|
- So they are popular and we need to regulate and open up this area for consumers and business.
- Bu yüzden popülerler ve bu alanı tüketiciler ve iş dünyası için düzenlememiz ve açmamız gerekiyor.
- This is a further expression of the lack of faith in the political and popular legitimacy of the country's own regime.
- Bu, ülkenin kendi rejiminin siyasi ve popüler meşruiyetine olan inanç eksikliğinin bir başka ifadesidir.
- This is the sine qua non condition for reconciling the popular and political spheres.
- Bu, popüler ve siyasi alanların uzlaştırılması için olmazsa olmaz koşuldur.
- That is idiotic; it will not make you popular with unmarried couples.
- Bu aptalca; sizi evli olmayan çiftler arasında popüler yapmayacaktır.
- Let me remind you of the popular proverb, ‘you cannot make an omelette without breaking eggs’.
- Size popüler bir atasözünü hatırlatmama izin verin: 'yumurtaları kırmadan omlet yapamazsınız'.
- In the Algarve, these sports are becoming more popular all the time among young people.
- Algarve'de bu sporlar gençler arasında her geçen gün daha popüler hale gelmektedir.
- My mother tongue is very rich in popular proverbs and sayings.
- Anadilim popüler atasözleri ve deyimler açısından çok zengindir.
- Its predecessor, PACT, was very popular in the United Kingdom with both the public and the private sectors.
- Öncülü olan PACT, Birleşik Krallık'ta hem kamu hem de özel sektörde çok popülerdi.
- There is a popular saying that politics is a dirty business.
- Siyasetin kirli bir iş olduğuna dair popüler bir söz vardır.
- In the southern countries in particular, notes are far more popular than coins.
- Özellikle güney ülkelerinde banknotlar madeni paralardan çok daha popülerdir.
- So they are popular and we need to regulate and open up this area for consumers and business.
- Yani popülerler ve bizim bu alanı düzenlememiz ve tüketiciler ile iş dünyasına açmamız gerekiyor.
- Waterborne traffic is popular, partly because it is environmentally friendly.
- Su yolu trafiği kısmen çevre dostu olduğu için popülerdir.
- He is quite strong, he is quite popular.
- Oldukça güçlü, oldukça popüler.
- Let me remind you of the popular proverb, ‘you cannot make an omelette without breaking eggs’.
- Size popüler bir atasözünü hatırlatayım: 'Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsınız'.
- That is idiotic; it will not make you popular with unmarried couples.
- Bu aptalcadır; sizi evli olmayan çiftler arasında popüler kılmayacaktır.
- Most intifadas are popular and peaceful intifadas.
- Çoğu intifada popüler ve barışçıl intifadalardır.
- Popular faith in the EU is waning in many Member States.
- Birçok Üye Devlette AB'ye olan popüler inanç azalıyor.
- Moreover, the organizations that give the loans at once have become very popular lately.
- Ayrıca yakın zamanda, anında kredi veren kuruluşlar çok popüler hale geldi.
- Internet marketing is a popular technique that can make your business worldwide and productive.
- İnternet pazarlaması, işinizi dünya çapında ve üretken hale getirebilecek popüler bir tekniktir.
- The united space is very popular with young mothers raising small children.
- Birleşik alan, küçük çocuk yetiştiren genç anneler arasında çok popülerdir.
- However, such machines have not yet become very popular.
- Ancak bu tür makineler henüz çok popüler hale gelmedi.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler gemi seyahati hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır.
- Please refine the search above, check out our popular categories below, or perform a keyword search.
- Lütfen yukarıdaki aramayı daraltın, aşağıdaki popüler kategorilerimize göz atın veya bir anahtar kelime araması yapın.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu, popüler sosyal ağların tam listesi değil.
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Parke ve ahşap zemin kaplamaları doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak her dönem popülerdir.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu popüler sosyal ağların tam listesi değil.
- It's not a popular name among planets and satellites.
- Gezegenler ve uydular arasında popüler bir isim değil.
- Internet marketing is a popular technique that can make your business worldwide and productive.
- İnternet pazarlamacılığı, işletmenizi global ve üretken hale getirebilecek popüler bir tekniktir.
- The united space is very popular with young mothers raising small children.
- Birleşik alan, küçük çocukları olan genç anneler arasında çok popülerdir.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler kruvaziyer hatlarında bile odalardaki alan sınırlıdır.
- Even on popular cruise lines, space in the rooms are limited.
- Popüler tekne turu hatlarında bile odalardaki alan sınırlı.
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak döşeme ve ahşap zemin kaplamaları her sezon popülerdir.
- But this is not the whole list of popular social networks.
- Ancak bu, popüler sosyal ağların tüm listesi değildir.
- Flooring and wooden floor covering are popular in every season as natural and healthy building materials.
- Döşeme ve ahşap zemin kaplamaları doğal ve sağlıklı yapı malzemeleri olarak her mevsimde popülerdir.
- The united space is very popular with young mothers raising small children.
- Birleşik alan, küçük çocuk yetiştiren genç anneler arasında oldukça popülerdir.
- This song was popular in the 1970s.
- Bu şarkı 1970 li yıllarda popülerdi.
- Tom is more popular than Mary.
- Tom Mary'den daha popüler.
- The Little Prince is a very popular book that was translated into many languages.
- Küçük Prens birçok dile çevrilmiş çok popüler bir kitaptır.
- That singer is going to become popular.
- Şarkıcı popüler hale gelecek.
- Tom isn't very popular.
