
- Bacağınızda bir ağrı hissettiniz, değil mi?
- How many legs does a spider have?
- Bir örümceğin kaç bacağı vardır?
- Tom has two legs.
- Tom'un iki bacağı var.
- I walked till my legs got stiff.
- Bacaklarım sertleşene kadar yürüdüm.
- A table has four legs.
- Bir masanın dört bacağı var.
- He lost control of his legs.
- Bacaklarının kontrolünü kaybetti.
- He felt severe pain in his back and legs.
- Sırtında ve bacaklarında şiddetli ağrı hissetti.
- She stretched out her legs.
- O, bacaklarını uzattı.
- He shaves his legs.
- O bacaklarını tıraş ediyor.
- Some men shave their legs.
- Bazı erkekler bacaklarını tıraş ederler.
- He broke both his legs.
- Her iki bacağını da kırdı.
- Mary crossed her legs.
- Mary bacak bacak üstüne attı.
- My legs are getting numb.
- Bacaklarım uyuşuyor.
- He lost control of his legs.
- O, bacaklarının kontrolünü kaybetti.
- He sat there with his legs crossed.
- Bacak bacak üstüne atmış şekilde orada oturdu.
- My legs ached after the long walk.
- Uzun yürüyüşten sonra bacaklarım ağrıdı.
- Tom sat on the bench and crossed his legs.
- Tom bankta oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- My hands and legs are swollen.
- Ellerim ve bacaklarım şişti.
- I've got longer legs than Tom.
- Tom'dan daha uzun bacaklarım var.
- My legs are weak.
- Bacaklarım zayıf.
- She has long legs.
- Uzun bacakları var.
- Cats have a tail and four legs.
- Kedilerin bir kuyruğu ve dört bacağı var.
- Mary has silky smooth legs.
- Mary'nin ipeksi pürüzsüz bacakları var.
- He ran as fast as his legs could carry him.
- O, bacakları onu taşıyabildiği kadar hızlı koştu.
- He has long legs.
- Onun uzun bacakları vardır.
- Racing cyclists shave their legs.
- Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler.
- His legs are long.
- Onun bacakları uzun.
- His legs were trembling from fear.
- Bacakları korkudan titriyordu.
- What lovely legs!
- Ne güzel bacaklar!
- My legs are weak.
- Bacaklarım zayıftır.
- Tom has broken one of his legs.
- Tom bacaklarından birini kırdı.
- Both legs are weak.
- Her iki bacak da güçsüz.
- Mary shaved her legs.
- Mary bacaklarını tıraşladı.
- You have nice legs.
- Senin güzel bacakların var.
- Can you move your legs?
- Bacaklarını hareket ettirebiliyor musun?
- Tom stretched out his legs.
- Tom bacaklarını uzattı.
- Have you recently had unexplained swelling of your arms or legs during periods of inactivity?
- Son zamanlarda hareketsiz kaldığınız dönemlerde kollarınızda veya bacaklarınızda açıklanamayan şişlikler oldu mu?
- She stretched out her legs.
- Bacaklarını uzattı.
- Most birds have two legs and two wings.
- Çoğu kuşun iki bacağı ve iki kanadı vardır.
- I need to stretch my legs.
- Bacaklarımı esnetmem lazım.
- Tom may never recover the use of his legs.
- Tom'un bacakları tutmayabilir.
- Professional cyclists usually shave their legs.
- Profesyonel bisikletçiler genellikle bacaklarını tıraş ederler.
- He sat on a chair with his legs dangling.
- Bacaklarını sarkıtarak bir sandalyeye oturdu.
- All insects have six legs.
- Tüm böceklerin altı bacağı vardır.
- Cats have a tail and four legs.
- Kedilerin bir kuyruğu ve dört bacağı vardır.
- Tom's dog has four legs.
- Tom'un köpeğinin dört bacağı var.
- Pinocchio's legs were so stiff that he could not move them.
- Pinokyo'nun bacakları o kadar sertti ki onları hareket ettiremiyordu.
- I broke both my legs riding a bicycle.
- Bir bisiklete binerken iki bacağımı da kırdım.
- He can't feel his legs.
