|
- Every week we hear of more police officers and civilians murdered.
- Her hafta daha fazla polis memurunun ve sivilin öldürüldüğünü duyuyoruz.
- To date forty customs officials and forty-seven police officers have been sacked.
- Bugüne kadar kırk gümrük memuru ve kırk yedi polis memuru görevden alındı.
- Just imagine that police officers have even dared to fire real bullets at asylum seekers!
- Polis memurlarının sığınmacılara gerçek mermilerle ateş etmeye bile cüret ettiklerini düşünün!
- We need more police officers, as we have nowhere near enough.
- Daha fazla polis memuruna ihtiyacımız var, zira yeterli sayıda polisimiz yok.
- They are talking with the police officer.
- Polis memuruyla konuşuyorlar.
- Dan rudely insulted a police officer.
- Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.
- She became a police officer.
- O, bir polis memuru oldu.
- When he saw the police officer, he ran away.
- Polis memurunu görünce kaçtı.
- Tom convinced Mary that he was a police officer.
- Tom bir polis memuru olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
- Sami was spotted by a police officer near a gas station.
- Sami bir benzin istasyonunun yakınında bir polis memuru tarafından görüldü.
- One police officer suffered minor injuries.
- Bir polis memuru hafif yaralandı.
- The police officer wore a bulletproof vest.
- Polis memuru kurşun geçirmez yelek giyiyordu.
- The chief of police told reporters that both a member of the public and a police officer had been injured in last night's altercation.
- Emniyet müdürü gazetecilere yaptığı açıklamada dün geceki kavgada hem bir vatandaşın hem de bir polis memurunun yaralandığını söyledi.
- I'm a police officer in Boston.
- Boston'da polis memuruyum.
- Sami impersonated a police officer.
- Sami bir polis memuru kılığına girdi.
- The police officer asked Tom to empty his pockets.
- Polis memuru Tom'dan ceplerini boşaltmasını istedi.
- The investigation concluded that the police officer had done nothing wrong.
- Soruşturma, polis memurunun yanlış bir şey yapmadığı sonucuna vardı.
- The police officers took the man who was yelling into custody.
- Polis memurları, bağıran adamı gözaltına aldı.
- Tom murdered two police officers.
- Tom iki polis memurunu öldürdü.
- If Tom had been wearing a bullet-proof vest like the other police officers, he probably wouldn't have been killed.
- Tom da diğer polis memurları gibi kurşun geçirmez yelek giyseydi muhtemelen öldürülmezdi.
- How much do police officers make?
- Polis memurları ne kadar maaş alıyor?
- Have you always wanted to be a police officer?
- Her zaman bir polis memuru olmak istedin mi?
- The grand jury decided not to indict the police officer.
- Büyük jüri polis memurunu suçlamamaya karar verdi.
- The police officer is here.
- Polis memuru burada.
- There were ten police officers on the spot.
- O noktada on polis memuru vardı.
- Police officers installed surveillance cameras outside Tom's office.
- Polis memurları Tom'un ofisinin dışına güvenlik kameraları yerleştirdi.
- Dan was a highly respected police officer.
- Dan oldukça saygın bir polis memuruydu.
- Who called a police officer?
- Polis memurunu kim çağırdı?
- Tom is a police officer.
- Tom bir polis memurudur.
- The police officer put handcuffs on the suspect.
- Polis memuru şüpheliye kelepçe taktı.
- Do not ignore a police officer when he or she addresses you.
- Bir polis memuru size seslendiğinde onu görmezden gelmeyin.
- Tell the police officer what you saw.
- Polis memuruna ne gördüğünü söyle.
- Tom's father is a police officer.
- Tom'un babası bir polis memuru.
- Tom pulled out his driver's license and showed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve onu polis memuruna gösterdi.
- Police officers wear blue uniforms.
- Polis memurları mavi üniforma giyerler.
- I want to be a police officer when I grow up.
- Büyüdüğümde polis memuru olmak istiyorum.
- Tell the police officer what you heard Tom say.
- Polis memuruna Tom söylerken duyduklarını anlat.
- The police officer removed Tom's handcuffs.
- Polis memuru Tom'un kelepçelerini çıkardı.
- Tell the police officer what you heard.
- Duyduğunuz şeyi polis memuruna anlatın.
- I want to be a police officer when I grow up.
- Büyüyünce polis memuru olmak istiyorum.
- Tell the police officer what you saw Tom do.
- Polis memuruna Tom'u ne yaparken gördüğünü söyle.
- Why did you become a police officer?
- Neden polis memuru oldun?
- Tom didn't give the police officer his real name.
- Tom polis memuruna gerçek adını vermedi.
- How long have you been a police officer?
- Ne zamandır polis memurusun?
- The police officer flashed his badge.
- Polis memuru rozetini gösterdi.
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- Tüm polis memurları isyancılara karşı kendilerini savunmak için kalkanlarla donatılmıştı.
