|
- In Ireland we have a very active health policy to give old people a better way of life.
- İrlanda'da yaşlı insanlara daha iyi bir yaşam sunmak için çok aktif bir sağlık politikamız var.
- In the United States, it is unconstitutional to force older people to retire.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşlı insanları emekliliğe zorlamak anayasaya aykırıdır.
- Firstly, it would allow older people to work and still use their skills.
- İlk olarak, yaşlı insanların çalışmasına ve becerilerini kullanmaya devam etmesine izin verecektir.
- What do old people want?
- Yaşlı insanlar ne istiyor?
- The number of old people is increasing.
- Yaşlı insanların sayısı artıyor.
- Their job is to help old people.
- Onların işi yaşlı insanlara yardım etmek.
- Old people walk slowly.
- Yaşlı insanlar yavaş yürür.
- Those old people manufacture men's clothes.
- Bu yaşlı insanlar, erkek kıyafetleri üretiyor.
- These seats are reserved for old people.
- Bu koltuklar yaşlı insanlar için ayrılmıştır.
- They are kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı nazikler.
- You must be kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı nazik olmalısınız.
- All old people need someone to talk to.
- Tüm yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyacı vardır.
- The Web is part of the new economy that older people don't understand.
- Web, yaşlı insanların anlamadığı yeni ekonominin bir parçasıdır.
- Some of the older people only speak the local dialect.
- Bazı yaşlı insanlar sadece yerel ağızla konuşur.
- You must be kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı nazik olmalısın.
- Children must always be polite to older people in France.
- Fransa'da çocuklar yaşlı insanlara karşı her zaman nazik olmalıdırlar.
- Old people get sick easily.
- Yaşlı insanlar kolayca hastalanır.
- Don't make fun of old people.
- Yaşlı insanlarla alay etmeyin.
- Old people catch colds easily.
- Yaşlı insanlar kolayca üşütür.
- We should hold old people in reverence.
- Yaşlı insanlara saygı göstermeliyiz.
- Some of the older people only speak the local dialect.
- Bazı yaşlı insanlar sadece yerel lehçeyi konuşuyor.
- They are kind to old people.
- Onlar yaşlı insanlara karşı nazikler.
- Old people in supermarkets piss me off.
- Süpermarketlerdeki yaşlı insanlar beni sinirlendiriyor.
- Old people don't pay for bus tickets.
- Yaşlı insanlar otobüs biletleri için para ödemezler.
- Old people were tricked by the shop assistant.
- Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırılırdı.
- Old people deserve respect.
- Yaşlı insanlar saygıyı hakediyor.
- Old people were tricked by the shop assistant.
- Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
- Bu tür müzik yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- I like older people.
- Yaşlı insanları severim.
- Older people often fear change.
- Yaşlı insanlar değişiklikten çoğunlukla korkuyorlar.
- Old people deserve respect.
- Yaşlı insanlar saygıyı hak eder.
- More than a million old people are sick in bed.
- Bir milyondan fazla yaşlı insan hasta yatağında.
- Young people should respect old people.
- Genç insanlar yaşlı insanlara saygı duymalı.
- Tom is kind to old people.
- Tom yaşlı insanlara karşı naziktir.
- She is kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı naziktir.
- Older people still remember the Kennedy assassination.
- Yaşlı insanlar Kennedy suikastını hala hatırlıyor.
- We should hold old people in reverence.
- Yaşlı insanlara hürmet göstermeliyiz.
- You must not look down on old people.
- Yaşlı insanları hor görmemelisiniz.
- That is such a high mountain as old people can't climb.
- O, yaşlı insanların tırmanamayacağı kadar yüksek bir dağ.
- Old people often talk to themselves.
- Yaşlı insanlar genellikle kendi kendilerine konuşurlar.
- Old people catch colds easily.
- Yaşlı insanlar kolay üşütür.
- All old people need someone to talk to.
- Tüm yaşlı insanların konuşacak birine ihtiyacı var.
