|
- The problem lies with mechanical breakdown.
- Sorun mekanik arızada yatıyor.
- The European Union is the world's largest exporter of machines and mechanical equipment, ahead of the USA and Japan.
- Avrupa Birliği, ABD ve Japonya'nın önünde dünyanın en büyük makine ve mekanik ekipman ihracatçısıdır.
- What the Commission is proposing appears to me to be a bit too mechanical.
- Komisyon'un önerdiği şey bana biraz fazla mekanik geliyor.
- Teaching necessary mechanical principles and concepts for dynamic analysis of finite degree of freedom systems.
- Sonlu serbestlik dereceli sistemlerin dinamik analizi için gerekli mekanik prensipleri ve kavramları öğretmek.
- Teaching necessary mechanical principles and concepts for dynamic analysis of finite degree of freedom systems.
- Sonlu serbestlik dereceli sistemlerin dinamik analizi için gerekli mekanik prensip ve kavramların öğretilmesi.
- I'm fairly good with mechanical things.
- Mekanik şeyler konusunda oldukça iyiyim.
- We've got a mechanical problem.
- Mekanik bir sorunumuz var.
- No mechanical problems were found.
- Mekanik bir sorun bulunamadı.
- It's just a mechanical problem.
- O sadece mekanik bir sorun.
- Mechanical devices are more reliable than electronic ones.
- Mekanik cihazlar elektronik olanlardan daha güvenilirdir.
- Tom has a mechanical watch.
- Tom'un mekanik bir saati var.
- Mechanical devices are more reliable than electronic ones.
- Mekanik cihazlar, elektronik olanlara göre daha güvenilirdir.
- The downtime is caused by a mechanical problem.
- Kesinti mekanik bir sorundan kaynaklanıyor.
- It's just a mechanical problem.
- Sadece mekanik bir sorun.
Show More (11)
|