- The grand jury decided not to indict the police officer.
- Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.
- The police officer checked to see if the body lying on the ground had a pulse.
- Polis memuru yerde yatan bedenin bir nabzı olup olmadığını görmek için kontrol etti.
- The police officer asked Tom to empty his pockets.
- Polis memuru Tom'un ceplerini boşaltmasını istedi.
- Mary is a police officer.
- Mary bir polis memuru.
- Police officers wear blue uniforms.
- Polis memurları mavi üniforma giyer.
- I didn't know that Tom was a police officer.
- Tom'un polis memuru olduğunu bilmiyordum.
- I want to be a police officer.
- Polis memuru olmak istiyorum.
- Why did you become a police officer?
- Neden bir polis memuru oldun?
- The police officers aimed their guns at Tom.
- Polis memurları silahlarını Tom'a doğrulttu.
- Aren't you a police officer?
- Sen bir polis memuru değil misin?
- Dan rudely insulted a police officer.
- Dan bir polis memuruna kaba bir şekilde hakaret etti.
- The police officer asked me what my name was.
- Polis memuru adımın ne olduğunu sordu.
- Tom was a much-feared police officer.
- Tom çok korkulan bir polis memuruydu.
- Mary is a police officer.
- Mary bir polis memurudur.
- He became a police officer.
- O bir polis memuru oldu.
- The chief of police told reporters that both a member of the public and a police officer had been injured in last night's altercation.
- Polis şefi muhabirlere verdiği demeçte, dün gece çıkan kavgada hem bir vatandaş hem de bir polis memuru yaralandığını söyledi.
- Tom is a police officer.
- Tom bir polis memuru.
- The police officers took the man who was yelling into custody.
- Polis memurları bağıran adamı gözaltına aldı.
- Tom took out his driver's license and handed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna uzattı.
- Seeing the police officers, he immediately ran away.
- Polis memurlarını görünce hemen kaçtı.
- The police officer enforces civil law.
- Polis memuru medeni kanunu uygular.
- The police officer called for backup.
- Polis memuru destek çağırdı.
- The police officer found a white powder in the glove compartment.
- Polis memuru torpido gözünde beyaz bir toz buldu.
- Tom ran away from the police officers.
- Tom polis memurlarından kaçtı.
- The investigation concluded that the police officer had done nothing wrong.
- Soruşturma polis memurunun yanlış bir şey yapmadığı sonucuna varmıştır.
- The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime.
- Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bir bağlantısı olduğuna inandığını söyledi.
- One police officer is dead.
- Bir polis memuru öldü.
- Tell the police officer what you heard.
- Polis memuruna ne duyduğunu anlat.
- A police officer told me to stop the car.
- Bir polis memuru arabayı durdurmamı söyledi.
- The police officer blew his whistle.
- Polis memuru düdüğünü çaldı.
- There were three uniformed police officers at the crime scene.
- Olay yerinde üç üniformalı polis memuru vardı.
- Tell the police officer what you heard Tom say.
- Polis memuruna Tom'un ne dediğini duyduğunu söyle.
- Her story was vindicated by a reporter, who found that the police officer had been lying.
- Hikayesi, polis memurunun yalan söylediğini ortaya çıkaran bir muhabir tarafından doğrulandı.
- This police officer has the authority to make us pay a fine.
- Bu polis memurunun bize para cezası ödetme yetkisi vardır.
- He was taken away by four police officers in the middle of the night.
- O, gece yarısı dört polis memuru tarafından götürüldü.
- The police officer shined his flashlight in Tom's face.
- Polis memuru el fenerini Tom'un yüzüne tuttu.
- The police officer asked me what my name was.
- Polis memuru bana adımın ne olduğunu sordu.
- The police officer fired a blank.
- Polis memuru kuru sıkı ateş etti.
- The police officer drew his revolver.
- Polis memuru tabancasını çekti.
- Tom described to the police officer how the accident had happened.
- Tom polis memuruna kazanın nasıl olduğunu anlattı.
- Tom was frisked by the police officer.
- Tom polis memuru tarafından arandı.
- She's a police officer.
- O bir polis memuru.
- The police officer yelled at Tom to stop.
- Polis memuru Tom'a durması için bağırdı.
- Sami is not a real police officer.
- Sami gerçek bir polis memuru değil.
- Police officer, I didn't do anything!
- Polis memuru, ben bir şey yapmadım!
- They are talking with the police officer.
- Onlar polis memuru ile konuşuyorlar.
- This police officer has the authority to make us pay a fine.
- Bu polis memurunun bize ceza ödetme yetkisi var.
- I want to be a police officer.
- Ben bir polis memuru olmak istiyorum.
- How did you become a police officer?
- Nasıl polis memuru oldun?
- Aren't you a police officer?
- Sen polis memuru değil misin?
