|
- Tom and John are my nephews.
- Tom ve John benim yeğenlerim.
- Mary cooked shish kebab for her nephews.
- Mary yeğenlerine şiş kebap yaptı.
- I didn't know that Tom was Mary's nephew.
- Tom'un Mary'nin yeğeni olduğunu bilmiyordum.
- Rats don't have nephews.
- Sıçanların yeğenleri yoktur.
- Tom's my nephew.
- Tom benim yeğenim.
- Tom is Mary's nephew.
- Tom, Mary'nin yeğeni.
- My nephew was excused on the grounds of his youth.
- Yeğenim genç olduğu için mazur görüldü.
- Because my nephew was still young, he was forgiven.
- Yeğenim hala genç olduğu için affedilmiş.
- My nephew is allergic to eggs.
- Yeğenimin yumurtaya alerjisi var.
- The son of a sibling is a nephew.
- Kardeşin oğlu bir yeğendir.
- Tom isn't Mary's son, but her nephew.
- Tom Mary'nin oğlu değil, yeğeni.
- He is not my son, but my nephew.
- O benim oğlum değil, ama yeğenimdir.
- A nephew is the son of a sibling.
- Yeğen, kardeşin oğludur.
- John is my nephew.
- John, benim yeğenimdir.
- Our nephew is buying apples for us.
- Yeğenimiz bizim için elma satın alıyor.
- Rats don't have nephews.
- Farelerin yeğeni olmaz.
- Tom is Mary's nephew, isn't he?
- Tom, Mary'nin yeğeni, değil mi?
- Mary cooked shish kebab for her nephews.
- Mary yeğenleri için şiş kebap pişirdi.
- I have two nephews.
- İki yeğenim var.
- Tom isn't Mary's son, but her nephew.
- Tom, Mary'nin oğlu değil, yeğeni.
- Tom is waiting to pick up his nephew.
- Tom yeğenini almak için bekliyor.
- A nephew is a son of one's brother or sister.
- Yeğen, bir kişinin erkek ya da kız kardeşinin oğludur.
- My brother's son is my nephew.
- Erkek kardeşimin oğlu benim yeğenimdir.
- All her money went to her nephew.
- Onun bütün parası yeğenine gitti.
- A nephew is the son of a brother.
- Yeğen, kardeşin oğludur.
- Today I picked up my four-year-old nephew from kindergarten.
- Bugün dört yaşındaki yeğenimi anaokulundan aldım.
- Our nephew is buying apples for us.
- Yeğenimiz bizim için elma alıyor.
- My sister's son Jimmy is my favorite nephew.
- Kız kardeşimin oğlu Jimmy benim en sevdiğim yeğenimdir.
- My nephew was accustomed to staying up late.
- Yeğenim geç saatlere kadar kalmaya alışkındı.
- I heard about you from my nephew.
- Seni yeğenimden duydum.
- Tom is waiting to pick his nephew up.
- Tom, yeğenini almak için bekliyor.
- Can I marry my aunt's husband's nephew?
- Teyzemin kocasının yeğeniyle evlenebilir miyim?
- Tom is your neighbor's nephew, isn't he?
- Tom komşunuzun yeğeni, değil mi?
- A nephew is the son of a sister.
- Yeğen, kız kardeşin oğludur.
- My nephew watched the animals in the zoo.
- Yeğenim hayvanat bahçesindeki hayvanları izledi.
- Tom is my neighbor's nephew.
- Tom komşumun yeğeni.
- Tom is waiting to pick his nephew up.
- Tom yeğenini almak için bekliyor.
- My nephew works as a computer engineer.
- Yeğenim bilgisayar mühendisi olarak çalışıyor.
- Because my nephew was still young, they cut him some slack.
- Yeğenim hâlâ genç olduğu için ona biraz müsamaha gösterdiler.
- Mice don't have nephews.
- Farelerin yeğeni olmaz.
- Since my nephew was still young, he was let off the hook.
- Yeğenim hâlâ genç olduğu için cezadan kurtuldu.
- Tom isn't Mary's son, but her nephew.
- Tom Mary'nin oğlu değil onun yeğenidir.
- Since my nephew was still young, he was let off the hook.
- Yeğenim hala genç olduğu için, paçayı kurtardı.
- Because my nephew was still young, he was forgiven.
- Yeğenim henüz genç olduğu için affedildi.
- My nephew was accustomed to staying up late.
- Yeğenim geç saatlere kadar yatmamaya alışkındı.
- I'm Tom's nephew.
- Ben Tom'un yeğeniyim.
- My sister's son Jimmy is my favorite nephew.
- Kız kardeşim oğlu Jimmy benim favori yeğenimdir.
- The son of a sibling is a nephew.
- Kardeşin oğlu yeğendir.
- My nephew was excused because of his youth.
- Yeğenim genç olduğu için mazur görüldü.
- Tom is Mary's only nephew.
- Tom, Mary'nin tek yeğeni.
- I have a nephew who would be perfect for this job.
- Bu iş için mükemmel olacak bir yeğenim var.
- John is my nephew.
- John benim yeğenim.
- Tom is your nephew, isn't he?
- Tom senin yeğenin, değil mi?
- My brother's son is my nephew.
- Kardeşimin oğlu benim yeğenim.
- Is Tom your nephew?
- Tom senin yeğenin mi?
- Can I marry my aunt's husband's nephew?
- Teyzemin kocasının yeğeni ile evlenebilir miyim?
- Mice don't have nephews.
- Farelerin yeğenleri yoktur.
- My nephew is getting married tomorrow.
- Yeğenim yarın evleniyor.
- His nephew lives in America.
- Yeğeni Amerika'da yaşıyor.
- All her money went to her nephew.
- Bütün parası yeğenine gitti.
- My nephew was accustomed to sitting up late.
- Yeğenim geç saatlere kadar oturmaya alışkındı.
- Tom is my nephew.
- Tom benim yeğenim.
- My nephew is as old as me, and we are in the same class.
- Yeğenim benimle aynı yaşta ve aynı sınıftayız.
- Tom is your neighbor's nephew, isn't he?
- Tom senin komşunun yeğenidir, değil mi?
- He is not my son, but my nephew.
- O benim oğlum değil, yeğenim.
- My nephew works as a computer engineer.
- Yeğenim bilgisayar mühendisi olarak çalışır.
Show More (63)
|
