Tureng - nowhere - İngilizce Türkçe Cümleler

Geçmiş

	İngilizce	Türkçe
1	nowhere	hiçbir yer	n.
	This is the kind of contradiction that will get us nowhere. Bu tür bir çelişki bizi hiçbir yere götürmez. Russia, the Ukraine, Belorussia, nowhere is safe from this phenomenon, which also affects us here in the European Union. Rusya, Ukrayna, Belorusya, hiçbir yer Avrupa Birliği'nde bizi de etkileyen bu olgudan muaf değildir. Russia, the Ukraine, Belorussia, nowhere is safe from this phenomenon, which also affects us here in the European Union. Rusya, Ukrayna, Belorusya, hiçbir yer Avrupa Birliği'nde bizi de etkileyen bu olgudan muaf değil. Such a thing exists nowhere on earth, and we do not want to have it in future either. Böyle bir şey dünyanın hiçbir yerinde yoktur ve gelecekte de olmasını istemiyoruz. It often appears as if we are stuck on a road going nowhere. Çoğu zaman hiçbir yere gitmeyen bir yolda sıkışıp kalmışız gibi görünüyor. Maximalism and political confrontation get us nowhere. Maksimalizm ve siyasi çatışma bizi hiçbir yere götürmez. It often appears as if we are stuck on a road going nowhere. Çoğu zaman sanki hiçbir yere gitmeyen bir yolda sıkışıp kalmışız gibi görünüyor. This is the kind of contradiction that will get us nowhere. Bu bizi hiçbir yere götürmeyecek türden bir çelişkidir. Of course, this will get us nowhere when it comes to economic liberalisation. Elbette ekonomik liberalleşme söz konusu olduğunda bu bizi hiçbir yere götürmeyecektir. As far as the common fisheries policy is concerned we are on the road to nowhere. Ortak balıkçılık politikası söz konusu olduğunda, hiçbir yere varmayan bir yoldayız. Because, you see, any continuation of this instability in the area will lead nowhere. Çünkü, görüyorsunuz, bölgede bu istikrarsızlığın devam etmesi hiçbir yere götürmez. Tom has nowhere left to go. Tom'un gidecek hiçbir yeri kalmadı. You've got nowhere left to go. Gidecek hiçbir yerin kalmadı. Sami's fingerprints are nowhere to be seen in this house. Sami'nin parmak izleri bu evin hiçbir yerinde yok. I have been nowhere this summer. Bu yaz hiçbir yere gitmedim. We were stuck in the middle of nowhere. Hiçbir yerin ortasında sıkışıp kalmıştık. There's nowhere you can hide. Saklanabileceğin hiçbir yer yok. I have been nowhere this summer. Ben bu yaz hiçbir yere gitmedim. Nowhere is safe. Hiçbir yer güvenli değildir. Fadil went nowhere without his bike. Fadıl bisikleti olmadan hiçbir yere gidemezdi. I had nowhere to go. Gidecek hiçbir yerim yoktu. Tom had nowhere to return to. Tom'un dönecek hiçbir yeri yoktu. There was nowhere to buy food. Yiyecek alacak hiçbir yer yoktu. Fadil went nowhere without his bike. Fadıl, bisikleti olmadan hiçbir yere gitmedi. Tom said he had nowhere to go. Tom gidecek hiçbir yeri olmadığını söyledi. Knowledge without common sense will lead you nowhere. Sağduyu olmadan bilgi seni hiçbir yere götürmez. Tom has nowhere to go. Tom'un gidecek hiçbir yeri yok. Tom had nowhere to go. Tom'un gidecek hiçbir yeri yoktu. Tom has got nowhere to go. Tom'un gidecek hiçbir yeri yok. I've got nowhere to go. Gidecek hiçbir yerim yok. This is getting us nowhere. Bu bizi hiçbir yere götürmüyor. Ignorance gets you nowhere in life. Cehalet, hayatta sizi hiçbir yere götürmez. There's nowhere for you to hide. Saklanabileceğin hiçbir yer yok. Sami has nowhere to go. Sami'nin gidecek hiçbir yeri yoktu. There's nowhere to go. Gidecek hiçbir yer yok. Flattery will get you nowhere. Dalkavukluk seni hiçbir yere götürmez. We've got nowhere to go. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Nowhere is safe. Hiçbir yer güvenli değil. I have nowhere to go. Gidecek hiçbir yerim yok. There was nowhere we could hide. Saklanabileceğimiz hiçbir yer yoktu. It will get you nowhere. O seni hiçbir yere götürmez. Tom is going nowhere. Tom hiçbir yere gitmiyor. The other shoe was nowhere in the store. Diğer ayakkabı mağazanın hiçbir yerinde yoktu. I live in the middle of nowhere. Hiçbir yerin ortasında yaşıyorum. It will get you nowhere. Bu seni hiçbir yere götürmez. Ignorance gets you nowhere in life. Cahillik sizi hayatta hiçbir yere götürmez. You're going nowhere. Hiçbir yere gitmiyorsun. Sami has nowhere to go. Sami'nin gidecek hiçbir yeri yok. This is going nowhere. Bu hiçbir yere varmayacak. We were stuck in the middle of nowhere. Hiçbir yerin ortasında sıkışıp kaldık. Negotiations are going nowhere. Görüşmeler hiçbir yere gitmiyor. You've got nowhere left to go. Gidecek hiçbir yerin yok. There's nowhere for you to go. Gidecek hiçbir yeriniz yok. We have nowhere to hide. Saklanacak hiçbir yerimiz yok. We're in the middle of nowhere. Hiçbir yerin ortasında değiliz. I had nowhere to hide. Saklanacak hiçbir yerim yoktu. I've got nowhere to go this afternoon. Bu öğleden sonra gidecek hiçbir yerim yok. Show More (54)
2	nowhere	hiçbir yerde	adv.
	Nowhere do I say that I am opposed to pesticides. Hiçbir yerde pestisitlere karşı olduğumu söylemiyorum. Nowhere does it mention noise or any other type of pollution. Hiçbir yerde gürültü veya başka bir kirlilik türünden bahsedilmemektedir. The devastating consequences of a spiral of revenge are nowhere more visible today than in the Middle East. İntikam sarmalının yıkıcı sonuçları bugün hiçbir yerde Orta Doğu'da olduğu kadar görünür değildir. Nowhere else is there such a sharing of information about arms transfers. Başka hiçbir yerde silah transferleriyle ilgili böyle bir bilgi paylaşımı yoktur. How that is supposed to be done is nowhere explained. Bunun nasıl yapılacağı hiçbir yerde açıklanmamıştır. Nowhere does it mention noise or any other type of pollution. Hiçbir yerde gürültüden veya başka bir kirlilik türünden bahsedilmiyor. Nowhere is this clearer than in failed or failing states. Bu durum hiçbir yerde başarısız ya da çökmekte olan devletlerde olduğundan daha açık değildir. Nowhere else is there such a sharing of information about arms transfers. Başka hiçbir yerde silah transferleri hakkında bu kadar bilgi paylaşımı yoktur. Nowhere is this clearer than in failed or failing states. Bu durum hiçbir yerde başarısız ya da başarısızlığa uğramış devletlerde olduğundan daha açık değildir. Respect for the deep conviction of worshippers is nowhere to be detected. İbadet edenlerin derin inançlarına saygı hiçbir yerde görülmemektedir. He's nowhere. O hiçbir yerde yok. Tom was nowhere to be found. Tom hiçbir yerde bulunamadı. They were nowhere to be found. Hiçbir yerde bulunamadılar. She was nowhere to be found. Hiçbir yerde bulunamadı. My bag was nowhere to be found. Çantam hiçbir yerde yoktu. His wife was nowhere to be seen. Karısı hiçbir yerde görülmedi. Tom is nowhere to been seen. Tom hiçbir yerde görünmüyor. Tom and Mary were nowhere to be seen. Tom ve Mary hiçbir yerde görünmüyorlardı. He's nowhere. Hiçbir yerde değil. My briefcase was nowhere to be found. Evrak çantam hiçbir yerde bulunamadı. Sami was nowhere to be found. Sami hiçbir yerde bulunamadı. Tom is nowhere to be found. Tom hiçbir yerde bulunamıyor. My bag was nowhere to be found. Çantam hiçbir yerde bulunamıyordu. The document was nowhere to be found. Belgeyi hiçbir yerde bulamadık. My briefcase was nowhere to be found. Çantam hiçbir yerde yoktu. She was nowhere to be found. O hiçbir yerde bulunmadı. Tom was nowhere to be seen. Tom hiçbir yerde görünmüyordu. Show More (24)