Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
improvement threshold
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
make a fortune
servet yapmak
v.
Tom is likely to
make a fortune.
Tom muhtemelen
servet yapacak.
Layla
made a fortune.
Layla bir
servet yaptı.
He
made a fortune
in oil.
O, petrolde bir
servet yaptı.
He has
made a fortune
through hard work.
O çok çalışma sayesinde bir
servet yaptı.
I
made a fortune.
Bir
servet yaptım.
My uncle
made a fortune.
Amcam bir
servet yaptı.
Show More (3)
2
make a fortune
servet edinmek
v.
We could've
made a fortune.
Bir
servet edinebilirdik.
Layla
made a fortune.
Leyla bir
servet edindi.
Show More (-1)