|
- I'm so excited that my favorite author has a new book coming out in a few weeks.
- En sevdiğim yazarın birkaç hafta içinde yeni bir kitabı çıkacağı için çok heyecanlıyım.
- Derek, that's my favorite song.
- Derek, bu benim en sevdiğim parça.
- You're my favorite babysitter.
- Sen benim en sevdiğim bebek bakıcısısın.
- My favorite sport is football.
- En sevdiğim spor futbol.
- My favorite beverage is without a doubt seltzer.
- En sevdiğim içecek şüphesiz maden suyudur.
- My favorite pastime is strolling along the shore.
- En sevdiğim eğlence sahil boyunca gezinmektir.
- One of my favorite things to eat is shrimp.
- Yemek için en sevdiğim şeylerden biri karidestir.
- Skiing is my favorite sport.
- Kayak, benim en sevdiğim spordur.
- My favorite subject is math.
- Benim en sevdiğim konu matematik.
- I am on my way to one of my favorite places ever!
- Şimdiye kadar en sevdiğim yerlerden birine gidiyorum!
- Riding in a Ferris wheel is my favorite thing to do.
- Bir dönme dolaba binme yapmak için en sevdiğim şey.
- That's not my favorite topic.
- O benim en sevdiğim konu değil.
- This is my favorite pair of shoes.
- Bu benim en sevdiğim ayakkabım.
- My favorite sport is baseball.
- Benim en sevdiğim spor beyzbol.
- Chocolate ice cream is my favorite dessert.
- Çikolatalı dondurma en sevdiğim tatlıdır.
- Dominos is my favorite game.
- Domino benim en sevdiğim oyun.
- Soccer is my favorite game.
- Futbol benim en sevdiğim oyundur.
- That's my favorite blue shirt.
- Bu benim en sevdiğim mavi gömleğim.
- This is my favorite spot.
- Bu benim en sevdiğim yer.
- My favorite color is orange.
- En sevdiğim renk turuncu.
- My favorite subject is French.
- Benim en sevdiğim ders Fransızca.
- They were one of my favorite bands in high school.
- Lisedeyken en sevdiğim gruplardan biriydi.
- That's my favorite expression.
- Bu benim en sevdiğim ifade.
- Herman Melville is one of my favorite writers.
- Herman Melville, en sevdiğim yazarlardan biridir.
- Roast chicken is one of my favorite dishes.
- Kızarmış tavuk en sevdiğim yemeklerden biridir.
- One of my favorite things about Boston is the people.
- Boston'la ilgili en sevdiğim şeylerden biri insanları.
- Physics is my favorite subject.
- Fizik benim en sevdiğim konudur.
- My favorite translation is this one.
- En sevdiğim çeviri bu.
- Spring is my favorite time of year.
- İlkbahar yılın en sevdiğim zamanıdır.
- My favorite sport is skiing.
- Benim en sevdiğim spor kayaktır.
- Cottage cheese is my favorite food.
- Süzme peynir benim en sevdiğim yiyecektir.
- Japanese history is my favorite subject.
- Japon tarihi benim en sevdiğim derstir.
- You're my favorite.
- Sen benim en sevdiğimsin.
- My favorite sport is basketball.
- En sevdiğim spor basketbol.
- Graham Greene is my favorite author.
- Graham Greene, benim en sevdiğim yazardır.
- One of my favorite authors is Herman Melville.
- En sevdiğim yazarlardan biri Herman Melville.
- Algebra is my favorite subject.
- Cebir benim en sevdiğim derstir.
- My favorite sport is soccer.
- Benim en sevdiğim spor futboldur.
- My favorite soccer player is Shinji Ono.
- En sevdiğim futbolcu Shinji Ono'dur.
- That's my favorite language.
- O benim en sevdiğim dil.
- You're not my favorite grandmother.
- Sen benim en sevdiğim büyükannem değilsin.
- Carp is my favorite fish.
- Sazan benim en sevdiğim balık.
- English has become my favorite subject.
- İngilizce benim en sevdiğim ders haline geldi.
- My favorite fish are salmon.
- En sevdiğim balık somon balığıdır.
- This is my favorite place in the world.
- Burası dünyada en sevdiğim yer.
- My favorite subject is biology.
- En sevdiğim konu biyoloji.
- My favorite Italian actor is Adriano Celentano.