- A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
- There were ten police officers on the spot.
- Olay yerinde on polis memuru vardı.
- I didn't know Tom was a police officer.
- Tom'un polis memuru olduğunu bilmiyordum.
- How long have you been a police officer?
- Ne kadar süredir bir polis memurusun?
- After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
- Uzun süren hızlı bir kovalamacadan sonra polis memuru, Tom'u vurup öldürdü.
- The police officer wore a bulletproof vest.
- Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.
- How did you become a police officer?
- Nasıl bir polis memuru oldun?
- The lone police officer called for backup.
- Yalnız polis memuru destek istedi.
- The police officer put handcuffs on Tom.
- Polis memuru Tom'a kelepçe taktı.
- The police officer advised us to leave.
- Polis memuru gitmemizi tavsiye etti.
- I'm a police officer.
- Ben bir polis memuruyum.
- Sami is not a real police officer.
- Sami gerçek bir polis memuru değildir.
- I'm a police officer in Boston.
- Ben Boston'da bir polis memuruyum.
- The police officers put the cuffs on Tom.
- Polis memurları Tom'a kelepçe taktı.
- I wasn't driving as fast as the police officer said I was.
- Polis memurunun söylediği kadar hızlı sürmüyordum.
- The police officer enforces civil law.
- Polis memuru medeni hukuku uygular.
- What does the police officer do?
- Polis memuru ne yapar?
- The police officer shone his powerful flashlight at the car.
- Polis memuru güçlü el fenerini arabaya tuttu.
- Tom lied to the police officers.
- Tom polis memurlarına yalan söyledi.
- The police officer checked to see if the body lying on the ground had a pulse.
- Polis memuru yerde yatan cesedin nabzının atıp atmadığını kontrol etti.
- There's a police officer.
- Bir polis memuru var.
- A police officer told us to leave the park.
- Bir polis memuru parkı terk etmemizi söyledi.
- The police officers aimed their guns at Tom.
- Polis memurları silahlarını Tom'a doğru çevirdi.
- If Tom had been wearing a bullet-proof vest like the other police officers, he probably wouldn't have died.
- Tom da diğer polis memurları gibi kurşun geçirmez yelek giyseydi muhtemelen ölmezdi.
- Tom says he told the police officer that he was just there to take some pictures.
- Tom polis memuruna sadece fotoğraf çekmek için orada olduğunu söylediğini anlattı.
- He was taken away by four police officers in the middle of the night.
- Gecenin bir yarısı dört polis memuru tarafından götürüldü.
- The police officer fired a warning shot into the air.
- Polis memuru havaya bir uyarı ateşi açtı.
- Sami impersonated a police officer.
- Sami bir polis memurunu taklit etti.
- The police officer fired a warning shot.
- Polis memuru uyarı ateşi açtı.
- Tom pulled out his driver's license and showed it to the police officer.
- Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna gösterdi.
- The criminal was arrested by two police officers.
- Suçlu iki polis memuru tarafından tutuklandı.
- What does the police officer do?
- Polis memuru ne iş yapıyor?
- All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
- No police officers were injured.
- Hiçbir polis memuru yaralanmadı.
- The police officers arrested the burglar.
- Polis memurları hırsızı tutukladı.
- He's a police officer.
- O bir polis memuru.
- The police officer accepted a bribe.
- Polis memuru rüşveti kabul etti.
- The police officer doesn't shout from Monday through Friday.
- Polis memuru pazartesiden cumaya kadar bağırmaz.
- The police officer arrested the burglar.
- Polis memuru hırsızı tutukladı.
- There are two police officers at door.
- Kapıda iki polis memuru var.
- Dan was a highly respected police officer.
- Dan çok saygı duyulan bir polis memuruydu.
- After a long high-speed chase, the police officer shot and killed Tom.
- Uzun ve hızlı bir kovalamacadan sonra, polis memuru Tom'u vurup öldürdü.
- The police officer fired a warning shot.
- Polis memuru bir uyarı atışı yaptı.
- The police officer wrote Tom a ticket.
- Polis memuru Tom'a ceza yazdı.
- She became a police officer.
- Polis memuru oldu.
- Tom convinced Mary that he was a police officer.
- Tom, Mary'yi polis memuru olduğuna ikna etti.
- The police officer said he believes the suspect has a direct connection to the crime.
- Polis memuru, şüphelinin suçla doğrudan bağlantılı olduğuna inandığını söyledi.
- Are you a police officer?
- Polis memuru musunuz?
- How much do police officers make?
- Polis memurları ne kadar kazanıyor?
- The police officer placed Tom under arrest.
- Polis memuru Tom'u tutukladı.
- Before working here, Tom was a police officer for thirteen years.
- Burada çalışmaya başlamadan önce Tom on üç yıl polis memurluğu yaptı.
- How much do police officers make?
- Polis memurları ne kadar para kazanıyor?
Show More (145)
|