- Bacaklarını hissetmiyor.
- The legs of the table are shaky.
- Masanın bacakları sallanıyor.
- He was very tall and slim, with long arms and legs.
- Uzun kolları ve bacakları olan, çok uzun boylu ve ince idi.
- Some of these young people have legs twice as long as mine.
- Bu gençlerden bazılarının bacakları benimkilerin iki katı uzunluğunda.
- I couldn't feel my legs.
- Bacaklarımı hissedemiyordum.
- He sat on the bench and crossed his legs.
- Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- Tom had one of his legs amputated.
- Tom'un bir bacağı kesildi.
- She has nice legs.
- Güzel bacakları var.
- My legs are hurting.
- Bacaklarım acıyor.
- Wash your legs.
- Bacaklarını yıka.
- All insects have six legs.
- Bütün böceklerin altı bacağı vardır.
- You have beautiful legs.
- Güzel bacakların var.
- I was just stretching my legs.
- Sadece bacaklarımı esnetiyordum.
- I like your legs.
- Bacaklarını beğendim.
- Tom sat on the bench and crossed his legs.
- Tom banka oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- She opens her legs for everyone.
- Bacaklarını herkes için açıyor.
- A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.
- Daksund, uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.
- Bacaklarındaki kan dolaşımı zayıf.
- Tom has short legs.
- Tom'un kısa bacakları var.
- These thick wool stockings will keep your legs warm.
- Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacak.
- Alice has stunning legs.
- Alice'in çarpıcı bacakları var.
- Layla showed her legs.
- Leyla bacaklarını gösterdi.
- He sat on the bench and crossed his legs.
- Bankta oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- The chair was too high, and I found myself with my legs hanging in the air.
- Sandalye çok yüksekti ve kendimi bacaklarım havada asılı buldum.
- Sami had no injuries to his legs.
- Sami'nin bacaklarında hiçbir yaralanma yoktu.
- He ran as fast as his legs could carry him.
- Bacakları onu taşıyabildiği kadar hızlı koştu.
- My legs are getting better day by day.
- Bacaklarım gün geçtikçe daha iyi oluyor.
- Her arms and legs are long.
- Kolları ve bacakları uzun.
- He was very tall and thin, with long arms and legs.
- O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.
- Tom has longer legs than Mary.
- Tom'un bacakları Mary'den daha uzun.
- I broke both my legs riding a bicycle.
- Bisiklet sürerken iki bacağımı da kırdım.
- How often do you shave your legs?
- Ne sıklıkta bacaklarını tıraş edersin?
- Tom uncrossed his legs.
- Tom bacaklarını açtı.
- She has nice legs.
- Onun güzel bacakları var.
- He shaves his legs.
- Bacaklarını tıraş eder.
- Tom broke both of his legs.
- Tom iki bacağını da kırdı.
- Tom may never recover the use of his legs.
- Tom bacaklarını asla kullanamayabilir.
- He was very tall and slim, with long arms and legs.
- Çok uzun boylu ve inceydi, uzun kolları ve bacakları vardı.
- When was the last time you massaged your legs?
- En son ne zaman bacaklarınıza masaj yaptınız?
- Tom's cat has four legs.
- Tom'un kedisinin dört bacağı var.
- Mary wiped the sand from her legs.
- Mary bacaklarından kumu sildi.
- Her arms and legs are long.
- Onun kolları ve bacakları uzundur.
- I saw Tom staring at Mary's legs.
- Tom'un Mary'nin bacaklarına baktığını gördüm.
- Even though many women shave their legs, Mary doesn't.
- Birçok kadın bacaklarını tıraş etse de Mary etmez.
- I stretched out my legs.
- Bacaklarımı uzattım.
- She crossed her legs.
- O bacak bacak üstüne attı.
- I walked till my legs got stiff.
- Bacaklarım sertleşinceye kadar yürüdüm.
- The muscles in his legs had atrophied during the seven months he was bedridden.
- Yatalak kaldığı yedi ay boyunca bacaklarındaki kaslar körelmişti.
- My legs are getting better day by day.
- Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.
- Sami wanted Layla to shave her legs.
- Sami, Leyla'nın bacaklarını traş etmesini istedi.
