mild - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
mild ılıman (iklim) adj.
  • My grandparents moved south, where the climate is mild.
  • Anneannem ve dedem iklimin ılıman olduğu güney bölgelere taşındı.
  • For three years we had bizarrely cold summers and mild winters.
  • Üç yıl boyunca acayip soğuk yazlar ve ılıman kışlar geçirdik.
  • For three years we had bizarrely cold summers and mild winters.
  • Üç yıl boyunca tuhaf bir şekilde soğuk yazlar ve ılıman kışlar yaşadık.
Show More (45)
mild hafif adj.
  • He is at home with a mild case of the flu.
  • Hafif bir grip vakası nedeniyle evinde.
  • I felt a mild irritation from the vaccine.
  • Aşıdan ötürü hafif bir tahriş hissettim.
  • The first, which, relatively speaking, was the mildest, hit my own house.
  • İlki, ki göreceli olarak en hafifiydi, kendi evimi vurdu.
Show More (12)
mild yumuşak adj.
  • Generally speaking, the climate of Japan is mild.
  • Genelde Japonya iklimi yumuşaktır.
  • This winter has been mild.
  • Bu kış yumuşak geçti.
  • Generally speaking, the climate in England is mild.
  • Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
Show More (7)
mild ılımlı adj.
  • Her presentation received only mild criticism.
  • Sunumuna yalnızca ılımlı eleştiriler geldi.
  • The residents organized a mild protest.
  • Mahalle sakinleri ılımlı bir protesto düzenledi.
  • After three years of mild recession, almost all the States need to address the problem of dwindling resources.
  • Üç yıllık ılımlı durgunluğun ardından neredeyse tüm Devletlerin azalan kaynaklar sorununu ele alması gerekiyor.
Show More (3)
mild ılık adj.
  • We had a mild winter last year.
  • Bu yıl ılık bir kış geçirdik.
  • Last winter was mild.
  • Geçen kış ılıktı.
Show More (-1)
mild hafif yapılı adj.
  • I use a mild moisturizer for my sensitive skin.
  • Hassas cildim için hafif yapılı bir nemlendirici kullanıyorum.
Show More (-2)
mild az acılı adj.
  • I used a mild pepper on this pizza, but that one is extra hot.
  • Bu pizzada az acılı bir biber kullandım ama bu ekstra acıymış.
Show More (-2)
mild hafif etkili adj.
  • I took a mild muscle relaxant for my neck.
  • Boynum için hafif etkili bir kas gevşetici aldım.
Show More (-2)
mild nazik adj.
  • The librarian had a mild manner by nature.
  • Kütüphanecinin doğası gereği nazik bir tavrı vardı.
Show More (-2)