- Tom pek popüler değil.
- Shag carpets were popular in the early 1960s.
- Shag halıları 1960'ların başlarında popülerdi.
- You're popular.
- Sen popülersin.
- Macramé was popular during the seventies.
- Makrome yetmişli yıllarda popülerdi.
- This bar is a popular student hangout.
- Bu bar popüler bir öğrenci mekanı.
- He's a famous popular singer in Japan.
- Japonya'da ünlü ve popüler bir şarkıcıdır.
- Tom is popular at school.
- Tom okulda popülerdir.
- It's popular with women.
- Kadınlar arasında popüler.
- This song was very popular in the 1950s.
- Bu şarkı 1950'lerde çok popülerdi.
- Mike is popular among the girls because he is the star of the team.
- Mike kızlar arasında popüler çünkü o takımın yıldızı.
- Tom is obviously very popular.
- Tom açıkçası çok popüler.
- This is a real popular item.
- Bu gerçekten popüler bir ürün.
- She is singing the latest popular songs.
- En son popüler şarkıları söylüyor.
- That Kabuki actor is very popular with young people.
- Bu Kabuki aktörü gençler arasında çok popüler.
- It's very popular these days.
- Bugünlerde çok popüler.
- Layla was a popular girl in high school.
- Leyla lisede popüler bir kızdı.
- Nowadays mobile phones are very popular.
- Bugünlerde cep telefonları çok popüler.
- Tom wants to be popular at school.
- Tom okulda popüler olmak istiyor.
- Soccer is very popular in Spain.
- Futbol İspanya'da çok popüler.
- She is popular with other girls.
- Diğer kızlar arasında popüler.
- In the United States it is popular for girls to learn to skip rope.
- Amerika Birleşik Devletlerinde kızların ip atlamayı öğrenmesi popülerdir.
- Kate isn't popular among her classmates because she always tries to have her own way.
- Kate sınıf arkadaşları arasında popüler değil çünkü o her zaman kendi istediğini yapmaya çalışıyor.
- It's a popular vacation spot.
- Bu popüler bir tatil yeri.
- Tom is very popular on campus.
- Tom, kampüste çok popüler.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
- Geçen yıl inşa edilen eğlence parkı sayesinde şehir popüler hale gelmiştir.
- Vegemite is a popular Australian foodstuff.
- Vegemite, Avustralya'nın popüler bir gıda maddesidir.
- He likes to sing popular songs.
- O popüler şarkıları söylemeyi seviyor.
- Tea is a popular beverage throughout the world.
- Çay tüm dünyada popüler bir içecektir.
- That song was very popular three years ago.
- O şarkı üç yıl önce çok popülerdi.
- Tom is very popular.
- Tom çok popüler.
- The Little Prince is a very popular book that was translated into many languages.
- "Küçük Prens" birçok dile çevrilmiş çok popüler bir kitaptır.
- My blog is very popular.
- Blogum çok popüler.
- Pine furniture is not very popular at the moment.
- Çam mobilyalar şu sıralar pek popüler değil.
- It's a popular idea.
- O popüler bir fikir.
- Tom wants to be popular.
- Tom popüler olmak istiyor.
- Despite all his faults he is popular.
- Hatalarına rağmen popüler biridir.
- Yamada isn't popular with girls in his own grade, but he's popular with the younger girls at school.
- Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama okuldaki genç kızlar arasında popüler.
- That artist's very popular.
- Bu sanatçı çok popüler.
- He is popular among his colleagues.
- Meslektaşları arasında popüler.
- Tom is popular with the girls.
- Tom kızlar arasında popüler.
- Dark bread is popular in Germany.
- Siyah ekmek Almanya'da popülerdir.
- What singers were popular when you were young?
- Sen gençken hangi şarkıcılar popülerdi?
- No other singer in Japan is as popular as she.
- Japonya'da başka hiçbir şarkıcı onun kadar popüler değil.
- Gardening has been popular for some years.
- Bahçecilik birkaç yıldır popüler.
- The Beatles are popular among young people.
- Beatles, gençler arasında popülerdir.
- Pine furniture is not very popular at the moment.
- Çam mobilyası şu anda çok popüler değil.
- They are very popular among boys.
- Erkekler arasında çok popülerler.
- The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.
- Belize bariyer resifi kuzey yarımküredeki en büyük bariyer resifidir ve popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delik ile de ünlüdür.
- The simpsons are a popular tv show.
- Simpsonlar popüler bir televizyon dizisidir.
- Electric cars are getting popular.
- Elektrikli arabalar popüler hale geliyor.
- It's popular in Australia.
- Bu, Avustralya'da popüler.
- Tea is a popular beverage throughout the world.
- Çay dünyada popüler bir içecektir.
- This book is popular amongst students.
- Bu kitap öğrenciler arasında popüler.
- Tom's ideas weren't popular.
- Tom'un fikirleri popüler değildi.
- That play was popular.
- O oyun çok popülerdi.
- American films are popular around the world.
- Amerikan filmleri tüm dünyada popülerdir.
- This book is popular with students.
- Bu kitap öğrenciler arasında popüler.
- He was popular with voters.
- O, seçmenler arasında popülerdi.
- You're more popular than you think.
- Düşündüğünden daha popülersin.
- Sami was popular at school.
- Sami okulda popülerdi.
- Shag carpets were popular in the early 1960s.
- 1960'ların başında Shag halıları popülerdi.
- Why is Boston such a popular destination for tourists?
- Boston neden turistler için bu kadar popüler bir yer?