- My legs hurt because I walked a lot today.
- Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.
- She has long legs.
- Onun uzun bacakları var.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabadaki herkes inmek ve bacaklarını açmak istediğini söyledi.
- Lift your legs.
- Bacaklarınızı kaldırın.
- My legs still hurt.
- Bacaklarım hala ağrıyor.
- Mary stretched her legs.
- Mary bacaklarını uzattı.
- My legs ache from sitting.
- Oturmaktan bacaklarım ağrıyor.
- Look at those legs.
- Şu bacaklara bak.
- Tom sat there with his legs crossed.
- Tom bacak bacak üstüne atıp oraya oturdu.
- I don't shave my legs.
- Bacaklarımı tıraş etmiyorum.
- Shoot for the legs!
- Bacaklara ateş et!
- My legs feel heavy.
- Bacaklarımı ağır hissediyorum.
- My legs hurt.
- Bacaklarım acıyor.
- He stood with his legs wide apart.
- Bacaklarını iki yana açarak durdu.
- Shooting from a low angle makes your legs appear longer.
- Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızın daha uzun görünmesini sağlar.
- How many legs does a dog have?
- Bir köpeğin kaç bacağı vardır?
- She is paralyzed in both legs.
- O, her iki bacağından felçlidir.
- My legs hurt because I walked a lot today.
- Bugün çok yürüdüğüm için bacaklarım ağrıyor.
- Have you recently had unexplained swelling of your arms or legs during periods of inactivity?
- Son zamanlarda hareketsiz kaldığınızda kol ve bacaklarınızda nedensiz şişlikler oluyor mu?
- Why is it that women usually shave their legs, but men don't?
- Neden kadınlar genelde bacaklarını tıraş eder de erkekler etmez?
- Racing cyclists shave their legs.
- Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş eder.
- A squid has ten legs.
- Bir kalamarın on bacağı vardır.
- Lift with the legs, not with the back.
- Bacaklarınla kaldır, sırtınla değil.
- You have great legs.
- Harika bacakların var.
- Were you looking at her legs?
- Bacaklarına mı bakıyordun?
- My legs still hurt.
- Bacaklarım hâlâ ağrıyor.
- My legs are killing me.
- Bacaklarım beni öldürüyor.
- I've got longer legs than you.
- Senden daha uzun bacaklarım var.
- She has long arms and legs.
- Onun uzun kolları ve bacakları var.
- She doesn't shave her legs.
- O bacaklarını tıraş etmiyor.
- Mary wiped the sand from her legs.
- Mary bacaklarındaki kumları sildi.
- Tom shaved his legs.
- Tom bacaklarını tıraş etti.
- I've got longer legs than her.
- Ondan daha uzun bacaklarım var.
- Why does this lizard have five legs?
- Bu kertenkelenin neden beş bacağı var?
- I've got longer legs than him.
- Ondan daha uzun bacaklarım var.
- Tom sat there with his legs crossed.
- Tom orada bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Tom has scars on his legs.
- Tom'un bacaklarında yara izleri var.
- Spiders have eight legs.
- Örümceklerin sekiz bacağı vardır.
- She opens her legs for everyone.
- O herkes için bacaklarını açar.
- Tom crossed his legs.
- Tom bacak bacak üstüne attı.
- Tom may never recover the use of his legs.
- Tom bacaklarını bir daha asla kullanamayabilir.
- I like your legs.
- Senin bacaklarını beğeniyorum.
- Some men shave their legs.
- Bazı erkekler bacaklarını tıraş eder.
- Swimming strengthens the legs.
- Yüzme bacakları güçlendirir.
- Since he was able to walk so far, he must have strong legs.
- O kadar uzağa yürüyebildiğine göre güçlü bacakları olmalı.
- Tom stretched his legs.
- Tom bacaklarını uzattı.
- Mary has nice legs.
- Mary'nin güzel bacakları var.
- Shooting from a low angle makes your legs appear longer.
- Düşük açıdan çekim yapmak bacaklarınızı daha uzun gösterir.
- Tom uncrossed his legs.
- Tom bacaklarını çözdü.
- I have short legs.
- Bacaklarım kısa.
