1 |
madly |
deli gibi |
adv. |
|
- Tom fell madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deli gibi aşık oldu.
- He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi âşık.
- Sami is madly in love with Layla.
- Sami, Layla'ya deli gibi aşık.
- He is madly jealous of his woman.
- Kadınını deli gibi kıskanıyor.
- Fadil and Layla fell madly in love.
- Fadil ve Layla birbirlerine deli gibi aşık oldular.
- I love you madly.
- Seni deli gibi seviyorum.
- Joe is madly in love with that girl.
- Joe o kıza deli gibi aşık.
- That is madly expensive.
- O deli gibi pahalı.
- Tom had once been madly in love with Mary.
- Tom bir zamanlar Mary'ye deli gibi aşıktı.
- He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi aşık.
- Fadil was madly in love with Layla.
- Fadıl, Leyla'ya deli gibi aşıktı.
- She's madly in love with her.
- Ona deli gibi aşık.
- He fell madly in love with her.
- Ona deli gibi aşık oldu.
- Tom was madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deliler gibi aşıktı.
- Tom is madly in love with Mary.
- Tom, Mary'ye deli gibi aşık.
- Tom fell madly in love with Mary.
- Tom Mary'ye deli gibi âşık oldu.
- I fell madly in love with him.
- Ona deli gibi aşık oldum.
- Tom is also madly in love with Mary.
- Tom da Mary'ye deli gibi aşık.
- I was madly in love with Tom when I was in junior high school.
- Ortaokuldayken Tom'a deli gibi aşıktım.
- Tom and Mary are madly in love.
- Tom ve Mary birbirlerine deli gibi aşıklar.
Show More (17)
|
2 |
madly |
çılgınca |
adv. |
|
- Tom is madly in love with Mary.
- Tom Mary'ye çılgınca âşıktır.
- Fadil was madly in love with Layla.
- Fadıl, Leyla'ya çılgınca aşıktı.
- Tom had once been madly in love with Mary.
- Tom bir zamanlar Mary'ye çılgınca âşıktı.
- Fadil and Layla fell madly in love.
- Fadıl ve Leyla çılgınca aşık oldular.
- Joe is madly in love with that girl.
- Joe bu kıza çılgınca âşık.
- I was madly in love with Tom when I was in junior high school.
- Ortaokuldayken Tom'a çılgınca aşık oldum.
Show More (3)
|
3 |
madly |
delicesine |
adv. |
|
- The car swerved madly across the road, narrowly avoiding a collision.
- Araba delicesine yolun karşısına savruldu ve çarpışmaktan kıl payı kurtuldu.
- They fell madly in love after drinking a love potion.
- Bir aşk iksiri içtikten sonra delicesine aşık oldular.
- Tom fell madly in love with his childhood friend, Mary.
- Tom, çocukluk arkadaşı Mary'ye delicesine aşık oldu.
- He's madly in love with him.
- Ona delicesine aşıktır.
Show More (1)
|
4 |
madly |
delice |
adv. |
|
- She's madly in love with her.
- Kız ona delice aşık.
- He fell madly in love with her.
- Ona delice aşık oldu.
- I love you madly.
- Seni delice seviyorum.
Show More (0)
|
5 |
madly |
deliler gibi |
adv. |
|
- He was madly in love with her and would do anything for her.
- Ona deliler gibi aşıktı ve onun için her şeyi yapardı.
Show More (-2)
|