|
- And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
- Ve tavşan böyle güzel bir yeni arkadaş edindiği için çok mutluydu.
- And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
- Tavşan da böyle güzel bir arkadaş edindiği için çok mutluydu.
- And the rabbit was very happy to make such a nice new friend.
- Ve tavşan, böyle tatlı bir arkadaş edindiği için çok sevinmişti.
- He ran like a scared rabbit.
- Korkmuş bir tavşan gibi kaçtı.
- That rabbit's getting away with my radishes!
- Şu tavşan turplarımı alıp kaçıyor!
- A rabbit has long ears.
- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tom saw a rabbit in his backyard.
- Tom arka bahçesinde bir tavşan gördü.
- A baby rabbit had been caught in a trap.
- Yavru bir tavşan tuzağa yakalanmıştı.
- The rabbit jumped over the dog.
- Tavşan, köpeğin üstünden atladı.
- The dog ran after the rabbit.
- Köpek, tavşanı kovaladı.
- Tom ran like a scared rabbit.
- Tom korkmuş bir tavşan gibi koştu.
- The rabbit jumped over the dog.
- Tavşan köpeğin üzerinden atladı.
- Rather than live a hundred years as a rabbit, live one day as a tiger.
- Bir tavşan gibi yüz yıl yaşamaktansa, bir kaplan gibi bir gün yaşa.
- A mother rabbit keeps her babies warm with her own body.
- Anne tavşan kendi vücudu ile yavrularını sıcak tutar.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
- Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.
- He's as timid as a rabbit.
- O, bir tavşan kadar ürkek.
- At your service, my little rabbit.
- Hizmetinizdeyim, benim küçük tavşanım.
- I thought I saw a rabbit on the road.
- Yolda bir tavşan gördüğümü sandım.
- He ran like a scared rabbit.
- O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
- Tom has a rabbit.
- Tom'un bir tavşanı var.
- The rabbit hid behind the tree.
- Tavşan ağacın arkasına saklandı.
- He's as timid as a rabbit.
- Bir tavşan kadar ürkek.
- A rabbit has long ears.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.
- A bunch of children ran after the rabbit.
- Bir grup çocuk tavşanın peşinden koştu.
- This image can be seen either as a duck or as a rabbit.
- Bu görüntü ördek ya da tavşan olarak görülebilir.
- I thought that I saw a rabbit on the road.
- Yolda bir tavşan gördüğümü sandım.
- Tom's dog dragged the dead rabbit back to its doghouse.
- Tom'un Köpeği ölü tavşanı köpek kulübesine geri sürükledi.
- That cloud looks like a rabbit to me.
- O bulut bana bir tavşan gibi görünüyor.
- Long long ago in India, a monkey, a fox, and a rabbit lived happily together.
- Uzun zaman önce Hindistan'da bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu yaşarlarmış.
- The poor rabbit, terrified, whimpered in the hands of its owner.
- Zavallı tavşan, çok korkmuştu, sahibinin ellerinde inildedi.
- The rabbit's ear is bleeding.
- Tavşanın kulağı kanıyor.
- A lot of boys ran after the rabbit.
- Bir sürü çocuk tavşanı kovaladı.
- Why is the rabbit a symbol for Easter?
- Tavşan neden Paskalya'nın sembolüdür?
- I saw a rabbit in the forest.
- Ormanda bir tavşan gördüm.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
- Kül rengi bir tavşan belirdi ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koşmaya başladı.
- A bunch of children ran after the rabbit.
- Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.
- Oh, Diana, look, there's a rabbit.
- Aa, Diana, bak, bir tavşan var.
- Mary killed the rabbit with her bare hands.
- Mary tavşanı çıplak elleriyle öldürdü.
- I keep a rabbit as a pet.
- Bir tavşana evcil hayvan olarak bakıyorum.
- The ears of a rabbit are longer than those of a fox.
- Bir tavşanın kulakları bir tilkinin kulaklarından daha uzundur.
- That cloud looks like a rabbit to me.
- Bu bulut bana tavşan gibi görünüyor.
- The dog pursued a rabbit into the forest.
- Köpek, bir tavşanı ormana kadar kovaladı.
- I keep a rabbit as a pet.
- Evcil hayvan olarak bir tavşan besliyorum.
- The tail of a fox is longer than that of a rabbit.
- Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden uzundur.
- The dog pursued a rabbit into the forest.
- Köpek, tavşanı ormana kadar takip etti.
- I can't have a child so I bought a rabbit instead.
- Çocuk sahibi olamadığım için onun yerine bir tavşan aldım.
