mental - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
mental zihinsel adj.
  • During the Nazi era, he carried out experiments on children with serious mental handicaps.
  • Nazi döneminde, ciddi zihinsel engelleri olan çocuklar üzerinde deneyler yapmıştır.
  • More knowledge about the mental legacy of these terrorists is a primary requirement in this respect.
  • Bu teröristlerin zihinsel mirası hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak bu açıdan öncelikli bir gerekliliktir.
  • In fact, as stated previously, we were under the complete mental domination of an Earth villain named Vandal Savage.
  • Doğrusu, başlangıçta da söylediğimiz gibi tamamen Vandal Savage adlı dünyalı bir suçlunun zihinsel kontrolü altındaydık.
Show More (29)
mental ruhsal adj.
  • However, in this report, we look in vain for essential information which promotes both physical and mental health.
  • Bununla birlikte, bu raporda hem fiziksel hem de ruhsal sağlığı teşvik eden temel bilgileri boşuna aramıyoruz.
  • I had a mental breakdown.
  • Ruhsal bir çöküntü yaşadım.
  • Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.
  • Fadıl'ın çocukları annelerinin ruhsal durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabalarının yanına gitti.
Show More (2)
mental kaçık n.
  • They're all fucking mental.
  • Onların hepsi kahrolası kaçık.
Show More (-2)
mental akıl hastası n.
  • They're all fucking mental.
  • Onların hepsi kahrolası akıl hastası.
Show More (-2)