- En sevdiğim İtalyan aktör Adriano Celentano'dur.
- How did you know that was my favorite one?
- En sevdiğimin bu olduğunu nereden bildin?
- That's my favorite saying.
- Bu benim en sevdiğim söz.
- Math and English were my favorite subjects.
- Matematik ve İngilizce benim en sevdiğim derslerdi.
- Spring is my favorite season.
- İlkbahar benim en sevdiğim mevsimdir.
- Fishing is my favorite hobby.
- Balık tutmak en sevdiğim hobimdir.
- I took Tom to my favorite restaurant in Boston.
- Tom'u Boston'da en sevdiğim restorana götürdüm.
- French is one of my favorite languages.
- Fransızca en sevdiğim dillerden biridir.
- Basketball was my favorite sport in high school.
- Lisede en sevdiğim spor basketboldu.
- That's my favorite excuse.
- Bu benim en sevdiğim bahanem.
- My favorite color is blue.
- En sevdiğim renk mavidir.
- Breaking Bad is my favorite series.
- Breaking Bad en sevdiğim dizi.
- Green is my favorite color.
- Yeşil benim en sevdiğim renktir.
- This is my favorite outfit.
- Bu benim en sevdiğim kıyafet.
- Lasagna is one of my favorite foods.
- Lazanya benim en sevdiğim yiyeceklerden biridir.
- My favorite sport is baseball.
- En sevdiğim spor beyzbol.
- Allan Kardec is my favorite writer.
- Allan Kardec en sevdiğim yazardır.
- My favorite vegetable is the tomato.
- Benim en sevdiğim sebze domatestir.
- My favorite color of lipstick is pink.
- En sevdiğim ruj rengi pembedir.
- My favorite website is Kylie Konnect and it's better than Facebook.
- En sevdiğim web sitesi Kylie Konnect ve Facebook'tan daha iyi.
- Basketball is my favorite sport.
- Basket en sevdiğim spor.
- My favorite subject is math.
- En sevdiğim ders matematiktir.
- Spring is my favorite season.
- Benim en sevdiğim mevsim bahardır.
- Christmas is definitely my favorite holiday.
- Noel kesinlikle benim en sevdiğim tatilimdir.
- Blue is my favorite color.
- Mavi benim en sevdiğim renk.
- That's my favorite shirt, and I always wash it by hand.
- Bu benim en sevdiğim gömleğim ve her zaman elde yıkarım.
- My favorite hero is Hercules.
- En sevdiğim kahraman Herkül.
- That's my favorite excuse.
- O benim en sevdiğim bahane.
- How did you know roses were my favorite?
- Güllerin en sevdiğim şey olduğunu nereden bildin?
- My favorite hero is Hercules.
- Benim en sevdiğim kahraman Herkül.
- How did you know that was my favorite flavor?
- Bunun en sevdiğim lezzet olduğunu nereden bildin?
- It's my favorite language.
- Bu benim en sevdiğim dil.
- Tom Jackson is my favorite writer.
- Tom Jackson en sevdiğim yazar.
- Korpiklaani is one of my favorite folk metal bands.
- Korpiklaani benim en sevdiğim folk metal gruplarından biridir.
- One of my favorite tunes was playing on the radio.
- Radyoda en sevdiğim şarkılardan biri çalıyordu.
- My favorite modern writer is Tom Jackson.
- En sevdiğim modern yazar Tom Jackson'dır.
- One of my favorite authors is Herman Melville.
- En sevdiğim yazarlardan biri Herman Melville'dir.
- My favorite pizza is Pizza Hawaii.
- En sevdiğim pizza Pizza Hawaii'dir.
- That's my favorite part.
- O en sevdiğim kısım.
- My favorite TV show's been canceled.
- En sevdiğim TV programı iptal edildi.
- Breaking Bad is my favorite series.
- Breaking Bad en sevdiğim dizidir.
- I've read Zola's body of work, he's my favorite writer.
- Zola'nın tüm eserlerini okudum, en sevdiğim yazardır.
- My favorite floor is hard wood.
- Benim en sevdiğim zemin sert ahşaptır.
- That's one of my favorite pictures of Tom.
- Bu Tom'un en sevdiğim fotoğraflarından biri.
- My favorite pianist is Frederic Chopin.
- Benim en sevdiğim piyanist Frederic Chopin'dir.
- Mary is one of my favorite authors.
