|
- Do you know anything about Andalusia other than the bitterness of its green olives?
- Endülüs hakkında yeşil zeytinlerinin acılığından başka bir şey biliyor musunuz?
- We can do no other than back them up entirely and call on the Commission to make these noble objectives a reality.
- Onları tamamen desteklemekten ve Komisyon'u bu asil hedefleri gerçeğe dönüştürmeye çağırmaktan başka bir şey yapamayız.
- I would be glad if someone other than myself were to say this in this House.
- Bunu bu Mecliste benden başka biri de söylerse memnun olurum.
- Little has been done other than to put forward theories.
- Teoriler ortaya koymaktan başka çok az şey yapıldı.
- I have absolutely no interest other than the convenience of Members.
- Üyelere kolaylık sağlamaktan başka kesinlikle hiçbir çıkarım yoktur.
- Is there anything more we can do other than calling for appropriate conventions?
- Uygun konvansiyonlar için çağrıda bulunmaktan başka yapabileceğimiz bir şey var mı?
- You will find no solution other than a European loan.
- Avrupa kredisinden başka bir çözüm bulamayacaksınız.
- We cannot do much else other than go along with it.
- Buna uymaktan başka bir şey yapamayız.
- Mr Nobilia has come up with a very good proposal, and I cannot do other than endorse it.
- Sayın Nobilia çok iyi bir öneri getirdi ve ben de bunu desteklemekten başka bir şey yapamam.
- These clauses are nothing other than a resounding shot in the dark.
- Bu hükümler karanlıkta yankılanan bir atıştan başka bir şey değildir.
- Little has been done other than to put forward theories.
- Teoriler ortaya koymaktan başka pek bir şey yapılmadı.
- It is the business of no one other than the shareholders themselves how they organise their shares.
- Hissedarların hisselerini nasıl organize edecekleri kendilerinden başka kimseyi ilgilendirmez.
- These clauses are nothing other than a resounding shot in the dark.
- Bu maddeler karanlıkta yankılanan bir atıştan başka bir şey değildir.
- I have absolutely no interest other than the convenience of Members.
- Üyelere kolaylık sağlamaktan başka hiçbir çıkarım yok.
- There is no way of acquiring this other than having nationality one of the Member States.
- Bunu elde etmenin Üye Devletlerden birinin vatandaşlığına sahip olmaktan başka bir yolu yoktur.
- There is nothing we can do now other than try to curb the existing phenomena of environmental crisis.
- Şu anda mevcut çevresel kriz olgusunu engellemeye çalışmaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok.
- This is none other than the construction of an "Iron Silk Road", directly linking Korea with Europe by land.
- Bu, Kore ile Avrupa'yı karadan doğrudan birbirine bağlayacak bir "Demir İpek Yolu" inşasından başka bir şey değildir.
- The peace plan has no aim other than to bring about peace and reconciliation between Israelis and Palestinians.
- Barış planının İsrailliler ve Filistinliler arasında barış ve uzlaşma sağlamaktan başka bir amacı yoktur.
- On this, I cannot do other than agree with him.
- Bu konuda ona katılmaktan başka bir şey yapamam.
- We cannot do other than give this programme our full backing.
- Bu programa tam desteğimizi vermekten başka bir şey yapamayız.
- Now we shoot anything other than gulls, for once.
- Artık bir kez olsun martılardan başka her şeyi vuruyoruz.
- These suicide attacks were nothing other than acts of terrorism.
- Bu intihar saldırıları terör eyleminden başka bir şey değildi.
- These suicide attacks were nothing other than acts of terrorism.
- Bu intihar saldırıları terör eylemlerinden başka bir şey olmamıştır.
- Someone other than Tom did that.
- Tom'dan başka biri bunu yaptı.
- There is none other than you to whom I can leave this.
- Senden başka bunu bırakabileceğim kimse yok.
- Can you speak any language other than French?
- Fransızcadan başka bir dil konuşabiliyor musun?
- Don't you ever wear any color other than black?
- Hiç siyahtan başka bir renk giymez misin?
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.
- Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.
- I'm the only one other than Tom who thinks Mary isn't ugly.
- Tom'dan başka Mary'nin çirkin olmadığını düşünen tek kişi benim.
- Nobody does that other than you.
- Bunu senden başka kimse yapmıyor.
- Don't you ever wear any color other than black?
- Hiç siyahtan başka renk giymez misin sen?
- Other than you, I don't have any friends here.
