prevaricate - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
prevaricate kaçamak cevaplar vermek v.
  • The politician's tendency to prevaricate during interviews raised suspicions about him.
  • Politikacının röportajlar sırasında kaçamak cevaplar verme huyu hakkındaki şüpheleri artırdı.
Show More (-2)
prevaricate ertelemek v.
  • If we prevaricate and postpone this issue, the Council can continue to hide behind its inaction.
  • Eğer bu konuyu geçiştirir ve ertelersek Konsey eylemsizliğinin arkasına saklanmaya devam edebilir.
Show More (-2)