- Mary en sevdiğim yazarlardan biridir.
- Cats are my favorite animal.
- Kediler en sevdiğim hayvanlardır.
- Christmas is definitely my favorite holiday.
- Noel kesinlikle benim en sevdiğim bayramdır.
- Carp is my favorite fish.
- Sazan en sevdiğim balıktır.
- This is my favorite kimono.
- Bu benim en sevdiğim kimono.
- That's my favorite kind of sandwich.
- Bu benim en sevdiğim sandviç türüdür.
- Tom Jackson is my favorite writer.
- Tom Jackson en sevdiğim yazardır.
- Tulips are my favorite kind of flower.
- Laleler benim en sevdiğim çiçek türüdür.
- Steak and caviar are my favorite dishes.
- Biftek ve havyar en sevdiğim yemeklerdir.
- My favorite modern writer is Tom Jackson.
- En sevdiğim modern yazar Tom Jackson.
- That's not my favorite topic.
- Bu benim en sevdiğim konu değil.
- Winter is my favorite season.
- Kış benim en sevdiğim mevsimdir.
- Graham Greene is my favorite writer.
- Graham Greene en sevdiğim yazardır.
- My favorite subject is biology.
- En sevdiğim ders biyoloji.
- Christmas is my favorite holiday.
- Noel en sevdiğim bayramdır.
- Saturday is my favorite day of the week.
- Haftanın en sevdiğim günü cumartesi.
- Math is my favorite subject.
- En sevdiğim ders matematiktir.
- Blue is my favorite color.
- Mavi en sevdiğim renktir.
- My favorite sport is basketball.
- Basket en sevdiğim spor.
- Trout is my favorite fish.
- Alabalık en sevdiğim balık.
- These are my favorite pair of shoes.
- Bunlar benim en sevdiğim ayakkabılarım.
- This is my favorite subject.
- Bu benim en sevdiğim konu.
- My favorite subject is science.
- En sevdiğim ders fen bilimleri.
- That's my favorite blue shirt.
- O benim en sevdiğim mavi gömleğim.
- In high school, French was my favorite subject.
- Lisedeyken Fransızca en sevdiğim dersti.
- My favorite Pizza is Hawaiian.
- En sevdiğim pizza Hawaiian.
- Herman Melville is one of my favorite writers.
- Herman Melville en sevdiğim yazarlardan biridir.
- Graham Greene is my favorite author.
- Graham Greene en sevdiğim yazardır.
- This is my favorite track on the entire disc.
- Tüm diskteki en sevdiğim parça bu.
- I wore my favorite dress.
- En sevdiğim elbisemi giydim.
- Summer is my favorite season.
- Yaz benim en sevdiğim mevsimdir.
- This is one of my favorite places.
- Bu benim en sevdiğim yerlerden biridir.
- I'm preparing to interview my favorite group.
- En sevdiğim grupla röportaj yapmaya hazırlanıyorum.
- I put on my favorite dress for the party.
- Parti için en sevdiğim elbisemi giydim.
- Potato chips are my favorite.
- Patates cipsi en sevdiğimdir.
- This is my favorite time of year in Boston.
- Bu, Boston'da yılın en sevdiğim zamanı.
- Vanilla is my favorite flavor of ice cream.
- Vanilya benim en sevdiğim dondurma lezzetidir.
- Ninja Turtles is my favorite game.
- Ninja Kaplumbağalar en sevdiğim oyundur.
- It's one of my favorite dishes.
- O benim en sevdiğim yemeklerden biri.
- Fall is my favorite season.
- Sonbahar en sevdiğim mevsimdir.
- That's my favorite kind of sandwich.
- Bu benim en sevdiğim sandviç türü.
- My favorite season is Fall.
- En sevdiğim mevsim sonbahardır.
- It's one of my favorite dishes.
- En sevdiğim yemeklerden biridir.
- This is one of my favorite places.
- Burası en sevdiğim yerlerden biri.
- Graham Greene is one of my favorite authors.
- Graham Greene en sevdiğim yazarlardan biridir.
- Fall is my favorite season.
- Sonbahar benim en sevdiğim mevsimdir.
- Blue isn't my favorite color.
- Mavi benim en sevdiğim renk değil.
- Basketball is my favorite sport.
- Basketbol benim en sevdiğim spor.
- My favorite fish is salmon.
- En sevdiğim balık somon balığıdır.