- Senden başka, burada hiç arkadaşım yok.
- There is none other than you to whom I can leave this.
- Bunu bırakabileceğim senden başka kimse yok.
- I've never loved any girl other than you.
- Senden başka hiçbir kızı sevmedim.
- Nobody does that other than you.
- Bunu senden başka kimse yapamaz.
- Tom has never lived anywhere other than Boston.
- Tom Boston'dan başka bir yerde hiç yaşamadı.
- Someone other than Tom did that.
- Bunu Tom'dan başka biri yaptı.
- I hardly ever buy anything other than food.
- Neredeyse yiyecekten başka hiçbir şey satın almam.
- Tom doesn't do much other than read books.
- Tom kitap okumaktan başka bir şey yapmıyor.
- He eats nothing other than fruit.
- Meyveden başka bir şey yemez.
- Who else, other than you, knows about Tom's past?
- Tom'un geçmişini senden başka kim biliyor?
- No one other than Tom can do that.
- Tom'dan başka kimse bunu yapamaz.
- Tom hardly does anything other than read books.
- Tom kitap okumaktan başka neredeyse hiçbir şey yapmaz.
- I've never lived anywhere other than Boston.
- Boston'dan başka hiç bir yerde yaşamadım.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
- Tom'dan başka birinin bunu satın almakla ilgilenmesi olası değil.
- You can't do anything other than admire his courage.
- Cesaretine hayran olmaktan başka bir şey yapamazsın.
- A person like Tom has probably never kissed anyone other than his mother.
- Tom gibi bir insan muhtemelen annesinden başka birini öpmemiştir.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
- Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- Can you speak a language other than English?
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musunuz?
- Other than you, I don't have any friends.
- Senden başka hiç arkadaşım yok.
- He had no clothes other than what he was wearing.
- Üzerindekinden başka giysisi yoktu.
- The little girl never smiles at anyone other than Emily.
- Küçük kız, Emily'den başka hiç kimseye gülümsemiyor.
- The truth is, he is nothing other than a deceiver.
- Gerçek şu ki, o bir dolandırıcıdan başka bir şey değildir.
- He had no clothes other than what he was wearing.
- Üstündekilerden başka giysisi yoktu.
- You can't do anything other than admire his courage.
- Onun cesaretini takdir etmekten başka bir şey yapamazsın.
- How many languages other than French can you speak?
- Fransızcadan başka kaç dil konuşabiliyorsun?
- I think Tom needs to start hanging out with someone other than Mary.
- Bence Tom'un Mary'den başka biriyle takılmaya başlaması gerek.
- I'm the only one other than Tom who knows how to fix this.
- Tom'dan başka bunu nasıl düzelteceğini bilen tek kişi benim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
- Tom'dan başka kimsenin bunu yaptığını görmemiştim.
- Over 4 million Australians communicate in a language other than English.
- 4 milyondan fazla Avustralyalı, İngilizceden başka bir dilde iletişim kuruyor.
- No one other than Tom can do that.
- Tom'dan başka hiç kimse bunu yapamaz.
- I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.
- Üç gündür bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozulmuş yoğurttan başka bir şey yemedim.
- How many languages other than French can you speak?
- Fransızcadan başka kaç dil biliyorsun?
- Did anybody other than Jim see her?
- Jim'den başka onu gören biri var mı?
- I don't know what to say other than I'm sorry.
- Özür dilemekten başka ne diyeceğimi bilmiyorum.
- I had pizza for lunch, so I'd like to have something other than pizza for dinner.
- Öğle yemeği için pizza yedim, bu yüzden akşam yemeği için pizzadan başka bir şey isterim.
- I was the only one other than the driver on the bus.
- Otobüste şoförden başka tek kişi bendim.
- Tom has never lived anywhere other than Boston.
- Tom Boston'dan başka bir yerde yaşamadı.
- Do you play any instrument other than the piano?
- Piyanodan başka bir enstrüman çalıyor musun?
- I've never lived anywhere other than Boston.
- Boston'dan başka bir yerde hiç yaşamadım.
- I was the only one other than the driver on the bus.
- Otobüste şoförden başka bir tek ben vardım.
- Do you play any instruments other than the piano?
- Piyanodan başka enstrüman çalıyor musunuz?
- Can you speak a language other than English?
- İngilizceden başka bir dil konuşabiliyor musun?
- Did anybody other than Jim see her?
- Jim'den başka onu gören oldu mu?