- The lion ate the rabbit in one bite.
- Aslan tavşanı bir lokmada yedi.
- And the little black rabbit never looked sad again.
- Ve küçük siyah tavşan bir daha asla üzgün görünmedi.
- I wanted to be born a rabbit, and not a human.
- Tavşan olarak doğmak istedim, insan olarak değil.
- Next year is the year of the rabbit.
- Gelecek yıl tavşan yılı.
- Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
- Buda, tavşanın çabalarından etkilenerek onu aya yükseltti ve sonsuza dek bu formda kalmasını sağladı.
- Tom fired his gun at the rabbit.
- Tom silahını tavşana ateşledi.
- The rabbit is eating a carrot.
- Tavşan havuç yiyor.
- The dog chased the rabbit.
- Köpek tavşanı kovaladı.
- I can't have a child so I bought a rabbit instead.
- Bir çocuk sahibi olamıyorum bu yüzden onun yerine bir tavşan aldım.
- I'm going to try to trap that rabbit.
- O tavşanı tuzağa düşürmeye çalışacağım.
- At your service, my little rabbit.
- Hizmetindeyim, benim küçük tavşanım.
- A rabbit has long ears and a short tail.
- Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu vardır.
- I saw a wolf, a fox and a rabbit.
- Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.
- A lot of boys ran after the rabbit.
- Bir sürü çocuk tavşanın peşinden koştu.
- I have to look after the rabbit.
- Tavşana bakmak zorundayım.
- This image can be seen either as a duck or as a rabbit.
- Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.
- The rabbit is eating the carrot.
- Tavşan havucu yiyor.
- The brown dog ate the rabbit.
- Kahverengi köpek tavşanı yedi.
- Rather than live a hundred years as a rabbit, live one day as a tiger.
- Bir tavşan olarak yüz yıl yaşamaktansa, bir kaplan olarak bir gün yaşa.
- The poor rabbit, terrified, whimpered in the hands of its owner.
- Zavallı tavşan dehşete kapılmış, sahibinin ellerinde inliyordu.
- It doesn't look like a rabbit.
- Tavşana benzemiyor.
- The hipster rabbit refused to eat carrots.
- Yenilikçi tavşan havuç yemeyi reddetti.
- The tail of a fox is longer than that of a rabbit.
- Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden daha uzun olur.
- Mary killed the rabbit with her bare hands.
- Mary çıplak elleriyle tavşanı öldürdü.
- The rabbit has long ears.
- Tavşanın uzun kulakları var.
- A rabbit is running in the garden.
- Bahçede bir tavşan koşuyor.
- Tom kept a rabbit.
- Tom bir tavşan besledi.
- He decided to feed his dog the rabbit that he had shot earlier that day.
- O gün erken saatlerde vurduğu tavşanı köpeğine yedirmeye karar verdi.
- Tom saw a rabbit in his backyard.
- Tom arka bahçesinde bir tavşan görmüş.
- It's just a rabbit.
- Sadece bir tavşan.
- I have to look after the rabbit.
- Tavşana bakmam lazım.
- A mother rabbit keeps her babies warm with her own body.
- Bir anne tavşan yavrularını kendi vücuduyla sıcak tutar.
- It was a bad rabbit.
- Kötü bir tavşandı.
- I saw a man holding a rabbit in his arms yesterday.
- Dün kucağında tavşan tutan bir adam gördüm.
- He produced a rabbit out of his hat by magic.
- Sihirle şapkasından bir tavşan çıkardı.
- It is difficult to catch a rabbit by hand.
- Bir tavşanı elle yakalamak zordur.
- They are raising your beautiful rabbit.
- Senin güzel tavşanını yetiştiriyorlar.
- The dog ran after the rabbit.
- Köpek, tavşanın peşinden koştu.
- It's just a rabbit.
- Bu sadece bir tavşan.
- The man carried a rabbit wrapped in a towel in his arms.
- Adam kucağında havluya sarılı bir tavşan taşıyordu.
- Are you a man or a frightened rabbit?
- Sen bir erkek misin yoksa korkmuş bir tavşan mı?
- I wanted to be born a rabbit, and not a human.
- İnsan olarak değil, tavşan olarak doğmak istiyordum.
- I saw a wolf, a fox and a rabbit.
- Bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.
- And the little black rabbit never looked sad again.
- Ve küçük siyah tavşan bir daha hiç üzgün görünmedi.
- Tom followed the rabbit's tracks.
- Tom tavşanın izlerini takip etti.
- The ears of a rabbit are longer than those of a fox.
- Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.
Show More (89)
|