- He is deservedly popular.
- Hak ettiği şekilde popüler biri.
- Organic vegetables are popular because they're safe and tasty.
- Organik sebzeler popülerdir çünkü güvenli ve lezzetlidirler.
- American movies are popular all around the world.
- Amerikan filmleri tüm dünyada popülerdir.
- Japanese cars are very popular.
- Japon arabaları çok popüler.
- Who made this song popular?
- Bu şarkıyı kim popüler yaptı?
- Tom is a very popular boy.
- Tom çok popüler bir çocuk.
- Lingonberries are popular in Finland.
- Kırmızı yaban mersini Finlandiya'da popülerdir.
- Field hockey is not very popular in China.
- Çim hokeyi, Çin'de çok popüler değildir.
- Lingonberries are popular in Finland.
- Finlandiya'da kekreyemiş çok popülerdir.
- Walls are very popular these days.
- Duvarlar bugünlerde çok popüler.
- This manga is pretty popular in China.
- Bu manga Çin'de oldukça popüler.
- Fidget spinners are popular with students.
- Stres çarkları öğrenciler arasında popülerdir.
- Why is it so popular?
- Neden bu kadar popüler?
- Is that singer popular among your friends?
- O şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler midir?
- This puff pastry is popular in the Philippines.
- Bu puf böreği Filipinler'de popülerdir.
- Soccer is very popular in Spain.
- Futbol İspanya'da çok popülerdir.
- The popular singer committed suicide.
- Popüler şarkıcı intihar etti.
- Mary invited all the popular guys to her party.
- Mary tüm popüler adamları partisine davet etti.
- That song is very popular with young people.
- Bu şarkı gençler arasında çok popüler.
- Playing cards is a popular pastime.
- İskambil oynamak popüler bir eğlencedir.
- Is Haruki Murakami popular in Vietnam as well?
- Haruki Murakami Vietnam'da da popüler mi?
- She wants to be popular at school.
- Okulda popüler olmak istiyor.
- What kind of games were popular when you were a child?
- Sen bir çocukken ne tür oyunlar popülerdi?
- Diesels are popular in Europe.
- Dizeller Avrupa'da popülerdir.
- Vegemite is a popular Australian foodstuff.
- Vegemite popüler bir Avusturalya yiyeceğidir.
- Although astrology has no scientific basis, it's very popular and it seems that many people believe in it.
- Astrolojinin bilimsel bir temeli olmamasına rağmen, çok popüler ve görünen o ki birçok insan buna inanıyor.
- That singer is very popular with young people.
- O şarkıcı gençler arasında çok popüler.
- It is a very popular destination for tourists.
- Bu turistler için çok popüler bir yer.
- Soccer is more popular in Japan than it used to be.
- Futbol Japonya'da eskiden olduğundan daha popüler.
- Electric cars are becoming more and more popular.
- Elektrikli otomobiller gittikçe daha popüler hale gelmektedir.
- The old city is a popular tourist destination.
- Eski şehir popüler bir turistik yerdir.
- This movie made her popular.
- Bu film onu popüler yaptı.
- Mary invited all the popular guys to her party.
- Mary tüm popüler erkekleri partisine davet etti.
- Tom is really popular, isn't he?
- Tom gerçekten popüler, değil mi?
- Tom is popular at school.
- Tom okulda popüler.
- Why do you think football isn't popular in America?
- Sence futbol Amerika'da neden popüler değil?
- Japanese manga and anime are popular around the world.
- Japon mangaları ve anime dünyada popülerdir.
- It's popular with women.
- Bu, kadınlar arasında popüler.
- It's very popular.
- Bu çok popüler.
- The singer, who is from Okinawa, is very popular among young people.
- Okinawa'lı şarkıcı, gençler arasında çok popüler.
- Golf is very popular in Japan.
- Golf, Japonya'da çok popülerdir.
- Tom is more popular than I am.
- Tom benden daha popüler.
- Tom was a very popular kid in school.
- Tom okulda çok popüler bir çocuktu.
- My blog is very popular.
- Benim bloğum çok popülerdir.
- The movie is popular among the youngsters.
- Film gençler arasında popüler.
- Tom was very popular in high school.
- Tom lisede çok popülerdi.
- Football is more popular than tennis.
- Futbol tenisten daha popüler.
- These toys are very popular.
- Bu oyuncaklar çok popüler.
- This music is popular with young people.
- Bu müzik gençler arasında popüler.
- The singer is popular among young people.
- Şarkıcı, genç insanlar arasında popülerdir.
- Tennis is very popular amongst students.
- Tenis öğrenciler arasında çok popüler.
- Tom's a very popular boy.
- Tom çok popüler bir çocuk.
- He's a famous popular singer in Japan.
- Japonya'da ünlü popüler bir şarkıcıdır.
- He likes to sing popular songs.
- Popüler şarkılar söylemeyi seviyor.
- Tom is very popular among the students.
- Tom öğrenciler arasında çok popüler.
- What kind of games were popular when you were a child?
- Sen çocukken ne tür oyunlar popülerdi?
- Banning smoking in restaurants is very popular, even with smokers!
- Restoranlarda sigara içilmesini yasaklamak çok popüler, sigara içenler arasında bile!
- Ramen is very popular in Japan.
- Ramen Japonya'da çok popülerdir.
- Jeans are a popular clothing export.
- Kot pantolon popüler bir giyim ihracatıdır.
- Dark bread is popular in Germany.
- Kara ekmek Almanya'da popülerdir.