- Did you see anyone else other than Tom last night?
- Dün gece Tom'dan başka biriyle görüştünüz mü?
- Did you see anyone else other than Tom last night?
- Dün gece Tom'dan başka birini gördün mü?
- Nobody does that other than you.
- Bunu senden başka yapan yok.
- I wish I were somewhere other than here.
- Keşke buradan başka bir yerde olsaydım.
- The truth is, he is nothing other than a deceiver.
- Gerçek şu ki, o bir düzenbazdan başka bir şey değil.
- I don't know what to say other than I'm sorry.
- Üzgün olduğumdan başka ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
- We have no choice other than thinking of how we'll live here.
- Burada nasıl yaşayacağımızı düşünmekten başka seçeneğimiz yok.
- He doesn't eat anything other than fruit.
- Meyveden başka bir şey yemez.
- Tom had never had time to read anything other than textbooks when he was a student.
- Tom öğrenciyken ders kitaplarından başka bir şey okumaya vakit bulamazdı.
- Tom hardly does anything other than read books.
- Tom kitap okumaktan başka pek bir şey yapmaz.
- Tom does little other than play the guitar.
- Tom gitar çalmaktan başka bir şey yapmaz.
Show More (82)
|
|
- No one other than the person who causes damage should have to pay for it.
- Zarara neden olan kişi dışında hiç kimse bunun bedelini ödemek zorunda kalmamalıdır.
- The latter is not recognised by the European Union, or by any other country other than Turkey!
- İkincisi ne Avrupa Birliği ne de Türkiye dışında başka bir ülke tarafından tanınmıyor!
- I cannot make any other commitments other than what I stated in my reply to your question.
- Sorunuza verdiğim cevapta belirttiklerim dışında başka bir taahhütte bulunamam.
- The Bureau will not allow any type of speech other than a point of order.
- Başkanlık Divanı, sıra meselesi dışında herhangi bir konuşmaya izin vermeyecektir.
- We must see if we cannot find a solution to this problem other than repressive measures.
- Bu soruna baskıcı tedbirler dışında bir çözüm bulup bulamayacağımızı görmeliyiz.
- We encourage people to live, work and settle in states other than their own national Member State.
- İnsanları kendi ulusal Üye Devletleri dışındaki ülkelerde yaşamaya, çalışmaya ve yerleşmeye teşvik ediyoruz.
- It no longer spoke of minorities at all, other than religious minorities.
- Artık dini azınlıklar dışında azınlıklardan hiç bahsetmiyordu.
- It would be preferable to dedicate the productive capacity of society to the manufacture of goods other than arms.
- Toplumun üretken kapasitesinin silah dışındaki malların üretimine tahsis edilmesi tercih edilir.
- Moreover, the Ombudsman does not do much other than head up the work.
- Ayrıca Ombudsman, çalışmaları yönetmek dışında pek bir şey yapmamaktadır.
- Why should we apply it, especially to women's organisations other than the European Women's Lobby?
- Bunu neden özellikle Avrupa Kadın Lobisi dışındaki kadın örgütlerine uygulayalım?
- This means that the tests can be carried out by authorities other than the competent authorities.
- Bu, testlerin yetkili makamlar dışındaki makamlar tarafından da yapılabileceği anlamına gelmektedir.
- The latter is not recognised by the European Union, or by any other country other than Turkey!
- Kıbrıs Rum Yönetimi ne Avrupa Birliği ne de Türkiye dışında başka bir ülke tarafından tanınmaktadır!
- It would be preferable to dedicate the productive capacity of society to the manufacture of goods other than arms.
- Toplumun üretken kapasitesinin silah dışındaki malların üretimine ayrılması tercih edilirdi.
- Who will gain from potential forum-hopping other than litigation lawyers?
- Olası forum atlamalarından dava avukatları dışında kim kazançlı çıkacak?
- Neither Members nor anyone else should smoke anywhere other than in the designated smoking areas.
- Ne Üyeler ne de bir başkası belirlenmiş sigara içme alanları dışında herhangi bir yerde sigara içmemelidir.
- I guess I am not going to get any clearer statement other than "as quickly as possible".
- Sanırım "mümkün olduğunca çabuk" dışında daha net bir ifade alamayacağım.
- Hydroelectric power should be supplemented by forms of energy other than waste incineration.
- Hidroelektrik enerjisi, atık yakma dışındaki enerji türleriyle desteklenmelidir.
