1 |
pole |
direk |
n. |
|
- Come down this pole and cross over.
- Şu direkten aşağı in ve karşıya geç.
- Look at that pole in the square.
- Meydandaki şu direğe bak.
- This pole is sharp at the end.
- Bu direğin ucu sivri.
- Look at that pole in the square.
- Meydandaki şu direğe bakın.
- That pole is off vertical.
- Bu direk dik değil.
- That pole is not quite vertical.
- Bu direk tam olarak dikey değil.
- They bound him to a pole.
- Onu bir direğe bağladılar.
Show More (4)
|
2 |
pole |
polonyalı |
n. |
|
- You have heard of ‘Dying for Danzig’; now, the Poles have brought us ‘Dying for Poland’.
- Danzig için Ölmek'i duymuşsunuzdur; şimdi de Polonyalılar bize Polonya için Ölmek'i getirdiler.
- You must talk to the Poles.
- Polonyalılarla konuşmalısınız.
- You have heard of ‘Dying for Danzig’; now, the Poles have brought us ‘Dying for Poland’.
- "Danzig için Ölmek"i duymuşsunuzdur; şimdi de Polonyalılar bize "Polonya için Ölmek"i getirdiler.
- So also in relation to 22 million Dutch speakers and, soon, 40 million Poles.
- Ayrıca 22 milyon Hollandaca konuşan ve yakında 40 milyon Polonyalı ile ilgili olarak da.
Show More (1)
|
3 |
pole |
kutup |
n. |
|
- It has succeeded in setting up a pole of relative stability.
- Göreli bir istikrar kutbu oluşturmayı başarmıştır.
- It has succeeded in setting up a pole of relative stability.
- Bu strateji göreceli bir istikrar kutbu oluşturmayı başarmıştır.
- It has succeeded in setting up a pole of relative stability.
- Göreceli bir istikrar kutbu oluşturmayı başarmıştır.
Show More (0)
|