- Linda was a popular exotic dancer in London.
- Linda Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
- Ruscism is a very popular ideology in Russia.
- Rusçuluk Rusya'da çok popüler bir ideolojidir.
- Fizzy water isn't very popular in America.
- Gazlı su Amerika'da pek popüler değil.
- You seem to be really popular.
- Gerçekten popüler görünüyorsun.
- Soccer is very popular in Spain.
- İspanya'da futbol çok popülerdir.
- The play was so popular that the theater was almost full.
- Oyun o kadar popülerdi ki tiyatro neredeyse doluydu.
- Tom is more popular than Mary.
- Tom, Mary'den daha popüler.
- Soccer is most popular in Brazil.
- Futbol en çok Brezilya'da popüler.
- This summer resort is no longer as popular as it used to be.
- Bu yazlık tatil yeri artık eskisi kadar popüler değil.
- Sword Art Online is a popular Anime.
- Sword Art Online popüler bir Anime'dir.
- Comic books aren't as popular as they used to be.
- Çizgi romanlar eskisi kadar popüler değil.
- Michael Jackson is popular in the US.
- Michael Jackson, ABD'de popüler.
- A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
- Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- Tom wasn't popular.
- Tom popüler değildi.
- Tom was very popular.
- Tom çok popülerdi.
- Layla was a popular girl in high school.
- Layla lisede popüler bir kızdı.
- The last name Santos is very popular in Portuguese.
- Santos'un soyadı Portekiz'de çok popüler.
- Macramé was also popular during the Victorian era.
- Makrome Viktorya döneminde de popülerdi.
- She is very popular with the clients.
- O, müşteriler arasında çok popülerdir.
- It's popular with students.
- Öğrenciler arasında popüler.
- Sami was popular with both students and teachers.
- Sami hem öğrenciler hem de öğretmenler arasında popülerdi.
- He won by a small number of popular votes.
- Az sayıda popüler oyla kazandı.
- That movie is popular with young people.
- Bu film gençler arasında popüler.
- He is popular among us.
- Aramızda popülerdir.
- It is a popular tourist destination.
- Popüler bir turistik yer.
- Coffee is a popular beverage.
- Kahve popüler bir içecek.
- He's more popular than me on Facebook.
- Facebook'ta benden daha popüler.
- We're popular.
- Biz popüleriz.
- Die Lorelei is a popular German folk song.
- Lorelei bir popüler Alman halk şarkısıdır.
- Yumi's hobby is singing popular songs.
- Yumi'nin hobisi popüler şarkılar söylemek.
- Sami built a small fortune with his popular seafood restaurant.
- Sami popüler deniz ürünleri restoranıyla küçük bir servet inşa etti.
- Soccer is more popular than baseball.
- Futbol beyzboldan daha popüler.
- His music was not popular at home.
- Müziği evde popüler değildi.
- I want to be popular.
- Popüler olmak istiyorum.
- This is a popular tourist spot.
- Burası popüler bir turizm merkezidir.
- The old quarry is now a popular swimming hole.
- Eski taş ocağı şimdi popüler bir yüzme yeridir.
- Tom is popular.
- Tom popüler.
- Why do you think soccer isn't popular in the US?
- Sizce Amerika'da futbol neden popüler değil?
- Golf is very popular in Japan.
- Golf Japonya'da çok popülerdir.
- American films are popular around the world.
- Amerikan filmleri dünya çapında popülerdir.
- This book is very popular among women.
- Bu kitap kadınlar arasında çok popüler.
- Krumkake and lefse are popular at our family gatherings.
- Krumkake ve lefse aile toplantılarımızda popülerdir.
- Yoga is becoming more and more popular every year.
- Yoga her geçen yıl daha popüler hale gelmektedir.
- I wasn't popular in high school.
- Lisede Popüler değildim.
- Tom works at a popular hotel.
- Tom popüler bir otelde çalışıyor.
- This bar is a popular student hangout.
- Bu bar popüler bir öğrenci mekânıdır.
- Bob is popular at school.
- Bob, okulda popülerdir.
- No sport is as popular as football in America.
- Amerika'da hiçbir spor futbol kadar popüler değildir.
- Michael Jackson is popular in the US.
- Michael Jackson, Amerika'da popülerdir.
- Tamarind is popular in many South Asian and Central American cuisines.
- Demirhindi birçok Güney Asya ve Orta Amerika mutfağında popülerdir.
- Tom didn't seem to be as popular as Mary seemed to be.
- Tom, Mary kadar popüler görünmüyordu.
- This music is popular with young people.
- Müzik genç insanlar arasında popülerdir.
- It's popular in China.
- Bu, Çin'de popülerdir.
- This kind of food is really popular in Boston.
- Bu tür yemekler Boston'da çok popüler.
- Tom was really popular.
- Tom gerçekten popülerdi.
- Tom is a popular guy.
- Tom popüler bir adam.
- Tom is popular with the students.
- Tom öğrencileri ile popüler.
- Tom is obviously very popular.
- Tom belli ki çok popüler.
- A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
- Bar, bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- It's also a popular destination for couples.
- Çiftler için de popüler bir yerdir.
- Tom is popular with both students and teachers.
- Tom hem öğrenciler hem de öğretmenler arasında popülerdir.
- What kind of music has been popular lately?
- Son zamanlarda ne tür müzikler popüler?
- The Belize barrier reef is the largest barrier reef in the northern hemisphere and is also famous for the Great Blue Hole, a popular diving spot.
