Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Cümleler
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
growingly
Geçmiş
İngilizce
Türkçe
1
political correctness
politik doğruculuk
n.
She's not afraid of
political correctness.
O
politik doğruculuktan
korkmuyor.
We are vehemently opposed to
political correctness.
Biz şiddetle
politik doğruluğa
karşı çıkıyoruz.
You're the last person who should preach about
political correctness.
Politik doğruluk
hakkında vaaz vermesi gereken son kişi sensin.
She is vehemently opposed to
political correctness.
O şiddetle
politik doğruluğa
karşı çıkıyor.
Are you for or against
political correctness?
Politik doğruculuktan
yana mısınız yoksa karşı mısınız?
We're not afraid of
political correctness.
Biz
politik doğruluktan
korkmuyoruz.
I'm not afraid of
political correctness.
Politik doğruluktan
korkmuyorum.
She is vehemently opposed to
political correctness.
Politik doğruculuğa
şiddetle karşı çıkıyor.
We need strong leaders who are not afraid to stand up to
political correctness.
Politik doğrulukları
savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
I am vehemently opposed to
political correctness.
Politik doğruluğa
şiddetle karşıyım.
What people call
political correctness
is in reality politeness.
İnsanların
politik doğruculuk
dediği şey aslında kibarlıktır.
He is vehemently opposed to
political correctness.
O şiddetle
politik doğruluğa
karşı oluyor.
He is vehemently opposed to
political correctness.
Politik doğruculuğa
şiddetle karşı çıkıyor.
I am vehemently opposed to
political correctness.
Ben
politik doğruculuğa
şiddetle karşıyım.
They are vehemently opposed to
political correctness.
Politik doğruculuğa
şiddetle karşı çıkıyorlar.
You're the last person who should preach about
political correctness.
Politik doğruculuk
konusunda vaaz verecek son kişi sensin.
They're not afraid of
political correctness.
Onlar
politik doğruluktan
korkmuyor.
Discuss whether the idea of
political correctness
is beneficial or harmful.
Politik doğruculuk
fikrinin yararlı mı yoksa zararlı mı olduğunu tartışın.
I'm not afraid of you and your
political correctness.
Ben senden ve
politik doğruluğundan
korkmuyorum.
Are you for or against
political correctness?
Politik doğruluğu
destekliyor musun yoksa karşı mısın?
We need strong leaders who are not afraid of standing up to
political correctness.
Politik doğruculuğa
karşı durmaktan korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
He's not afraid of
political correctness.
O
politik doğruluktan
korkmuyor.
We are vehemently opposed to
political correctness.
Biz
politik doğruculuğa
şiddetle karşıyız.
They're not afraid of
political correctness.
Politik doğruluktan
korkmuyorlar.
I'm not afraid of you and your
political correctness.
Sizden ve
politik doğruculuğunuzdan
korkmuyorum.
We're not afraid of
political correctness.
Politik doğruluktan
korkmuyoruz.
We need strong leaders who are not afraid to stand up to
political correctness.
Politik doğruculuğa
karşı durmaktan korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
I am a big fan of
political correctness.
Politik doğruluğun
büyük bir hayranıyım.
I am a big fan of
political correctness.
Ben
politik doğruculuğun
büyük bir hayranıyım.
They are vehemently opposed to
political correctness.
Onlar şiddetle
politik doğruluğa
karşı çıkıyorlar.
Show More (27)
2
political correctness
siyasi doğruculuk
n.
This report has taken
political correctness
to a whole new level.
Bu rapor
siyasi doğruculuğu
yepyeni bir seviyeye taşımıştır.
Europe deserves pro-active politicians who refuse to buckle under the terror of
political correctness.
Avrupa,
siyasi doğruculuk
terörü altında boyun eğmeyi reddeden proaktif siyasetçileri hak ediyor.
Secondly, there is a thread of
political correctness
running through the proposal.
İkinci olarak, teklifte
siyasi doğruculuktan
söz edilmektedir.
Show More (0)