marine - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
marine deniz adj.
  • We are going to end up with a serious problem in relation to the marine environment.
  • Deniz çevresiyle ilgili olarak ciddi bir sorunla karşı karşıya kalacağız.
  • We save lives and we protect the marine environment.
  • Hayat kurtarıyoruz ve deniz çevresini koruyoruz.
  • As we have heard in this House, ice-strengthening is also required in certain marine areas.
  • Bu Mecliste de duyduğumuz üzere, belirli deniz alanlarında buzun güçlendirilmesi de gerekmektedir.
Show More (30)
marine denizci n.
  • Tell it to the marines!
  • Bunu denizcilere anlat!
  • Sami is a former Marine.
  • Sami eski bir denizcidir.
  • He was a former United States Marine.
  • Eski bir Birleşik Devletler denizcisiydi.
Show More (2)
marine denizcilik n.
  • The marine minister set up a special review group in order to present a coherent response to all concerned.
  • Denizcilik Bakanı, ilgili herkese tutarlı bir yanıt sunmak amacıyla özel bir inceleme grubu oluşturmuştur.
Show More (-2)
marine bahriye n.
  • He was a former United States Marine.
  • Eski bir Birleşik Devletler bahriyesiydi.
Show More (-2)