|
- A tragic event that drastically changed the lives of his parents, who watched their only son pass away in intensive care.
- Tek oğullarının yoğun bakımda vefat etmesini izleyen anne babasının hayatını büyük ölçüde değiştiren trajik bir olay.
- Tom is John's only son.
- Tom, John'un tek oğlu.
- She had her only son die.
- Onun tek oğlu öldü.
- He lost his only son in an accident.
- Tek oğlunu bir kazada kaybetti.
- We named our only son after my grandfather.
- Tek oğlumuza büyükbabamın adını verdik.
- I had my only son die of cancer.
- Tek oğlum kanserden öldü.
- Sami is Layla's only son.
- Sami, Layla'nın tek oğlu.
- She has buried her only son.
- Tek oğlunu toprağa verdi.
- He had his only son killed in the war.
- Tek oğlunu savaşta kaybetti.
- She lost her only son in the traffic accident.
- Tek oğlunu trafik kazasında kaybetti.
- We named our only son after my grandfather.
- Tek oğlumuza dedemin adını verdik.
- Tom lost his only son in a car accident.
- Tom bir araba kazasında tek oğlunu kaybetti.
- He had his only son killed in an automobile accident.
- Onun tek oğlu otomobil kazasında öldü.
- The old man had his only son die three years ago.
- Yaşlı adamın tek oğlu üç yıl önce öldü.
- Tom is Mary's only son, isn't he?
- Tom, Mary'nin tek oğlu, değil mi?
- He lost his only son in an accident.
- O, tek oğlunu bir kazada kaybetti.
- She has buried her only son.
- Tek oğlunu gömdü.
- He had his only son killed in an automobile accident.
- Tek oğlu bir otomobil kazasında öldü.
- Tom is Mary's only son.
- Tom, Mary'nin tek oğlu.
- Tom was Mary's only son.
- Tom, Mary'nin tek oğluydu.
- We named our only son Tom after my grandfather.
- Tek oğlum Tom'a büyük babamın ismini verdik.
- He had his only son killed in the war.
- Tek oğlunu savaşta yitirdi.
- Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Tek oğlu olduğu için, babası Ken'i daha çok seviyordu.
- He is the only son that we have ever had.
- Sahip olduğumuz tek oğul o.
- Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Ken'in babası, Ken tek oğlu olduğu için, onu daha çok seviyordu.
- Tom is Mary's only son.
- Tom Mary'nin tek oğlu.
- She had her only son die.
- Tek oğlu öldü.
- She has buried her only son.
- O, tek oğlunu toprağa verdi.
- Ken's father loved Ken all the more because he was his only son.
- Ken'in babası, Ken'i tek oğlu olduğu için daha çok seviyordu.
- He had his only son killed in the war.
- Tek oğlu savaşta öldürüldü.
- Tom lost his only son in a car accident.
- Tom tek oğlunu bir araba kazasında kaybetti.
Show More (28)
|
