prolong - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
prolong uzatmak v.
  • I do not want to prolong the discussion ahead.
  • Önümüzdeki tartışmayı uzatmak istemiyorum.
  • I do not want to prolong the debate unnecessarily.
  • Tartışmayı gereksiz yere uzatmak istemiyorum.
  • First, outside involvement in the conflict in Afghanistan can only prolong the fighting.
  • İlk olarak Afganistan'daki çatışmaya dışarıdan müdahil olmak sadece savaşı uzatabilir.
Show More (8)