opinion - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
opinion fikir n.
  • After spending 18 years in prison for crimes of opinion, the lawyer, Riad al-Turk, was released in 1998.
  • Avukat Riad al-Turk, fikir suçları nedeniyle 18 yıl hapis yattıktan sonra 1998 yılında serbest bırakıldı.
  • In Vietnam, permitting freedom of opinion and freedom of religion are of paramount importance to the European Union.
  • Vietnam'da fikir ve din özgürlüğüne izin verilmesi Avrupa Birliği için büyük önem taşımaktadır.
  • Is that, I ask you, democracy? Is that freedom of opinion?
  • Sorarım size, bu demokrasi midir? Bu fikir özgürlüğü müdür?
Show More (514)
opinion görüş n.
  • The ECB itself is of the opinion that this is not necessary.
  • AMB'nin kendisi bunun gerekli olmadığı görüşündedir.
  • A scientific opinion has been given by ICES, and also by our scientific advisory forum.
  • ICES tarafından ve ayrıca bilimsel danışma forumumuz tarafından bilimsel bir görüş verilmiştir.
  • The people of the Irish Republic have recently expressed their opinion of the Treaty.
  • İrlanda Cumhuriyeti halkı kısa bir süre önce Antlaşmaya ilişkin görüşlerini ifade etmiştir.
Show More (509)
opinion düşünce n.
  • What's your opinion of the Gulf War?
  • Körfez Savaşı hakkında düşüncen nedir?
  • He did not give his opinion on that question.
  • O soruyla ilgili düşüncesini vermedi.
  • His opinion is quite different from ours.
  • Onun düşüncesi bizimkinden oldukça farklı.
Show More (29)
opinion kanaat n.
  • It is my firm opinion that innovation is also the basis of employment.
  • İnovasyonun aynı zamanda istihdamın da temeli olduğu kanaatindeyim.
  • In our opinion, the amendments we have tabled in this respect will be superfluous after the Convention is signed.
  • Kanaatimizce, bu bağlamda sunduğumuz değişiklikler Sözleşme imzalandıktan sonra gereksiz olacaktır.
  • Politicians in individual Member States have, in our opinion, made some astonishing statements.
  • Kanaatimizce, münferit Üye Devletlerdeki siyasetçiler bazı şaşırtıcı açıklamalarda bulunmuşlardır.
Show More (15)
opinion kamuoyu n.
  • We, the politicians, have an enormous responsibility to explain, educate and guide opinion.
  • Biz politikacıların, kamuoyunu açıklama, eğitme ve yönlendirme gibi muazzam bir sorumluluğu var.
  • How representative of European opinion are Valéry Giscard D'Estaing, Dehaene and Amato?
  • Valéry Giscard D'Estaing, Dehaene ve Amato Avrupa kamuoyunu ne kadar temsil ediyor?
  • It is time to lead European opinion in the right direction.
  • Avrupa kamuoyunu doğru yönde yönlendirmenin zamanı gelmiştir.
Show More (5)
opinion saygı n.
  • Tom has a high opinion of Mary.
  • Tom'un Mary'ye karşı derin bir saygısı var.
  • Tom has a high opinion of Mary.
  • Tom'un Mary'ye derin bir saygısı var.
  • Tom has a high opinion of Mary.
  • Tom'un Mary'ye karşı büyük bir saygısı var.
Show More (0)
opinion önemseme n.
  • I have a low opinion of her.
  • Onu pek önemsemiyorum.
  • I have a low opinion of them.
  • Onları pek önemsemiyorum.
  • I have a low opinion of him.
  • Onu pek önemsemiyorum.
Show More (0)
opinion takdir n.
  • In its opinion, the Committee on Constitutional Affairs said YES to the establishment of a European Prosecutor.
  • Anayasal İşler Komitesi, bir Avrupa Savcılığının kurulmasına kendi takdirinde EVET demiştir.
Show More (-2)
opinion kanı n.
  • Moreover, I am of the opinion that Carthage must be destroyed.
  • Üstelik, Kartaca'nın öldürülmesi kanısındayım.
Show More (-2)