|
- However, there is one point on which I cannot agree with the commentators in the newspapers.
- Bununla birlikte gazetelerdeki yorumcularla aynı fikirde olmadığım bir nokta var.
- The defamation of minorities in newspapers and other media fuels discrimination.
- Gazetelerde ve diğer medyada azınlıkların karalanması ayrımcılığı körüklemektedir.
- I have tried to find it in the newspapers.
- Bunu gazetelerde bulmaya çalıştım.
- What the newspapers will tell them is that Parliament delayed discussing it until it had talked about its own pay.
- Gazetelerin onlara söyleyeceği şey, Parlamento'nun kendi maaşları hakkında konuşana kadar bunu tartışmayı ertelediğidir.
- I have read the newspapers and watched television.
- Gazete okudum ve televizyon izledim.
- I am chairman of the C.N. Group, which owns several newspapers.
- Birçok gazetenin sahibi olan C.N. Group'un başkanıyım.
- After all, citizens need not read about the introduction of the euro in their newspapers.
- Neticede, vatandaşların Avro'nun kullanılmaya başlandığını gazetelerden okumalarına gerek yoktur.
- In the central belt of Scotland there are two serious broadsheet newspapers, The Herald and The Scotsman.
- İskoçya'nın orta kuşağında The Herald ve The Scotsman olmak üzere iki ciddi gazete bulunmaktadır.
- The only way we have of finding out about such matters is by buying newspapers.
- Bu tür konuları öğrenebilmemizin tek yolu gazete satın almaktır.
- Many respected newspapers have also given their pages over to this.
- Birçok saygın gazete de sayfalarını bu konuya ayırmıştır.
- Such a ban on newspapers and magazines would, however, not be permissible.
- Bununla birlikte, gazete ve dergilere yönelik böyle bir yasağa izin verilemez.
- I have tried to find it in the newspapers.
- Gazetelerde bulmaya çalıştım.
- Numerous eyewitness accounts printed in the newspapers talk of outright brutality.
- Gazetelerde yayımlanan çok sayıda görgü tanığı ifadesi düpedüz vahşetten bahsetmektedir.
- If the secret services have proof, they should announce it in all the newspapers.
- Eğer gizli servislerin elinde kanıt varsa, bunu tüm gazetelerde ilan etmelidirler.
- Numerous newspapers are being closed down daily and unfortunately the number of executions has increased significantly.
- Her gün çok sayıda gazete kapatılmakta ve ne yazık ki idamların sayısı önemli ölçüde artmaktadır.
- Such a ban on newspapers and magazines would, however, not be permissible.
- Ancak gazete ve dergilere yönelik böyle bir yasağa izin verilemez.
- They can no longer say that it is just something they have read about in the newspapers.
- Artık bunun sadece gazetelerde okudukları bir şey olduğunu söyleyemezler.
- I am chairman of the C.N. Group, which owns several newspapers.
- Ben birçok gazetenin sahibi olan C.N. Group'un başkanıyım.
- Indeed, it was reported extensively in some French newspapers yesterday.
- Nitekim dün bazı Fransız gazetelerinde bu konuda kapsamlı haberler yer aldı.
- Jacob Durham read the newspapers and charged one penny for it.
- Jacob Durham gazeteleri okudu ve bunun için bir peni aldı.
- There were no newspapers.
- Hiç gazete yoktu.
- Newspapers, television, and radio are called the mass media.
- Gazeteler, televizyon ve radyo kitle iletişim araçları olarak adlandırılmaktadır.
- According to the newspapers, he will be here today.
- Gazeteye göre, bugün burada olacak.
- How can you make a living from selling newspapers?
- Gazete satarak nasıl para kazanabilirsin?
- Get rid of that heap of old newspapers.
- O eski gazete yığınından kurtulun.
- My name's in the newspapers.
- Adım gazetelerde.
- Do you have Japanese newspapers?
- Japonca gazeteleriniz var mı?
- They read newspapers and books.
- Onlar gazeteleri ve kitapları okudular.
- Tom took one of the newspapers from the table and waited until his name was called.
- Tom gazetelerin birini masadan aldı ve onun adı okununcaya kadar bekledi.
- Tom sells newspapers.
- Tom gazete satıyor.
- Have you subscribed to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldunuz mu?
- I need old newspapers to cover the walls.
- Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
- Tom threw away all the old newspapers that were in the attic.
- Tom tavan arasındaki tüm eski gazeteleri attı.
- Do you have any French newspapers?
- Hiç Fransızca gazeteniz var mı?
- He buys us newspapers.
- O bize gazete alıyor.
- Did you subscribe to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazete ya da dergiye abone oldunuz mu?
- Some newspapers distorted the news.
- Bazı gazeteler haberi çarpıttı.
- She is throwing away the old newspapers.
- O, eski gazeteleri atıyor.
- A boy was giving out newspapers in the rain.
- Bir çocuk yağmurda gazete dağıtıyordu.
- Newspapers carry weather reports.
- Gazetelerde hava durumu raporları yer alır.
- She is throwing away the old newspapers.
- Eski gazeteleri atıyor.
- The boy found the big box contained nothing but old newspapers.
- Çocuk, büyük kutunun içinde eski gazetelerden başka bir şey olmadığını gördü.
- Do you sell French newspapers?
- Fransızca gazeteler satar mısın?
- We have started to recycle our newspapers.
- Gazetelerimizi geri dönüştürmeye başladık.
- He thinks old newspapers are still useful.
- O, eski gazetelerin hâlâ yararlı olduğunu düşünüyor.
- Have you subscribed to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazete ya da dergiye abone oldunuz mu?