- The report covers animal products other than meat, including aquaculture.
- Rapor, su ürünleri yetiştiriciliği de dahil olmak üzere et dışındaki hayvansal ürünleri de kapsamaktadır.
- The fact is that there is violence other than terrorism in the traditional sense.
- Gerçek şu ki, geleneksel anlamda terörizm dışında da şiddet var.
- What has the Commission done in its approach to agreements, other than to change the name?
- Komisyon anlaşmalara yaklaşımında isim değişikliği dışında ne yaptı?
- The fact is that there is violence other than terrorism in the traditional sense.
- Gerçek şu ki geleneksel anlamda terörizm dışında da şiddet var.
- What about flags other than European flags?
- Avrupa bayrakları dışındaki bayraklar ne olacak?
- This then refers to a quality heading other than the purely organic production.
- Bu da tamamen organik üretim dışında bir kalite başlığına atıfta bulunmaktadır.
- We must not forget, however, that products other than the cigarette can be produced from tobacco.
- Ancak unutmamalıyız ki tütünden sigara dışında başka ürünler de üretilebilir.
- All these reasons may explain why consumers wish to choose something other than GM products.
- Tüm bu nedenler tüketicilerin neden GDO'lu ürünler dışında bir ürün tercih etmek istediklerini açıklayabilir.
- Who will gain from potential forum-hopping other than litigation lawyers?
- Dava avukatları dışında potansiyel forum atlamalarından kim kazançlı çıkacak?
- No special software other than a web browser is required.
- Web tarayıcısı dışında özel bir yazılıma gerek yoktur.
- That perhaps the police have allegiance to something other than the truth.
- Belki polis dürüstlük dışında bir şeye hizmet etmekte.
- How many languages other than French can you speak?
- Fransızca dışında kaç dil konuşabiliyorsun?
- Can you speak a language other than English?
- İngilizce dışında bir dil konuşabiliyor musunuz?
- Are you worried about any major problems other than your current situation?
- Mevcut durumunuz dışında herhangi bir önemli sorun hakkında endişeleniyor musunuz?
- Do you play any instrument other than the piano?
- Piyano dışında başka bir enstrüman çalıyor musun?
- Don't use a language other than Esperanto!
- Esperanto dışında bir dil kullanmayın!
- I hardly ever buy anything other than food.
- Yiyecek dışında neredeyse hiç bir şey almam.
- Do you know how to speak any languages other than French and English?
- Fransızca ve İngilizce dışında başka bir dil biliyor musunuz?
- Can you speak a language other than English?
- İngilizce dışında bir dil konuşabiliyor musun?
- What will you gain by studying a foreign language other than English?
- İngilizce dışında bir yabancı dil öğrenmek sana ne kazandıracak?
- That is something other than beautiful.
- O, güzelin dışında bir şey.
- Don't use a language other than Esperanto!
- Esperantonun dışında bir dil kullanma!
- All the essays, other than yours, were good.
- Seninki dışındaki tüm denemeler iyiydi.
- Other than Sundays, I work every day.
- Pazar dışında her gün çalışırım.
- Are you worried about any major problems other than your current situation?
- Şu anki durumunuzun dışında canınızı sıkan başka önemli bir sorun var mı?
- What sport other than baseball do you like to play?
- Beyzbol dışında hangi sporu yapmayı seviyorsun?
- Over 4 million Australians communicate in a language other than English.
- 4 milyondan fazla Avustralyalı İngilizce dışında bir dilde iletişim kuruyor.
- I had pizza for lunch, so I'd like to have something other than pizza for dinner.
- Öğle yemeğinde pizza yedim, bu yüzden akşam yemeğinde pizza dışında bir şey yemek istiyorum.
- Other than Sundays, I work every day.
- Pazar günleri dışında her gün çalışıyorum.
- Other than you, I don't have any friends here.
- Senin dışında burada hiç arkadaşım yok.
- I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.
- Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.
- Do you know how to speak any languages other than French and English?
- Fransızca ve İngilizce dışında herhangi bir dili konuşmayı biliyor musunuz?
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.
- Tom, Mary hakkında adı dışında hiçbir şey bilmiyor.
- Tom had never had time to read anything other than textbooks when he was a student.
- Tom öğrenciyken ders kitaplarının dışında bir şey okuyacak zamanı yoktu.
- Do you play any instruments other than the piano?
- Piyano dışında bir enstrüman çalıyor musun?
Show More (49)
|