- Belize set resifi, kuzey yarımküredeki en büyük set resifidir ve aynı zamanda popüler bir dalış noktası olan Büyük Mavi Delikle de ünlüdür.
- Tom is a popular guy, isn't he?
- Tom popüler bir adam, değil mi?
- I'm very popular.
- Çok popülerim.
- This singer is very popular with young people.
- Bu şarkıcı gençler arasında çok popüler.
- Tennis is very popular among students.
- Tenis öğrenciler arasında çok popülerdir.
- It's popular with students.
- Bu, öğrenciler arasında popüler.
- He is popular among general readers.
- O genel okuyucular arasında popüler.
- Mary is a popular actress.
- Mary popüler bir oyuncu.
- Tumblr is a popular blogging platform.
- Tumblr popüler bir blog platformu.
- Tom is very popular on campus.
- Tom kampüste çok popüler.
- I'm very popular.
- Ben çok popülerim.
- Milk is a popular beverage.
- Süt popüler bir içecektir.
- Who made this song popular?
- Kim bu şarkıyı popüler yaptı?
- It's very popular.
- Çok popüler.
- Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Canlı doğum sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
- His songs were very popular with young people.
- Onun şarkıları gençler arasında çok popülerdi.
- Tom was extremely popular with all the girls.
- Tom bütün kızlar arasında çok popülerdi.
- Why is she so popular?
- O neden bu kadar popüler?
- Tatoeba is more popular than ever.
- Tatoeba her zamankinden daha popüler.
- Tom wasn't very popular.
- Tom çok popüler değildi.
- The Atari 2600 was popular in the early eighties.
- Atari 2600 seksenlerin başında popülerdi.
- Amsterdam is a popular destination for tourists.
- Amsterdam turistler için popüler bir yer.
- This summer resort is no longer as popular as it used to be.
- Bu sayfiye artık eskisi kadar popüler değil.
- Ubuntu is a popular Linux distribution.
- Ubuntu popüler bir Linux dağıtımıdır.
- Tom is very popular among the students.
- Tom öğrencileri arasında çok popüler.
- She is popular with other girls.
- Diğer kızlar arasında popülerdir.
- This song is very popular in Japan.
- Bu şarkı Japonya'da çok popüler.
- It's very popular these days.
- O bugünlerde çok popüler.
- Soccer is more popular than tennis.
- Futbol tenisten daha popülerdir.
- Team sports are very popular.
- Takım sporları çok popüler.
- Belief in miracles is popular.
- Mucizelere inanç, popülerdir.
- French bread is very popular in Brazil.
- Fransız ekmeği Brezilya'da çok popülerdir.
- He is very popular because he is a good singer.
- İyi bir şarkıcı olduğu için çok popüler.
- Tom isn't very popular around here.
- Tom buralarda çok popüler değil.
- She's popular, not because she's beautiful, but because she's kind to everyone.
- Güzel olduğu için değil, herkese karşı nazik olduğu için popüler.
- This is a popular tourist spot.
- Burası popüler bir turistik noktadır.
- Electric cars are getting popular.
- Elektrikli arabalar giderek popülerleşiyor.
- Belief in miracles is popular.
- Mucizelere inanmak popülerdir.
- The Nintendo DS is a popular handheld game console.
- Nintendo DS popüler bir el oyun konsolu.
- RVing is popular among retired couples.
- Karavancılık emekli çiftler arasında popülerdir.
- In the Middle Ages, milk was still popular as a medicine.
- Orta çağlarda süt bir ilaç olarak hala popülerdi.
- He is deservedly popular.
- O haklı olarak popülerdir.
- It's popular in Australia.
- Avustralya'da popüler.
- Go is very popular in Korea under the name baduk.
- Go, Kore'de baduk adı altında çok popülerdir.
- This beach is a popular tourist spot.
- Bu plaj popüler bir turist noktasıdır.
- Döner kebabs are popular in Europe.
- Döner kebap, Avrupa'da popülerdir.
- Jeans are a popular clothing export.
- Kot pantolonlar popüler bir giyim ihracatıdır.
- Why are you so popular?
- Neden bu kadar popülersiniz?
- Soccer is more popular than tennis.
- Futbol tenisten daha popüler.
- Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Yaşayan doğuş sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
- Coffee is a popular beverage.
- Kahve popüler bir içecektir.
- Boy bands were very popular at that time.
- Oğlan grupları o zaman çok popülerdi.
- His warm way with people had made him hugely popular.
- İnsanlarla kurduğu sıcak ilişki onu son derece popüler yapmıştı.
- Cat cafés are popular in Japan.
- Kedi kafeler Japonya'da popülerdir.
- Italian cuisine is popular around the world.
- İtalyan mutfağı dünya çapında popülerdir.
- Why is he so popular?
- O neden bu kadar popüler?
- Tom is very popular, isn't he?
- Tom çok popüler, değil mi?
- What kind of songs are popular these days?
- Bugünlerde hangi tür şarkılar popüler?
- Cat cafés are popular in Japan.
- Japonya'da kedi kafeler popüler.
- In the Middle Ages, milk was still popular as a medicine.
- Orta Çağ'da süt hâlâ ilaç olarak popülerdi.
- I was popular in high school.
- Lisede popülerdim.
- Tom seemed to be popular.
- Tom popüler görünüyordu.
- White is a popular car color.
- Beyaz, popüler bir otomobil rengidir.
- Soccer is very popular among Japanese students.
- Futbol Japon öğrenciler arasında çok popüler.
- Tom is a popular teacher.
