1 |
line up |
sıraya girmek |
v. |
|
- The children are lined up for the bus.
- Çocuklar otobüs için sıraya girdiler.
- People were lined up to buy tickets.
- İnsanlar bilet almak için sıraya girmişlerdi.
- People were lined up to buy tickets.
- İnsanlar bilet almak için sıraya girdiler.
- Line up for lunch.
- Öğle yemeği için sıraya girin.
- Please line up in a row.
- Lütfen art arda sıraya girin.
- People lined up outside the store.
- İnsanlar dükkanın önünde sıraya girdi.
- The children are lined up for the bus.
- Çocuklar otobüs için sıraya girmişler.
- What are you lining up for?
- Niçin sıraya giriyorsun.
- He told the boys to line up.
- Çocuklara sıraya girmelerini söyledi.
- She told the children to line up.
- Çocuklara sıraya girmelerini söyledi.
- All the kids lined up to have their faces painted.
- Bütün çocuklar yüzlerini boyatmak için sıraya girdiler.
- Tom told the boys to line up.
- Tom çocuklara sıraya girmelerini söyledi.
- Please line up in a row.
- Lütfen sıraya girin.
- People lined up outside the store.
- İnsanlar mağazanın önünde sıraya girdi.
- What are you lining up for?
- Ne için sıraya giriyorsun?
Show More (12)
|
2 |
line up |
sıraya dizmek |
v. |
|
- What we do not want is to line up the Commission head to toe and find out that all that is left is inconsistency.
- İstemediğimiz şey, Komisyonu tepeden tırnağa sıraya dizmek ve geriye kalan tek şeyin tutarsızlık olduğunu görmektir.
Show More (-2)
|
3 |
line up |
dizmek |
v. |
|
- Tom lined up the chairs.
- Tom sandalyeleri dizdi.
Show More (-2)
|
4 |
line up |
sıraya geçin |
expr. |
|
- Line up for lunch.
- Öğle yemeği için sıraya geçin.
Show More (-2)
|
5 |
line up |
dizilmek |
v. |
|
- Line up by height, please.
- Boy sırasına göre dizilin lütfen.
Show More (-2)
|