- Popcorn is one of my favorite snacks.
- Patlamış mısır en sevdiğim atıştırmalıklardan biridir.
- The spring is my favorite season of the year.
- İlkbahar, yılın en sevdiğim mevsimidir.
- This is my favorite fairy tale.
- Bu benim en sevdiğim peri masalı.
- What made you think that my favorite color was green?
- Benim en sevdiğim rengin yeşil olduğunu sana düşündüren şey nedir?
- My favorite fish is salmon.
- En sevdiğim balık somondur.
- This is my favorite spot.
- Burası benim en sevdiğim yer.
- My favorite sport is soccer.
- En sevdiğim spor futbol.
- Dogs are my favorite animal.
- Köpekler benim en sevdiğim hayvanlardır.
- Purim is my favorite holiday.
- Purim benim en sevdiğim bayramdır.
- That's my favorite flavor.
- O benim en sevdiğim tat.
- Blue isn't my favorite color.
- Mavi en sevdiğim renk değil.
- My favorite color is brown.
- En sevdiğim renk kahverengidir.
- Almaty is my favorite city!
- Almatı benim en sevdiğim şehir!
- Esperanto is my favorite language.
- Esperanto benim en sevdiğim dil.
- Tom took me to my favorite restaurant on Park Street.
- Tom beni Park Caddesindeki en sevdiğim restorana götürdü.
- Roast chicken is one of my favorite dishes.
- Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir.
- Football is my favorite game.
- Futbol, benim en sevdiğim oyundur.
- They're my favorite.
- Benim en sevdiklerim onlar.
- Mozart is one of my favorite composers.
- Mozart en sevdiğim bestecilerden biridir.
- My favorite flavor is chocolate.
- Benim en sevdiğim tat çikolatadır.
- My favorite color of lipstick is pink.
- Benim en sevdiğim ruj rengi pembedir.
- Popcorn is my favorite snack.
- Patlamış mısır en sevdiğim aperatif.
- This is my favorite part of the movie.
- Bu filmin en sevdiğim bölümü.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- Tom was sitting in my favorite chair.
- Tom en sevdiğim sandalyemde oturuyordu.
- That's my favorite shirt.
- O benim en sevdiğim gömlek.
- Pizza is my favorite food.
- Pizza benim en sevdiğim yiyecek.
- My favorite tree is the weeping willow.
- En sevdiğim ağaç salkım söğüttür.
- This is my favorite time of the year.
- Yılın en sevdiğim zamanı.
- This is my favorite fairy tale.
- Bu benim en sevdiğim peri masalıdır.
- That's my favorite chair.
- Bu benim en sevdiğim sandalye.
- Basketball is my favorite sport.
- En sevdiğim spor basketboldur.
- Allan Kardec is my favorite writer.
- Allan Kardec benim en sevdiğim yazardır.
- Canasta is my favorite card game.
- Canasta benim en sevdiğim kart oyunudur.
- My favorite tree is the weeping willow.
- Benim en sevdiğim ağaç salkım söğüttür.
- This is my favorite gingerbread cookie recipe.
- Bu benim en sevdiğim zencefilli kurabiye tarifi.
- Saturday is my favorite day of the week.
- Cumartesi haftanın en sevdiğim günüdür.
- Skiing is my favorite sport.
- Kayak, benim en sevdiğim spor.
- My favorite floor is hard wood.
- En sevdiğim zemin sert ahşaptır.
- I wore my favorite dress.
- En sevdiğim elbiseyi giydim.
- My favorite pastime is strolling along the shore.
- En sevdiğim eğlence kıyı boyunca gezmektir.
- Popcorn is my favorite snack.
- Patlamış mısır benim en sevdiğim atıştırmalıktır.
- Martin Scorsese is my favorite film director.
- Martin Scorsese benim en sevdiğim yönetmendir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Tennis is my favorite sport.
- Tenis benim en sevdiğim spordur.
- One hundred is my favorite number.
- Yüz, benim en sevdiğim sayıdır.
- Tom was sitting in my favorite chair.
- Tom benim en sevdiğim sandalyede oturuyordu.
- Yanni is my favorite Greek musician.
- Yanni benim en sevdiğim Yunan müzisyen.
- My favorite is this one.
- Benim en sevdiğim bu.
- This is my favorite project.
- Bu benim en sevdiğim proje.
- That's my favorite saying.