- Tom popüler bir öğretmen.
- She's more popular than me on Facebook.
- Facebook'ta benden daha popüler.
- She resembles a popular singer.
- Popüler bir şarkıcıya benziyor.
- The last name Santos is very popular in Portuguese.
- Santos soyadı Portekizce'de çok popüler.
- It's becoming more popular.
- Daha popüler hale geliyor.
- The old quarry is now a popular swimming hole.
- Eski taş ocağı şimdi popüler bir yüzme yeri.
- Tom wasn't very popular.
- Tom pek popüler değildi.
- Tamarind is popular in many South Asian and Central American cuisines.
- Demirhindi, birçok Güney Asya ve Orta Amerika mutfaklarında popüler.
- American movies are popular around the world.
- Amerikan filmleri dünya çapında popülerdir.
- She is very popular among the students.
- Öğrenciler arasında çok popüler.
- It's popular among the elderly.
- Yaşlılar arasında popüler.
- He is very popular because he is a good singer.
- O iyi bir şarkıcı olduğundan dolayı çok popüler.
- Fizzy water isn't very popular in the United States.
- Gazlı su Birleşik Devletler'de pek popüler değildir.
- Tom is very popular, I suppose.
- Sanırım Tom çok popüler.
- Sword Art Online is a popular Anime series.
- Sword Art Online popüler bir Anime serisidir.
- Diesel cars are popular in Europe.
- Dizel arabalar Avrupa'da popülerdir.
- It's popular among the elderly.
- Bu, yaşlılar arasında popülerdir.
- Hawaii is a popular tourist resort.
- Hawaii, popüler bir turizm merkezidir.
- It's a popular vacation spot.
- Popüler bir tatil yeri.
- Pickup trucks are popular in North America, but not in Europe.
- Kamyonetler Kuzey Amerika'da popüler ama Avrupa'da değil.
- She has always been a popular actress.
- O her zaman popüler bir oyuncu olmuştur.
- Tom is popular with the students.
- Tom öğrenciler arasında popülerdir.
- Tom is fairly popular, isn't he?
- Tom oldukça popüler, değil mi?
- They are very popular among boys.
- Onlar erkek çocukları arasında çok popüler.
- The Atari 2600 was popular in the early eighties.
- Atari 2600, seksenlerin başında popülerdi.
- Why are you so popular?
- Neden bu kadar popülersin?
- Tom isn't very popular around here.
- Tom buralarda pek popüler değil.
- Adult coloring books have become popular recently.
- Yetişkin boyama kitapları son zamanlarda popüler hale geldi.
- She is singing the latest popular songs.
- En son popüler şarkıları seslendiriyor.
- Why is he so popular?
- O niçin bu kadar popüler?
- He's more popular than me on Facebook.
- O, Facebook'ta benden daha popüler.
- Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
- Traveling abroad is now more popular.
- Yurtdışına seyahat etmek artık daha popüler.
- Bob was popular with all his classmates.
- Bob tüm sınıf arkadaşları arasında popülerdi.
- She's more popular than me on Facebook.
- O, Facebook'ta benden daha popüler.
- Football is more popular than tennis.
- Futbol tenisten daha popülerdir.
- Die Lorelei is a popular German folk song.
- Die Lorelei popüler bir Alman halk şarkısıdır.
- Fizzy water isn't very popular in the United States.
- Soda, Amerika'da çok popüler değildir.
- Field hockey is not very popular in China.
- Çim hokeyi Çin'de pek popüler değil.
- If you create a popular app, you could become a millionaire overnight.
- Eğer popüler bir uygulama yaratırsan, bir gecede milyoner olabilirsin.
- Tatoeba is more popular than ever.
- Tatoeba her zamankinden daha popülerdir.
- Tom was popular.
- Tom popülerdi.
- Go is very popular in Korea under the name baduk.
- Go oyunu, "baduk" ismiyle Kore'de çok popüler.
- Baseball is a popular sport in several Latin American countries.
- Beyzbol birçok Latin Amerika ülkesinde popüler bir spordur.
- The movie is popular with young people.
- Film gençler arasında popüler.
- Tilden won more popular votes than Hayes.
- Tilden, Hayes'ten daha fazla popüler oy kazandı.
- Tom was immensely popular.
- Tom son derece popülerdi.
- Self-help books are very popular in America.
- Kişisel gelişim kitapları Amerika'da çok popüler.
- Are you popular?
- Popüler misin?
- The Beatles are popular among young people.
- Beatles, gençler arasında popüler.
- Tom is popular, isn't he?
- Tom popüler, değil mi?
- Is it popular?
- Popüler mi?
- He's more popular than me.
- O, benden daha popüler.
- Is that singer popular among your friends?
- Bu şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler mi?
- He seems to have been a very popular actor when he was young.
- O gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünmektedir.
- Tom is very popular, I suppose.
- Tom çok popüler sanırım.
- His songs were very popular with young people.
- Şarkıları gençler arasında çok popülerdi.
- That Kabuki actor is very popular with young people.
- O Kabuki aktörü, genç insanlar arasında çok popülerdir.
- He's really popular, and I'm not.
- O çok popüler ama ben değilim.
- I just wanted to be popular.
- Sadece popüler olmak istedim.
- Fizzy water isn't very popular in America.
- Soda Amerika'da pek popüler değil.
- Linda was a popular exotic dancer in London.
- Linda, Londra'da popüler bir egzotik dansçıydı.
- Tinder is a popular online dating application.
