İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | lifted s. | kalkık |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | be lifted f. | kaldırılmak | ||
The bridge should be lifted so that the ships can pass. Gemilerin geçebilmesi için köprü kaldırılmalı. More Sentences |
||||
Genel | (burden) be lifted f. | yük kalkmak | ||
It's like a weight has been lifted from my shoulders. Sanki omuzlarımdan bir yük kalktı. More Sentences |
||||
Genel | want sanctions lifted f. | yaptırımların kaldırılmasını istemek | ||
Genel | have one's spirits lifted f. | moral bulmak | ||
Speaking | ||||
Konuşma | my mood lifted expr. | keyfim yerine geldi | ||
Konuşma | the bans were lifted expr. | yasaklar kaldırıldı | ||
Konuşma | the bans were lifted expr. | yasaklar kaldırılmış | ||
Technical | ||||
Teknik | lifted throat i. | eşikli spaut | ||
Teknik | lifted axle i. | hareketli dingil | ||
Automotive | ||||
Otomotiv | lifted axle i. | avare dingil | ||
Meteorology | ||||
Meteoroloji | lifted index i. | yükseltme endeksi | ||
Slang | ||||
Argo | she/he lifted me expr. | beni bir güzel haşladı | ||
Argo | she/he lifted me expr. | beni bir güzel azarladı |