- This kind of music is something that older people have difficulty understanding.
- Bu tür müzik, daha yaşlı insanların anlamakta zorluk çektiği bir şeydir.
- The Web is part of the new economy that older people don't understand.
- Web, yaşlı insanların anlamadığı yeni ekonominin bir parçası.
- Old people aren't always wiser than young people.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilge değildir.
- Old people in supermarkets piss me off.
- Süpermarketlerdeki yaşlı insanlar beni kızdırıyor.
- These days many old people live by themselves.
- Bugünlerde birçok yaşlı insan tek başına yaşıyor.
- Old people get sick easily.
- Yaşlı insanlar kolay hastalanır.
- Be kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı nazik olun.
- Old people catch colds easily.
- Yaşlı insanlar kolay üşütürler.
- It is good to be kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı kibar olmak iyi bir şeydir.
- They failed to take into account the special needs of old people.
- Yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate almada başarısız oldular.
- Don't make fun of old people.
- Yaşlı insanlarla dalga geçmeyin.
- Old people have difficulty understanding new technology of the time.
- Yaşlı insanlar zamanın yeni teknolojisini anlamakta zorluk çekiyorlar.
- It is good to be kind to old people.
- Yaşlı insanlara karşı nazik olmak iyidir.
- Old people get up very early.
- Yaşlı insanlar çok erken kalkarlar.
- Old people wake up early.
- Yaşlı insanlar erken uyanıyor.
- Old people catch colds easily.
- Yaşlı insanlar kolayca soğuk alırlar.
- Older people often fear change.
- Yaşlı insanlar genellikle değişimden korkarlar.
- Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar genellikle yeni şeyler denemekten korkarlar.
- Old people aren't always wiser than young people.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha bilgili değildir.
- Older people still remember the Kennedy assassination.
- Yaşlı insanlar Kennedy suikastını hâlâ hatırlıyorlar.
- Old people wake up early.
- Yaşlı insanlar erken uyanır.
- Old people were tricked by the shop assistant.
- Yaşlı insanlar mağaza görevlisi tarafından kandırıldı.
- Old people don't pay for bus tickets.
- Yaşlı insanlar otobüs biletlerine para ödemezler.
- Of course this phrase is only used by older people.
- Tabii ki bu cümle sadece yaşlı insanlar tarafından kullanılır.
- Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
- You must not look down on old people.
- Yaşlı insanları küçük görmemelisin.
- Do your old people still speak your language?
- Yaşlı insanlarınız hala sizin dilinizi konuşuyor mu?
- Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
- Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehaletinden ve çaresizliğinden faydalanıyor.
- Old people in supermarkets piss me off.
- Süpermarketlerdeki yaşlı insanlar beni sinirlendiriyorlar.
- All old people were once young and all young people will be old one day, except for those that die on the way.
- Tüm yaşlı insanlar bir zamanlar gençti ve tüm gençler de bir gün yaşlanacak, yolda ölenler hariç.
- Young people don't know what old age is, and old people forget what youth was.
- Genç insanlar yaşlılığın ne olduğunu bilmezler ve yaşlı insanlar gençliğin ne olduğunu unuturlar.
- She is kind to old people.
- O, yaşlı insanlara karşı naziktir.
- Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
- Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.
- These days many old people live by themselves.
- Bugünlerde birçok yaşlı insan kendi başına yaşıyor.
- Young people adapt themselves to something sooner than old people.
- Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
- Old people are usually very wise.
- Yaşlı insanlar genellikle çok akıllıdır.
- Old people aren't always wiser than young people.
- Yaşlı insanlar her zaman gençlerden daha akıllı değildir.
- Old people get up very early.
- Yaşlı insanlar çok erken kalkar.
- I like older people.
- Ben yaşlı insanları severim.
- Take care of old people.
- Yaşlı insanlarla ilgilenin.
- Old people have difficulty understanding new technology of the time.
- Yaşlı insanlar zamanın yeni teknolojisini anlamakta zorluk çekiyor.
Show More (80)
|