- Bu benim en sevdiğim sözdür.
- Canasta is my favorite card game.
- Kanasta benim en sevdiğim kart oyunu.
- My favorite music is pop music.
- En sevdiğim müzik pop müziktir.
- Math is my favorite subject.
- Matematik benim en sevdiğim derstir.
- My sister's son Jimmy is my favorite nephew.
- Kız kardeşimin oğlu Jimmy benim en sevdiğim yeğenimdir.
- That's one of my favorite words.
- Bu benim en sevdiğim kelimelerden biri.
- Potatoes, figs, and coffee are my favorite foods.
- Patates, incir ve kahve en sevdiğim yiyeceklerdir.
- Christmas is my favorite holiday.
- Noel benim en sevdiğim tatildir.
- According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.
- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki bahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- My favorite sport is basketball.
- En sevdiğim spor basketboldur.
- Tuscany is one of my favorite regions.
- Toskana en sevdiğim bölgelerden biridir.
- Sports is one of my favorite topics.
- Spor benim en sevdiğim konulardan biridir.
- Chocolate cake is my favorite dessert.
- Çikolatalı pasta en sevdiğim tatlıdır.
- Ramadan is my favorite time of the year.
- Ramazan yılın en sevdiğim zamanıdır.
- My favorite flavor is chocolate.
- En sevdiğim tat çikolatadır.
- My favorite flavor of ice cream is chocolate.
- En sevdiğim dondurma çeşidi çikolatalı olandır.
- My favorite poet is Tom Jackson.
- En sevdiğim şair Tom Jackson.
- Cheesecake is my favorite cake.
- Peynirli kek benim en sevdiğim kektir.
- You're my favorite.
- En sevdiğimsin.
- French is my favorite language.
- Fransızca en sevdiğim dildir.
- That's one of my favorite expressions.
- O benim en sevdiğim ifadelerden biri.
- Stephen King is one of my favorite authors.
- Stephen King en sevdiğim yazarlardan biridir.
- Curling is my favorite sport.
- Curling benim en sevdiğim spordur.
- Candlelight is my favorite kind of light.
- Mum ışığı en sevdiğim ışık türüdür.
- Soccer is my favorite game.
- Futbol benim en sevdiğim oyun.
- Salmon is my favorite fish to eat.
- Somon balığı yemeyi en sevdiğim balıktır.
- One dollar store is my favorite store.
- "Her şey 1 dolar" benim en sevdiğim mağaza.
- My favorite restaurant burned down.
- En sevdiğim restoran yandı.
- This is my favorite place in this city.
- Bu şehirde en sevdiğim yer burası.
- Boston is my favorite city.
- Boston benim en sevdiğim şehir.
- This is my favorite outfit.
- Bu benim en sevdiğim kıyafetim.
- Baseball is my favorite sport.
- Beyzbol en sevdiğim spordur.
- Yanni is my favorite Greek musician.
- Yanni en sevdiğim Yunan müzisyen.
- My favorite subject is French.
- En sevdiğim ders Fransızcadır.
- Football is my favorite game.
- Futbol, en sevdiğim oyundur.
- That's one of my favorite pictures of Tom.
- O, Tom'un en sevdiğim resimlerinden biri.
- Korpiklaani is one of my favorite folk metal bands.
- Korpiklaani en sevdiğim folk metal gruplarından biri.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurtdışına seyahat etmek en sevdiğim şeylerden biri.
- Saturday is my favorite day of the week.
- Cumartesi haftanın en sevdiğim günü.
- My favorite pianist is Frederic Chopin.
- En sevdiğim piyanist Frederic Chopin'dir.
- Football is my favorite sport.
- Futbol benim en sevdiğim spordur.
- My favorite team lost yesterday.
- En sevdiğim takım dün kaybetti.
- My favorite food is pizza.
- En sevdiğim yiyecek pizzadır.
- My favorite dance is the tango.
- En sevdiğim dans tangodur.
- Roses are my favorite flowers.
- Güller en sevdiğim çiçeklerdir.
- My favorite kind of ice cream is chocolate.
- En sevdiğim dondurma türü çikolatalı.
- My favorite children's book is The Wind in the Willows.
- En sevdiğim çocuk kitabı Söğütlerdeki Rüzgar'dır.
- My favorite translation is this one.
- Benim en sevdiğim çeviri bu.