- Tom's cat has four legs.
- Tom'un kedisinin dört bacağı vardır.
- My legs hurt after the long walk.
- Uzun yürüyüşten sonra bacaklarım ağrıyor.
- She shaves her legs.
- Kadın bacaklarını tıraş ediyor.
- Let's stretch our legs.
- Bacaklarımızı esnetelim.
- I've lost feeling in my legs.
- Bacaklarımda his kaybı var.
- I couldn't feel my legs.
- Bacaklarımı hissedemedim.
- I'm on crutches since I broke both my legs.
- İki bacağımı da kırdığımdan beri koltuk değnekleri kullanıyorum.
- Tom sat down and crossed his legs.
- Tom oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- They washed their legs.
- Bacaklarını yıkadılar.
- I had mosquito bites all over my legs when I woke up this morning.
- Bu sabah uyandığımda bacaklarımın her yerinde sivrisinek ısırıkları vardı.
- Do you shave your legs?
- Bacaklarını tıraş eder misin?
- My legs aren't as long as yours.
- Benim bacaklarım seninki kadar uzun değil.
- Have you ever massaged your legs with this ointment?
- Sen hiç bu merhemle bacaklarına masaj yaptın mı?
- Check out those legs.
- Şu bacaklara bak.
- Just look at those legs.
- Şu bacaklara bak ya.
- He felt severe pain in his back and legs.
- Sırtında ve bacaklarında şiddetli ağrı hissediyordu.
- Both legs are weak.
- İki bacağı da zayıf.
- Sami crossed his legs.
- Sami bacak bacak üstüne attı.
- Mary shaves her legs more often than Alice does.
- Mary bacaklarını Alice'ten daha sık tıraş ediyor.
- Even though many women shave their legs, Mary doesn't.
- Birçok kadın bacaklarını tıraş etmesine rağmen, Mary tıraş etmez.
- He was very tall and thin, with long arms and legs.
- Çok uzun boylu ve zayıftı, uzun kolları ve bacakları vardı.
- I'm going to stretch my legs.
- Bacaklarımı esneteceğim.
- Sami wanted Layla to shave her legs.
- Sami, Layla'nın bacaklarını tıraş etmesini istedi.
- Humans have two legs.
- İnsanların iki bacağı vardır.
- Mary uncrossed her legs.
- Mary bacaklarını açtı.
- Tom wiped the sand from his legs.
- Tom bacaklarındaki kumları sildi.
- Swimming makes your legs stronger.
- Yüzmek bacaklarınızı güçlendirir.
- Layla's legs got swollen.
- Layla'nın bacakları şişmişti.
- I broke both of my legs.
- İki bacağımı da kırdım.
- He crossed his legs.
- Bacak bacak üstüne attı.
- A dog has four legs.
- Bir köpeğin dört tane bacağı vardır.
- His legs are long.
- Bacakları uzun.
- You have very sexy legs.
- Çok seksi bacakların var.
- Tom sat with his legs crossed.
- Tom bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.
- Swimming makes your legs strong.
- Yüzmek bacaklarınızı güçlendirir.
- I don't shave my legs.
- Bacaklarımı tıraş etmem.
- Tom ran as fast as his legs would take him.
- Tom bacaklarının onu götüreceği kadar hızlı koştu.
- Like our captain used to say, it's too late to escape when the sharks are eating your legs.
- Kaptanımızın söylediği gibi, köpek balıkları bacaklarınızı yiyorsa kaçmak için çok geçtir.
- Even the fastest horse only has four legs.
- En hızlı atın bile sadece dört bacağı vardır.
- I saw Tom staring at Mary's legs.
- Tom'u Mary'nin bacaklarına bakarken gördüm.
- We experienced a pain in our legs.
- Bacaklarımızda bir ağrı hissettik.
- He has long legs.
- Uzun bacakları var.
- Tom broke both of his legs.
- Tom bacaklarının her ikisini de kırdı.
- Tom has long arms and legs.
- Tom'un uzun kolları ve bacakları var.
- I had mosquito bites all over my legs when I woke up this morning.
- Bu sabah uyandığımda bacağımın her tarafında sivrisinek ısırıkları vardı.
