|
- In Britain, the 30th anniversary is regarded as the pearl anniversary.
- İngiltere'de 30. yıldönümü inci yıldönümü olarak kabul edilir.
- Mongolia is developing into the democratic pearl of Central Asia.
- Moğolistan Orta Asya'nın demokratik incisi haline gelmektedir.
- In Britain the 30th anniversary is regarded as the pearl anniversary.
- İngiltere'de 30. yıldönümü inci yıldönümü olarak kabul edilir.
- Some might regard Britain as the grit in the oyster that has created the pearl.
- Bazıları Britanya'yı inciyi yaratan istiridyenin içindeki kum olarak görebilir.
- He wants to buy a pearl necklace for his wife.
- Karısı için inci bir kolye almak istiyor.
- Mary claims you stole her pearls.
- Mary incilerini çaldığını iddia ediyor.
- Tom bought a pearl necklace for Mary.
- Tom, Mary için inci bir kolye aldı.
- Tom didn't think it would be appropriate for John to give Mary a pearl necklace.
- Tom, John'un Mary'ye inci bir kolye vermesinin uygun olmayacağını düşündü.
- The price of wisdom is above pearls.
- Bilgeliğin bedeli, incilerin üzerindedir.
- Mary claims you stole her pearls.
- Mary senin onun incilerini çaldığını iddia ediyor.
- I gave my sister a pearl necklace on her birthday.
- Kız kardeşime doğum gününde inci bir kolye hediye ettim.
- I've never seen a pearl of such magnitude!
- Hiç bu kadar büyük bir inci görmemiştim!
- I gave my sister a pearl necklace on her birthday.
- Kız kardeşime doğum gününde bir inci gerdanlık verdim.
- Mary claims that you stole the pearls from her.
- Mary incileri ondan çaldığını iddia ediyor.
- These pearls look real.
- Bu inciler gerçek görünüyor.
- My mother gave me a pearl necklace.
- Annem bana inci bir kolye verdi.
- He dreamt one night that he found a beautiful purple flower, and that in the middle of it lay a costly pearl.
- Bir gece rüyasında güzel mor bir çiçek bulduğunu ve ortasında pahalı bir inci olduğunu gördü.
- These pearls look real.
- Bu inciler gerçek gibi.
- Don't cast pearls before swine.
- Domuzun önüne inciler serilmez.
- The lady wore a necklace of pearls.
- Kadın, inci bir kolye takıyordu.
- The oyster creates pearls, the bee creates honey, and humans create problems.
- İstiridye inci yaratır, arı bal yaratır ve insanlar sorun yaratır.
- The jeweler mounted a big pearl in the brooch.
- Kuyumcu broşa büyük bir inci taktı.
- These pearls are genuine, not artificial.
- Bu inciler gerçek, yapay değil.
- These pearls are genuine, not artificial.
- Bu inciler hakikidir, yapay değil.
- The price of wisdom is above pearls.
- Bilgeliğin fiyatı incilerden daha yüksektir.
- Are the pearls real or fake?
- İnciler gerçek mi sahte mi?
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
- Her kim inci bulmak istiyorsa derinlere dalmalı.
- She tried to persuade him to buy her a pearl necklace.
- Kendisine inci bir kolye alması için onu ikna etmeye çalıştı.
- Japanese cultured pearls have come to monopolise as much as 60% of the world pearl market.
- Japon kültür incileri dünya inci pazarının %60'ını tekeline almış durumda.
- Hoping to cheer up his wife, he bought her a pearl necklace.
- Karısını neşelendirmek umuduyla ona inci bir kolye aldı.
- He gave her a string of pearls worth $350,000.
- Ona 350.000 dolar değerinde bir dizi inci verdi.
- The jeweler mounted a big pearl in the brooch.
- Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.
- Hong Kong is referred to as the Pearl of Asia.
- Hong Kong, Asya'nın İncisi olarak anılır.
- Tom bought Mary a pearl necklace.
- Tom, Mary'ye inci bir kolye aldı.
- Are those synthetic or cultured pearls?
- Bunlar sentetik mi yoksa kültür incisi mi?
- Are the pearls real or fake?
- İnciler gerçek mi yoksa sahte mi?
- Hong Kong is referred to as the Pearl of Asia.
- Hong Kong, Asya'nın İncisi olarak adlandırılmaktadır.
- The oyster creates pearls, the bee creates honey, and humans create problems.
- İstiridye inciler yaratır, arı balı yaratır ve insanlar problem yaratır.
- Mary claims that you stole the pearls from her.
- Mary senin incileri ondan çaldığını iddia ediyor.
- Who wants to find pearls, has to dive deep.
- İnci bulmak isteyen, derinlere dalmak zorundadır.
Show More (37)
|