- One hundred is my favorite number.
- Yüz benim en sevdiğim sayıdır.
- Basketball is my favorite sport.
- Basketbol benim en sevdiğim spordur.
- It's my favorite dish!
- Bu benim en sevdiğim yemek!
- My favorite pizza is pepperoni pizza.
- En sevdiğim pizza biberli pizza.
- Jean Reno is my favorite actor.
- Jean Reno benim en sevdiğim aktördür.
- My favorite city is Boston.
- En sevdiğim şehir Boston.
- My favorite subject is science.
- En sevdiğim ders Fen Bilgisi.
- English has become my favorite subject.
- İngilizce en sevdiğim ders oldu.
- This is my favorite place in the world.
- Bu dünyadaki en sevdiğim yer.
- My favorite fish is carp.
- En sevdiğim balık sazandır.
- Everything for 50 rubles is my favorite store.
- "Her şey 50 ruble" benim en sevdiğim mağaza.
- Guinness is my favorite beer.
- Guinness en sevdiğim biradır.
- Physics is my favorite subject.
- Fizik benim en sevdiğim ders.
- French is my favorite subject.
- Fransızca benim en sevdiğim ders.
- This is my favorite place in this city.
- Bu, bu şehirde en sevdiğim yer.
- Boston is one of my favorite cities.
- Boston en sevdiğim şehirlerden biri.
- Vanilla is my favorite flavor of ice cream.
- Vanilya en sevdiğim dondurma aromasıdır.
- Purim is my favorite holiday.
- Purim benim en sevdiğim tatil.
- That's my favorite French word.
- Bu benim en sevdiğim Fransızca kelime.
- My favorite color is brown.
- En sevdiğim renk kahverengi.
- That's my favorite band.
- Bu benim en sevdiğim grup.
- This is my favorite time of the year.
- Bu, yılın en sevdiğim zamanı.
- My favorite season is Fall.
- En sevdiğim mevsim sonbahar.
- This is my favorite time of year.
- Yılın en sevdiğim zamanı.
- Riding in a Ferris wheel is my favorite thing to do.
- Dönme dolaba binmek en sevdiğim şeydir.
- Tom is not my favorite person.
- Tom benim en sevdiğim kişi değil.
- The spring is my favorite season of the year.
- Bahar, yılın en sevdiğim mevsimidir.
- My favorite season is spring.
- En sevdiğim mevsim ilkbahardır.
- Autumn is my favorite season.
- Sonbahar benim en sevdiğim mevsimdir.
- This is my favorite part of the movie.
- Bu, filmin en sevdiğim kısmı.
- Chips are my favorite food.
- Patates kızartması benim en sevdiğim yiyecektir.
- I've read Zola's body of work, he's my favorite writer.
- Ben Zola'nın eserlerinin tümünü okudum, o benim en sevdiğim yazardır.
- Lavender is my favorite plant.
- Lavanta benim en sevdiğim bitkidir.
- My favorite sport is skiing.
- En sevdiğim spor kayaktır.
- Chocolate cake is my favorite dessert.
- Çikolatalı kek en sevdiğim tatlıdır.
- Mathematics is my favorite subject.
- Matematik benim en sevdiğim konudur.
- That's my favorite part.
- Bu benim en sevdiğim kısım.
- Jasmine and lavender are my favorite scents.
- Yasemin ve lavanta en sevdiğim kokulardır.
- Peter O'Toole is my favorite actor.
- Peter O'Toole en sevdiğim aktördür.
- Algebra is my favorite subject.
- Cebir benim en sevdiğim konudur.
- My favorite kind of ice cream is chocolate.
- En sevdiğim dondurma türü çikolatadır.
- My favorite bar had its liquor license suspended for serving alcohol to minors.
- En sevdiğim barın içki ruhsatı reşit olmayanlara alkol servisi yaptığı için askıya alındı.
- I lost my favorite pen.
- En sevdiğim kalemimi kaybettim.
- Math and English were my favorite subjects.
- Matematik ve İngilizce en sevdiğim konulardı.
- When I got out of jail, the first thing I wanted to do was to eat at my favorite restaurant.
- Hapisten çıktığımda yapmak istediğim ilk şey en sevdiğim restoranda yemek yemekti.
- My favorite dance is the tango.
- Benim en sevdiğim dans tango.
- That's one of my favorite expressions.
