|
- You made a promise and you have kept it, which we really appreciate.
- Bir söz verdiniz ve sözünüzü tuttunuz, bunu gerçekten takdir ediyoruz.
- They made a promise.
- Onlar bir söz verdi.
- I made a promise to him.
- Ona bir söz verdim.
- Tom made a promise.
- Tom bir söz verdi.
- He made a promise to come home early tonight.
- Bu gece eve erken geleceğine söz verdi.
- We made a promise to meet the next week.
- Bir sonraki hafta buluşmak için söz verdik.
- He made a promise to take me to the movies.
- Beni sinemaya götüreceğine söz verdi.
- Tom made a promise to come home early tonight.
- Tom bu gece eve erken geleceğine söz verdi.
- He made a promise to take me to the movies.
- O beni sinemaya götürmeye söz verdi.
- I made a promise.
- Bir söz verdim.
- You made a promise, Jamal.
- Bir söz verdin, Jamal.
- Tom made a promise to himself that he would never make the same mistake again.
- Tom aynı hatayı bir daha asla yapmayacağına dair kendine söz verdi.
- Tom made a promise to Mary that he would never leave her.
- Tom Mary'ye onu asla terk etmeyeceğine dair söz verdi.
- We made a promise to meet the next week.
- Gelecek hafta buluşmak için söz verdik.
- You made a promise, Jamal.
- Bir söz verdin Jamal.
- I made a promise to Tom.
- Tom'a bir söz verdim.
- I made a promise to her.
- Ona bir söz verdim.
- I have made a promise to do it.
- Onu yapmak için bir söz verdim.
- Tom made a promise to himself that he would never make the same mistake again.
- Tom aynı hatayı tekrar yapmayacağına dair kendine bir söz verdi.
- They made a promise.
- Bir söz verdiler.
- She made a promise to write to me every week.
- Bana her hafta yazacağına söz verdi.
- Once you have made a promise, you must keep it.
- Bir söz verdiysen, onu tutmalısın.
- I made a promise to them.
- Onlara bir söz verdim.
- You made a promise.
- Bir söz verdin.
- He made a promise to come home early tonight.
- Bu gece eve erken döneceğine söz verdi.
- Tom made a promise he didn't intend to keep.
- Tom tutmaya niyetli olmadığı bir söz verdi.
- He has made a promise to come again.
- Tekrar gelmek için söz verdi.
- We made a promise to meet at school.
- Okulda buluşmak için söz verdik.
- You made a promise.
- Söz vermiştin.
- He made a promise, but didn't keep his word.
- Bir söz verdi ama sözünü tutmadı.
- I have made a promise to do it.
- Yapacağıma söz verdim.
- I made a promise.
- Söz verdim.
- Tom made a promise to come home early tonight.
- Tom, bu gece eve erken gelmek için bir söz verdi.
- Tom made a promise he didn't intend to keep.
- Tom tutmak niyetinde olmadığı bir söz verdi.
- You have made a promise.
- Bir söz verdin.
Show More (32)
|
