Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
personal gain
kişisel çıkar
n.
However, this is a different Europe from the Europe which sides with the few who are out to seek
personal gain.
Ancak bu Avrupa,
kişisel çıkar
peşinde koşan azınlığın yanında yer alan Avrupa'dan farklı bir Avrupa'dır.
Troy uses his position for
personal gain.
Troy konumunu
kişisel çıkarları
için kullanıyor.
Show More (-1)
2
personal gain
kişisel kazanç
n.
Anything can become private property and be used for somebody's
personal gain.
Her şey özel mülk haline gelebilir ve birilerinin
kişisel kazancı
için kullanılabilir.
Troy uses his position for
personal gain.
Troy
kişisel kazancı
için konumunu kullanır.
Show More (-1)