- Tinder popüler bir çevrimiçi arkadaşlık uygulaması.
- Naked yoga is becoming increasingly popular.
- Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.
- Tom is more popular than me.
- Tom benden daha popüler.
- Although astrology has no scientific basis, it's very popular and it seems that many people believe in it.
- Hiçbir bilimsel temeli olmamasına rağmen, Astroloji çok popülerdir ve pek çok insan ona inanıyor gibi görünüyor.
- Tom wanted to be popular.
- Tom popüler olmak istedi.
- Why is she so popular?
- Neden bu kadar popüler?
- He's really popular, and I'm not.
- O gerçekten popüler ve ben değilim.
- Digital music is becoming more and more popular.
- Dijital müzik giderek daha popülerleşiyor.
- Nowadays mobile phones are very popular.
- Günümüzde cep telefonları çok popülerdir.
- Basil, sage, rosemary, thyme and oregano are popular herbs.
- Fesleğen, adaçayı, biberiye, kekik ve keklik otu popüler otlardır.
- He is popular among us.
- O, aramızda popülerdir.
- Ramen is very popular in Japan.
- Ramen, Japonya'da çok popülerdir.
- Tom certainly isn't as popular as he used to be.
- Tom kesinlikle eskisi kadar popüler değil.
- Tom is quite popular, isn't he?
- Tom oldukça popüler, değil mi?
- I'm popular.
- Ben popülerim.
- Mary is a popular actress.
- Mary popüler bir aktris.
- Basil, sage, rosemary, thyme and oregano are popular herbs.
- Fesleğen, adaçayı, biberiye, kekik ve keklikotu popüler bitkilerdir.
- They were very popular.
- Çok popülerlerdi.
- That singer is popular with girls.
- O şarkıcı kızlar arasında popülerdir.
- Organic vegetables are popular because they're safe and tasty.
- Organik sebzeler güvenli ve lezzetli oldukları için popülerdir.
- Tom is a popular guy.
- Tom popüler bir çocuk.
- That song is very popular with young people.
- O şarkı gençler arasında çok popüler.
- Japanese manga and anime are popular around the world.
- Japon manga ve animeleri dünya çapında popülerdir.
- It is a very popular destination for tourists.
- Burası turistler için çok popüler bir yer.
- Layla was a very popular girl in town.
- Leyla kasabada çok popüler bir kızdı.
- It's popular in China.
- Çin'de popülerdir.
- This movie is very popular among young people.
- Bu film gençler arasında çok popüler.
- Traveling abroad is now more popular.
- Yurt dışında seyahat şimdi daha popüler.
- In spite of these dangers, mountaineering is very popular.
- Bu tehlikelere rağmen dağcılık çok popülerdir.
- Kate isn't popular among her classmates because she always tries to have her own way.
- Kate sınıf arkadaşları arasında popüler değil çünkü her zaman kendi bildiğini okumaya çalışıyor.
- Japanese cars are very popular.
- Japon arabaları çok popülerdir.
- Boy bands were very popular at that time.
- O zamanlar erkek grupları çok popülerdi.
- Self-help books are very popular in America.
- Kendi kendine yardım kitapları Amerika'da çok popüler.
- She's more popular than me.
- O benden daha popüler.
- The writer is very popular because he expresses himself well.
- Yazar çok popüler çünkü kendini iyi ifade ediyor.
- Koalas are more popular than kangaroos.
- Koalalar kangurulardan daha popülerdir.
- His novels are popular among young people.
- Romanları gençler arasında popüler.
- This song was popular in the 1970s.
- Bu şarkı 1970'lerde popülerdi.
- The singer is popular among young people.
- Şarkıcı, gençler arasında popüler.
- Tom wanted to be popular at school.
- Tom okulda popüler olmak istedi.
- Handball is a very popular sport in Denmark.
- Hentbol Danimarka'da çok popüler bir spor.
- Tom wanted to be popular.
- Tom popüler olmak istiyordu.
- Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.
- Genel olarak konuşursak, Japon arabaları denizaşırı ülkelerde popülerdir.
- Is it popular?
- O, popüler midir?
- Hawaii is a popular tourist resort.
- Hawaii, popüler bir turizm beldesidir.
- This a popular place for young people to meet each other and hang out.
- Burası gençlerin birbirleriyle tanışmaları ve takılmaları için popüler bir yer.
- Tom is a popular teacher.
- Tom popüler bir öğretmendir.
- It's also a popular destination for couples.
- Çiftler için de popüler bir turistik mekandır.
- Sachiko is more popular than Judy.
- Sachiko, Judy'den daha popüler.
- Tom doesn't seem to be as popular as Mary.
- Tom, Mary kadar popüler görünmüyor.
- In the United States it is popular for girls to learn to skip rope.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde kızların ip atlamayı öğrenmesi popülerdir.
- Diesels are popular in Europe.
- Dizel araçlar Avrupa'da popülerdir.
- Our website seems to be getting more popular.
- Web sitemiz gittikçe popülerleşiyor gibi görünüyor.
- Shopping malls are popular among teenagers.
- Alışveriş merkezleri gençler arasında popülerdir.
- The actor is nowhere near as popular as he used to be.
- Aktör artık eskisi kadar popüler değil.
- Mary was a popular girl in high school.
- Mary lisede popüler bir kızdı.
- The movie is popular with young people.
- Film genç insanlar arasında popüler.
- Hamilton's ideas were not popular.
- Hamilton'un fikirleri popüler değildi.
- Were you popular in high school?
- Lisede popüler miydin?