- She sat down and crossed her legs.
- Oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- Mary uncrossed her legs.
- Mary bacaklarını çözdü.
- He sat silently with his legs crossed.
- Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.
- Did you shave your legs?
- Bacaklarını tıraş ettin mi?
- My legs are fine.
- Bacaklarım iyi.
- I've lost the feeling in my legs.
- Bacaklarımdaki hissi kaybettim.
- My legs are as heavy as lead.
- Bacaklarım kurşun gibi ağır.
- Some women don't shave their legs.
- Bazı kadınlar bacaklarını tıraş etmez.
- He sat silently with his legs crossed.
- Bacak bacak üstüne atıp sessizce oturdu.
- Mary hasn't shaved her legs in three years.
- Mary üç yıldır bacaklarını tıraş etmedi.
- My legs are numb.
- Bacaklarım uyuştu.
- Her legs are long.
- Onun bacakları uzundur.
- My legs feel heavy.
- Bacaklarım ağırlaştı.
- We actually have four legs.
- Aslında dört bacağımız vardır.
- The purple alien had 4 arms and 4 legs.
- Mor uzaylının 4 kolu ve 4 bacağı vardı.
- I walked until my legs felt tired.
- Bacaklarım yorulana kadar yürüdüm.
- I have long legs.
- Uzun bacaklarım var.
- I can't move my legs.
- Bacaklarımı hareket ettiremiyorum.
- Can you move your legs?
- Bacaklarını oynatabiliyor musun?
- Layla's legs are her best feature.
- Layla'nın bacakları onun en iyi özelliği.
- Tom's legs are swollen.
- Tom'un bacakları şişmiş.
- Many had lost their arms or legs.
- Birçoğu kolunu ya da bacağını kaybetmişti.
- I have longer legs than Tom.
- Tom'dan daha uzun bacaklarım var.
- Tom has skinny legs.
- Tom'un bacakları sıskadır.
- Let's stop and stretch our legs for a bit.
- Biraz durup bacaklarımızı esnetelim.
- I want to stretch my legs.
- Bacaklarımı esnetmek istiyorum.
- A cat has a tail and four legs.
- Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.
- Wash your legs.
- Bacaklarınızı yıkayın.
- Can you touch your toes without bending your legs?
- Bacaklarınızı bükmeden ayak parmaklarınıza dokunabilir misiniz?
- You have beautiful legs.
- Çok güzel bacakların var.
- My sister has long legs.
- Kız kardeşimin uzun bacakları var.
- Layla's legs got swollen.
- Leyla'nın bacakları şişti.
- They bound the prisoner's arms and legs.
- Mahkumun kollarını ve bacaklarını bağladılar.
- Tom may never recover the use of his legs.
- Tom bacaklarını bir daha kullanamayabilir.
- Check your blanket before spreading your legs.
- Bacaklarınızı açmadan önce battaniyenizi kontrol edin.
- Why is it that women usually shave their legs, but men don't?
- Neden kadınlar genellikle bacaklarını tıraş ederler ama erkekler etmezler?
- Like our captain used to say, it's too late to escape when the sharks are eating your legs.
- Kaptanımızın dediği gibi, köpekbalıkları bacaklarınızı yerken kaçmak için çok geçtir.
- Layla's legs are her best feature.
- Leyla'nın bacakları onun en iyi yönü.
- A cat has a tail and four legs.
- Bir kedinin kuyruğu ve dört bacağı vardır.
- The kitten is sleeping between my legs.
- Yavru kedi bacaklarımın arasında uyuyor.
- They fell and broke their legs.
- Düştüler ve bacaklarını kırdılar.
- Her legs are long.
- Bacakları uzun.
- My legs are tired.
- Bacaklarım yoruldu.
- Shoot for the legs!
- Bacaklarına sık!
- He stood with his legs wide apart.
- Bacakları ayrık durdu.
- Tom broke both his legs.
- Tom iki bacağını da kırdı.
- What's wrong with my legs?
- Bacaklarımın nesi var?
- Tom's dog has four legs.
- Tom'un köpeğinin dört bacağı vardır.
- I told you you had to pay attention to your legs and feet.