- I traded old newspapers for toilet paper.
- Eski gazeteleri tuvalet kağıdıyla takas ettim.
- Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'e saldırdı.
- He doesn't read many newspapers.
- O, çok gazete okumaz.
- Don't go by what the newspapers say.
- Gazetelerin söylediklerine bakarak hükme varma.
- It's shocking what they wrote about her in the newspapers.
- Gazetelerde onun hakkında yazdıkları şeyler şok edici.
- Tom usually reads the newspapers while he's eating breakfast.
- Tom sabah kahvaltısı yaparken genellikle gazete okur.
- He wanted to be in the newspapers.
- Gazetelerde olmak istedi.
- I buy newspapers every day.
- Her gün gazete alırım.
- Are there any newspapers published in your language?
- Dilinizde yayınlanan herhangi bir gazete var mı?
- People in general have faith in everything newspapers say.
- İnsanlar genel olarak gazetelerin söylediği her şeye inanıyorlar.
- What newspapers have you subscribed to?
- Hangi gazetelere abone oldunuz?
- Newspapers, magazines, and newscasts tell what is going on in the world.
- Gazeteler, dergiler ve haber programları dünyada ne olup bittiğini anlatır.
- He usually looks through the newspapers before breakfast.
- O, gazetelere genellikle kahvaltıdan önce bakar.
- Newspapers carry weather reports.
- Gazeteler hava durumu raporlarını yayınlar.
- Newspapers did not report that news.
- Gazeteler bu haberi vermedi.
- How can you make a living from selling newspapers?
- Gazete satarak nasıl geçinebilirsin?
- Newspapers peddle disaster scenarios.
- Gazeteler afet senaryolarını yayıyorlar.
- They read newspapers and books.
- Gazete ve kitap okudular.
- Sami covered Layla's body with newspapers.
- Sami, Layla'nın cesedini gazetelerle örttü.
- What the newspapers say is true.
- Gazetelerin söylediği doğrudur.
- According to the newspapers, he will be here today.
- Gazetelere göre, o bugün burada olacak.
- Tom took one of the newspapers from the table and waited until his name was called.
- Tom masadaki gazetelerden birini aldı ve adı söylenene kadar bekledi.
- I've never seen any newspapers or books at Tom's.
- Tom'larda hiç gazete veya kitap görmedim.
- Newspapers are sold in the kiosk.
- Gazeteler kioskta satılır.
- There was a stack of newspapers in the corner of the room.
- Odanın köşesinde bir yığın gazete vardı.
- Newspapers were laid out in the waiting room.
- Gazeteler bekleme salonuna konuldu.
- They are reading their newspapers.
- Gazetelerini okuyorlar.
- Selling newspapers isn't easy.
- Gazete satmak kolay değildir.
- Did you subscribe to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldun mu?
- People in general have faith in everything newspapers say.
- İnsanlar genel olarak gazetelerin söylediği her şeye inanıyor.
- He wanted to be in the newspapers.
- Gazetelerde yer almak istiyordu.
- Newspapers and television stations around the world told the story of Koko and her kitten.
- Dünyanın dört bir yanındaki gazeteler ve televizyon kanalları Koko ve yavru kedisinin hikayesini anlattı.
- Tom usually reads the newspapers while he's eating breakfast.
- Tom genellikle kahvaltı ederken gazete okur.
- Do you sell French newspapers?
- Fransızca gazete satıyor musunuz?
- Tom threw away all the old newspapers that were in the attic.
- Tom tavanda olan tüm eski gazeteleri attı.
- You should read the newspapers in order to keep up with the times.
- Çağa ayak uydurmak için gazete okumalısınız.
- They earn their living by collecting and selling old newspapers.
- Hayatlarını eski gazeteleri toplayıp satarak kazanıyorlar.
- Don't go by what the newspapers say.
- Siz gazetelerin ne dediğine bakmayın.
- Television and newspapers play complementary roles.
- Televizyon ve gazeteler tamamlayıcı rol oynuyorlar.
- Have you subscribed to any newspapers or journals?
- Herhangi bir gazeteye ya da dergiye abone oldun mu?
- There was a stack of newspapers in the corner of the room.
- Odanın köşesinde bir gazete yığını vardı.
- The play ran a big advertisement in the newspapers.
- Oyun gazetelere büyük bir ilan verdi.
- Southern newspapers attacked Lincoln.
- Güney gazeteleri Lincoln'a saldırdı.
- We have started to recycle newspapers.
- Gazeteleri geri dönüştürmeye başladık.
- You had better read as many newspapers as you can so that you may not be left behind the times.
- Zamanın gerisinde kalmamak için okuyabildiğiniz kadar çok gazete okusanız iyi olur.
- That store sells newspapers and magazines.
- O dükkânda gazete ve dergi satıyorlar.
- I stopped buying newspapers in paper form a few years ago already; I only read them in electronic format.
- Birkaç yıl önce gazeteleri kağıt olarak almayı bıraktım; onları sadece elektronik formatta okuyorum.
- Where are the newspapers?
- Gazeteler nerede?
- Newspapers peddle disaster scenarios.
- Gazeteler felaket senaryoları satıyor.
- Newspapers are sold in the kiosk.
- Gazeteler büfede satılıyor.
- Do you have any Japanese newspapers?
- Hiç Japon gazeteniz var mı?
- Several newspapers published the story.
- Birkaç gazete hikayeyi yayınladı.
- Are there any newspapers published in your language?
- Senin dilinde yayınlanan gazete var mı?
- Which newspapers did you read in Germany?
- Almanya'da hangi gazeteleri okudun?
Show More (97)
|