- They were very popular.
- Onlar çok popülerdi.
- Popular or not, it is right.
- Popüler ya da değil, doğru olan bu.
- This adaptation by a popular writer has given a new life to this classic.
- Popüler bir yazar tarafından yapılan bu uyarlama, bu klasiğe yeni bir hayat verdi.
- Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynadığı popüler bir oyundur.
- Is it true that Boston is a popular destination for tourists?
- Boston'un turistler için popüler bir yer olduğu doğru mu?
- Proverbs are still very popular in America.
- Atasözleri Amerika'da hâlâ çok popüler.
- The Nintendo DS is a popular handheld game console.
- Nintendo DS popüler bir elde taşınabilir oyun konsoludur.
- I just wanted to be popular.
- Ben sadece popüler olmak istedim.
- Proverbs are still very popular in America.
- Atasözleri Amerika'da hala çok popüler.
- White is a popular car color.
- Beyaz popüler bir araba rengidir.
- That artist's very popular.
- O sanatçı çok popülerdir.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
- Parmaklarla yemek yemek yüzyıllar boyu devam etmekle birlikte, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- When she was young, she was very popular.
- Gençken çok popülerdi.
- Tom is really popular.
- Tom gerçekten popüler.
- She is very popular among the boys.
- Erkek çocuklar arasında çok popüler.
- Bob is popular at school.
- Bob okulda popüler.
- Why is it so popular?
- Bu neden bu kadar popüler?
- She resembles a popular singer.
- O, popüler bir şarkıcıya benziyor.
- It's a popular idea.
- Bu popüler bir fikir.
- Fizzy water isn't very popular in America.
- Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.
- She is very popular among the boys.
- O, oğlanlar arasında çok popülerdir.
- He is popular among general readers.
- Genel okuyucular arasında popülerdir.
- In spite of these dangers, mountaineering is very popular.
- Bu tehlikelere rağmen dağcılık çok popüler.
- This kind of food is really popular in Boston.
- O tür yemek Boston'da gerçekten popülerdir.
- Shopping malls are popular among teenagers.
- Alışveriş merkezleri ergenler arasında popülerdir.
- That play was popular.
- O oyun popülerdi.
- Tom is popular with the girls.
- Tom kızlar arasında popülerdir.
- Döner kebabs are popular in Europe.
- Döner kebaplar Avrupa'da popülerdir.
- Mike is popular among the girls because he is the star of the team.
- Mike, takımın yıldızı olduğu için kızlar arasında popüler.
- She is very popular with the clients.
- Müşteriler arasında çok popüler.
- Mary wasn't a popular girl in high school.
- Mary lisede popüler bir kız değildi.
- What kind of games were popular when you were a kid?
- Sen bir çocukken ne tür oyunlar popülerdi?
- Our president is not as popular now, as he was before.
- Başkanımız artık eskisi kadar popüler değil.
- What kind of games were popular when you were young?
- Sen gençken ne tür oyunlar popülerdi?
- Our website seems to be getting more popular.
- Web sitemiz daha popüler hale geliyor gibi görünüyor.
- Shark fin soup is very popular in China.
- Köpekbalığı yüzgeci çorbası Çin'de çok popülerdir.
- He was popular with voters.
- Seçmenler arasında popülerdi.
- German cars are very popular.
- Alman arabaları çok popüler.
- What kind of games were popular when you were a kid?
- Siz çocukken ne tür oyunlar popülerdi?
- Soccer is the most popular in Brazil.
- Futbol en çok Brezilya'da popülerdir.
- Tom is quite popular.
- Tom oldukça popüler.
- He seems to have been a very popular actor when he was young.
- Gençken çok popüler bir aktörmüş gibi görünüyor.
- He's more popular than me.
- O benden daha popüler.
- It's a popular tourist destination.
- Popüler bir turistik yer.
- Layla was a very popular girl in town.
- Layla kasabada çok popüler bir kızdı.
- Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.
- Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayak popülerdir.
- This singer is very popular with young people.
- Bu şarkıcı, genç insanlar arasında çok popüler.
- Electric cars are becoming more and more popular.
- Elektrikli arabalar giderek daha popüler hale geliyor.
- It's a popular fishing spot.
- Burası popüler bir balık tutma yeri.
- Is American food popular here in Japan?
- Japonya'da Amerikan yemekleri popüler mi?
- That song was very popular three years ago.
- Bu şarkı üç yıl önce çok popülerdi.
- What bands were popular when you were young?
- Sen gençken hangi gruplar popülerdi?
- She has always been a popular actress.
- Her zaman popüler bir oyuncu olmuştur.
- The writer is very popular because he expresses himself well.
- O yazar çok popülerdir. Çünkü kendini iyi ifade ediyor.
- He became popular among teenagers as soon as he made his debut on the screen.
- Ekranda boy göstermeye başlayınca gençler arasında popülerleşti.
- Why is Tom still popular?
- Tom neden hâlâ popüler?
- This a popular place for young people to meet each other and hang out.
- Bu, gençlerin birbirleriyle buluşmaları ve takılmaları için popüler bir yerdir.
- Bob was popular with all his classmates.
- Bob, tüm sınıf arkadaşları arasında popüler idi.
- The movie is popular among the youngsters.
- Film, gençler arasında popüler.
- The great kiskadee is a popular bird in Brazil.
- Büyük kiskadee Brezilya'da popüler bir kuştur.
- In the 1960s, folk music was very popular.
- 1960'larda halk müziği çok popülerdi.
Show More (466)
|