- Bacaklarına ve ayaklarına dikkat etmen gerektiğini sana söylemiştim.
- I'm resting my legs.
- Bacaklarımı dinlendiriyorum.
- I've lost feeling in my legs.
- Bacaklarımdaki hissi kaybettim.
- Dad extended his legs on the sofa.
- Babam bacaklarını kanepeye uzattı.
- Have you ever massaged your legs with this ointment?
- Hiç bu merhemle bacaklarınıza masaj yaptınız mı?
- He sat on a chair with his legs dangling.
- O bacakları sarkık bir şekilde bir sandalyeye oturdu.
- She crossed her legs.
- Bacak bacak üstüne attı.
- I wouldn't mind stretching my legs a little.
- Bacaklarımı biraz esnetsem fena olmaz.
- I kept riding my bicycle even though my legs were hurting.
- Bacaklarım ağrımasına rağmen bisikletimi sürmeye devam ettim.
- I can't feel my legs.
- Bacaklarımı hissedemiyorum.
- Four legs good, two legs bad.
- Dört bacak iyi, iki bacak kötü.
- How did you get those bruises on your legs?
- Bacaklarındaki o morluklar nasıl oldu?
- The chair was too high, and I found myself with my legs hanging in the air.
- Sandalye çok yüksekti ve kendimi havada asılı bacaklarım ile buldum.
- She doesn't shave her legs.
- O, bacaklarını tıraş etmez.
- Mary shaved her legs.
- Mary bacaklarını traş etti.
- A dog has four legs.
- Bir köpeğin dört bacağı vardır.
- Swimming makes your legs strong.
- Yüzme bacaklarını güçlendirir.
- My legs ache from sitting on tatami.
- Minderde oturmaktan bacaklarım ağrıyor.
- What beautiful legs!
- Ne güzel bacaklar!
- Spiders and scorpions have eight legs.
- Örümceklerin ve akreplerin sekiz bacağı vardır.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
- Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
- Tom ran as fast as his legs would take him.
- Tom bacaklarının onu götürebildiği kadar hızlı koştu.
- Scorpions have eight legs.
- Akreplerin sekiz bacağı vardır.
- Many had lost their arms or legs.
- Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
- I have short legs.
- Kısa bacaklarım var.
- Tom wiped the sand from his legs.
- Tom bacaklarından kumu temizledi.
- They experienced a pain in their legs.
- Bacaklarında bir ağrı hissettiler.
- You've got nice legs.
- Güzel bacakların var.
- I broke both of my legs.
- Her iki bacağımı da kırdım.
- My legs ache from sitting on tatami.
- Tatamide oturmaktan bacaklarım ağrıyor.
- Tom has short legs.
- Tom'un bacakları kısa.
- Do you want this octopus to have fewer legs?
- Bu ahtapotun daha az bacağı olmasını mı istiyorsun?
- She shaves her legs.
- O bacaklarını tıraş eder.
- Insects have six legs.
- Böceklerin altı bacağı vardır.
- My legs hurt.
- Bacaklarım incindi.
- She has long arms and legs.
- Uzun kolları ve bacakları vardır.
- Do you shave your legs?
- Bacaklarını tıraş ediyor musun?
- A computer is to the brain like a bike is to the legs.
- Bilgisayar beyin için, bisiklet bacaklar için neyse odur.
- Tom said he still feels pain in his legs.
- Tom bacaklarında hâlâ ağrı hissettiğini söyledi.
- These thick wool stockings will keep your legs warm.
- Bu kalın yün çoraplar bacaklarınızı sıcak tutacaktır.
- My legs are numb.
- Bacaklarım uyuşmuş.
- Swimming makes the legs stronger.
- Yüzmek bacakları güçlendirir.
- Tom has long legs.
- Tom'un uzun bacakları var.
- My legs hurt a lot.
- Bacaklarım çok ağrıyor.
- My legs are hurting.
- Bacaklarım ağrıyor.
- You have nice legs.
- Güzel bacakların var.
- Tom has skinny legs.
- Tom'un sıska bacakları var.
- I'm just going to stretch my legs.
- Sadece bacaklarımı esneteceğim.
Show More (313)
|