- Bu benim en sevdiğim ifadelerden biridir.
- This is my favorite time of year.
- Bu yılın en sevdiğim vakti.
- You're my favorite girl.
- Sen benim en sevdiğim kızsın.
- Spring is my favorite time of year.
- Bahar, yılın en sevdiğim zamanıdır.
- Baseball is my favorite sport.
- En sevdiğim spor beyzboldur.
- Cats are my favorite animal.
- Kediler benim en sevdiğim hayvanlardır.
- My favorite season is spring.
- En sevdiğim mevsim bahardır.
- My favorite vegetable is the tomato.
- En sevdiğim sebze domatestir.
- My favorite pizza is Pizza Hawaii.
- Benim en sevdiğim pizza, Pizza Hawaii'dir.
- My favorite music is pop music.
- Benim en sevdiğim müzik pop müziktir.
- Esperanto is my favorite language.
- Esperanto benim en sevdiğim dildir.
- My favorite children's book is The Wind in the Willows.
- Benim en sevdiğim çocuk kitabı Söğütlerdeki Rüzgar.
- Math and English were my favorite subjects.
- Matematik ve İngilizce en sevdiğim derslerdi.
- My favorite flavor of ice cream is chocolate.
- En sevdiğim dondurma aroması çikolatadır.
- Green is my favorite color.
- Yeşil, benim en sevdiğim renktir.
- This is my favorite part.
- Bu benim en sevdiğim bölüm.
- It was my favorite sport in high school.
- Lisede en sevdiğim spordu.
- This is my favorite color.
- Bu benim en sevdiğim renk.
- Chopin is my favorite composer.
- Chopin benim en sevdiğim bestecidir.
- My favorite Italian actor is Adriano Celentano.
- En sevdiğim İtalyan aktör Adriano Celentano.
- What made you think that my favorite color was green?
- En sevdiğim rengin yeşil olduğunu nereden çıkardın?
- How did you know that was my favorite flavor?
- Bunun en sevdiğim tat olduğunu nereden bildin?
- Curling is my favorite sport to watch.
- Körling izlemek için en sevdiğim spor.
- That's my favorite language.
- Bu benim en sevdiğim dil.
- Steak is my favorite dish.
- Biftek benim en sevdiğim yemektir.
- My favorite music instrument is the flute.
- En sevdiğim müzik aleti flüttür.
- Mathematics is my favorite subject.
- Matematik benim en sevdiğim derstir.
- This is my favorite time of year in Boston.
- Boston'da yılın en sevdiğim zamanı.
- Popcorn is one of my favorite snacks.
- Patlamış mısır en sevdiğim aperatiflerden biri.
- My favorite month is October.
- En sevdiğim ay Ekim.
- That's my favorite French word.
- Bu en sevdiğim Fransızca kelime.
- Tom's not exactly my favorite person.
- Tom tam olarak benim en sevdiğim kişi değil.
- Tuscany is one of my favorite regions.
- Toskana benim en sevdiğim bölgelerinden biridir.
- Poker is my favorite card game.
- Poker en sevdiğim kart oyunudur.
- Trout is my favorite fish.
- Alabalık en sevdiğim balıktır.
- Raspberry jam on toast is my favorite breakfast meal.
- Kızarmış ekmek üzerine ahududu reçeli en sevdiğim kahvaltı öğünüdür.
- French is my favorite language.
- Fransızca benim en sevdiğim dildir.
- Graham Greene is one of my favorite authors.
- Graham Greene, benim en sevdiğim yazarlardan biridir.
- My favorite fish to eat is salmon.
- En sevdiğim balık somon balığıdır.
- My favorite fish is carp.
- Benim en sevdiğim balık sazandır.
- I am on my way to one of my favorite places ever!
- En sevdiğim yerlerden birine gidiyorum!
- Curling is my favorite sport to watch.
- Curling izlemek için en sevdiğim spordur.
- The cup you just broke was my favorite.
- Az önce kırdığın kupa benim en sevdiğimdi.
- One of my favorite things about Boston is the people.
- Boston'un en sevdiğim taraflarından biri de insanları.
- Sports is one of my favorite topics.
- Spor en sevdiğim konulardan biridir.
- This is my favorite part.
- Bu benim en sevdiğim kısım.
- Mary is one of my favorite authors.
- Mary benim en sevdiğim yazarlardan bir tanesi.
Show More (328)
|
